|

Dışişleri Bakanlığı yeniden yapılanıyor

Dışişleri Bakanlığının yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalar, Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu'nun hazırladığı rapor ışığında şekillendirilen faaliyet ve izleme çizelgesinin merkez ve dış teşkilata gönderilmesiyle ivme kazandı.

Aa
00:00 - 23/05/2007 Çarşamba
Güncelleme: 13:51 - 23/05/2007 Çarşamba
Yeni Şafak
Dışişleri Bakanlığı yeniden yapılanıyor
Dışişleri Bakanlığı yeniden yapılanıyor

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından geçen yılın başlarında Yeniden Yapılandırma Koordinatörü olarak görevlendirilen ve bu görevini 2006 Ağustosunda tamamlayan Loğoğlu, raporunu, Bakanlığın ve personelin çözüm bekleyen sorunlarını anlattı.


Raporun hazırlanmasına katkıları bulunan Emekli Büyükelçi Sanlı Topçuoğlu da söyleşi sırasında Loğoğlu'ya eşlik etti.


Dışişleri Bakanlığına 35 yıl hizmet veren, halen Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezinin (ASAM) başkanlığını yürüten Loğoğlu, Dışişleri personelinin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunun eğitim olduğunu söyledi.


-"YOKUŞA SÜRMÜŞÜZ"-


"Diğer kurumların tersine biz bu işi yokuşa sürmüşüz" diyen Loğoğlu, geçmişte kendilerini geliştirmek, yüksek lisans ve doktora yapmak isteyen personelin "neredeyse önüne geçildiğini" ifade etti.


"Biz master ve doktora yapmış insanları alıyoruz, mesleğin içine hapsediyoruz, meslek içinde kendilerini daha da geliştirmeleri için imkan tanımıyoruz" diyen Loğoğlu, bu sorunun ortadan kaldırılması için çalışmalar başlatıldığını kaydetti.


Loğoğlu, Bakanlıkta farklı diller bilen personelin bulunmadığına da işaret ederek, bu konuda adımlar atılmaya başladığını bildirdi.


"Ne reform yaparsan yap, kadın-erkek eşitliğini gözetmek zorundasın" diyen Loğoğlu, bunun sayısal olarak ve verilecek görevler açısından her zaman dikkate alınması gerektiğini vurguladı.


-MAAŞLARIN YETERSİZLİĞİ VE "UCU AÇIK MESAİ" ANLAYIŞI-


Loğoğlu, "Personelin maaşları tabii ki Bakanlığın en önemli sorunu değil, ama merkez maaşının artırılması personelin huzuru, güvenliği ve kendine güveni bakımından önemli bir katkı yapar" dedi.


"Personelin yurt dışında aldığı maaşın ev kirasına ve varsa çocuklarının eğitimine ancak yettiğini" belirten Loğoğlu, Türk Dışişleri personelinin dışarıda aldığı maaş düzeyinin Birleşmiş Milletler ya da diğer uluslararası kuruluşların hazırladıkları listelerde en alt sıralarda yer aldığından emin olduğunu söyledi.


Dışişleri Bakanlığındaki mesai saatlerinin diğer bakanlık ve resmi kurumların mesai saatlerinden farklı olduğunu belirten Loğoğlu, "Türk Dışişleri Bakanlığının ışıkları maalesef hiç sönmez, çünkü çalışmalar devam eder" diyerek, şöyle devam etti:


"Bakanlıkta ucu açık bir mesai uygulaması vardır. Böyle bir şey olabilir mi? İşten saat kaçta çıkacağın belli değil. Özel hayatını unutuyorsun. Evde eşin var, çocukların var, bakmakla mükellef olduğun bir ailen var, onların hepsi bir kenara itiliyor. Geç saatlere kadar çalışıyorsun. Mesai dokuz buçukta başlıyor, ama ona, on bire kadar devam ediyor".


Kendisinin de meslek hayatı boyunca bu koşullara kimi zaman "dişlerini sıkarak" katlandığını, bazen "artık yeter" dediği anların olduğunu belirten Loğoğlu, buna rağmen bu ülkenin insanlarına hizmet verme düşüncesinin kendisini görevine bağladığını ve işini severek yaptığını söyledi.


"Bütün meslek hayatları boyunca hiç subay olamadan tam bir er gibi dış cephelerde mücadele veren insanlardır diplomatlar" diyen Loğoğlu, kamuoyundaki diplomat imajını da eleştirdi.


-"BİZE CEPHE ALAN KÖŞE YAZARLARI..."-


Mesleğin en eziyetli taraflarından birinin, görev icabı katılmaları gereken resepsiyonlar ve yemekler olduğunu ifade eden Loğoğlu, "Türk kamuoyundaki imaj, 'diplomatlar, o kokteylden bu yemeğe, o yemekten bu kokteyle sefa sürüyor' imajıdır. Halbuki mesleğin en eziyetli tarafı odur. Çünkü bunlar hem yorucudur, hem fazla verimli değildir, hem de meslek içerisinde zaman çalması nedeniyle olumsuz etkileri olan unsurlardan biridir" diye konuştu.


Loğoğlu, kimi köşe yazarlarının kendilerini "monşer" diye nitelediğinin hatırlatılması üzerine, "Dışişlerine karşı öyle cephe alan köşe yazarlarının çoğu, zamanında dışişlerine girmeyi denemiş, ama başarılı olamamış arkadaşlarımızdır" dedi.


Emekli Büyükelçi Sanlı da, "Mesaisi 24 saat süren bir gemiciler, bir de diplomatlardır" diyerek sohbete katkıda bulundu ve mesai saatlerinin belirsizliğinin Türkiye'nin diplomatik ilişki içinde bulunduğu bazı ülkelerdeki saat farkılıklarıyla da ilintili olduğunu belirtti.


-EŞLERİN DURUMU VE DİĞER KONULAR-


Türk Dışişlerinde personelin çocukları için eğitim yardımı olmadığını belirten Loğoğlu, eşler için çok sembolik bir ödeme yapıldığını, bunun kadın-erkek eşitliği bakımından da "yüz kızartıcı" olduğunu söyledi.


Loğoğlu, eskiden yurt dışında eşlerin çalışabilmesine yönelik çok katı kısıtlamaların bulunduğuna ve geçmiş yıllara oranla bugün diplomat eşlerinin de meslek sahibi kişiler olduğuna işaret ederek, "Şimdi durum değişti. Bu konuda artık hem Türk yasaları biraz rahatladı, hem de eşlerin çalışabilmesi için karşılıklılık ilkesine göre, giderek sayıları artan biçimde bazı ülkelerle anlaşmalar yapılıyor" dedi.


Bakanlıkta işlerin "ekonomik", "kültürel" ve "siyasi" gibi birimlerle yürütüldüğünü belirten Loğoğlu, coğrafi esasa dayalı "masa" sistemine geçilmesi gereğine işaret etti.


Loğoğlu, böylelikle, örneğin "Orta Asya Masası"nda bu bölgenin siyasi, kültürel, ekonomik boyutlarının topluca ele alınmasının daha verimli olacağına inandığını söyledi.


Dışişleri Bakanlığının mekan sorununun da çözülmesini isteyen Loğoğlu, bütçe olanakları çerçevesinde 5-10 yıl içerisinde ana bina, arşiv araştırma binası, sosyal tesisler ve misafirhanenin bir arada bulunacağı bir mekana taşınılmasının şart olduğunu söyledi.


Loğoğlu, "Dışişleri Bakanlığı binasının Türk ulusunun niteliklerini yansıtan bir derinliği olmadığına" işaret ederken, Sanlı da, "pek çok ülkede dışişleri bakanlığı binalarının devlet kurumları arasında başbakanlıktan sonra en görkemli binalar olduğuna" dikkati çekti.


-"DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ SEÇMEN KİTLESİ YOK"-


Faruk Loğoğlu, Dışişleri Bakanlığının, arkasında bir "seçmen arka planı" bulunmaması nedeniyle, mecliste ve hükümet içinde ağırlığı bulunmadığına da değindi.


"İçişleri Bakanlığının, Milli Eğitim Bakanlığının, Orman Bakanlığının çok geniş bir seçmen kitlesi vardır, tabiri caizse" diyen Loğoğlu, bu nedenle Dışişleri Bakanlığının hükümet ve meclis içinde ihtiyaçlarını karşılamak bakımından başarılı olamadığını ifade etti.


Loğoğlu, "Dışişleri Bakanlığının, Türkiye'deki diğer kurumlara ve yurt dışındaki dışişleri bakanlıklarına nazaran kendini yenileme bakımından çok gerilerde kaldığını, buna rağmen diplomatların özverili çalışmaları ve yetenekleri sayesinde Türk diplomasisinin dünyanın en etkili diplomasilerinden biri olduğunu" söyledi.


Faruk Loğoğlu, "Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, Bakanlığın ihtiyaçlarına en fazla eğilen bakanlardan biri olduğunu" da kaydetti.


-RAPOR-


Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Loğoğlu, 2006 başında merkeze döndüğünde, Bakan Gül tarafından yeniden yapılandırma çalışmalarını koordine etmekle görevlendirildi.


Loğoğlu, hazırladığı raporda, Bakanlık teşkilatının yeniden yapılandırılması, Bakanlığın eğitim merkezinin bir akademiye dönüştürülmesi ve Bakanlığa bağlı stratejik araştırmalar merkezinin daha etkin hale getirilmesi konularında değerlendirme ve önerilerini aktardı.


Ortaya anlaşılabilir ve uygulanabilir bir rapor koyma hedefiyle yola çıkan Loğoğlu, çalışmasını geçen yaz emekli olurken Bakanlığa teslim etti.


Rapor, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan tarafından da incelendi ve yapılan toplantılar neticesinde oluşturulan eylem planı, Nisan sonunda Dışişleri Bakanı Gül imzalı bir genelgeyle tüm teşkilata gönderildi.


Kurumsal Gelişim Şubesi ile Emeklilik ve Sosyal Sosyal İlişkiler Şubesinin kurulması, düzenlenen hizmet içi seminerler ve personele yüksek lisans ve dil eğitimi imkanlarının sağlanması, yeniden yapılandırma çalışmaları çerçevesinde bugüne kadar atılan adımlar arasında yer alıyor.


Bu çerçevede, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile işbirliğinde başlatılan eğitim programı kapsamında Dışişleri Bakanlığı Eğitim Merkezi Başkanlığında eğitim gören aday meslek memurlarından 7'si ODTÜ'de yüksek lisans programına başladı.


Çeşitli konularda eğitim görmek üzere 20 aday meslek memuru ve hukuk müşaviri ile Arapça, Rusça, Çince, Japonca, Ermenice ve Yunanca dil eğitim programlarına katılmak üzere 7 meslek memuru da 2007 yaz kararnamesiyle yurt dışındaki temsilciliklere atandı.


Personelin merkez maaşlarının iyileştirilmesine yönelik kanun tasarısı da, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun gündeminde bulunuyor.



17 yıl önce