|

Bursa Ulu Camii

Anadolu Türk mimarlığının en büyük camisi olan Ulu Camii, Bursa'nın merkezidir ve itibarı en yüksek mabedidir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/06/2016 Perşembe
Güncelleme: 22:37 - 29/06/2016 Çarşamba
Yeni Şafak

Evliya Çelebi'nin deyimiyle Bursa'nın Ayasofya'sıdır. Yıldırım Bayezid tarafından 1396- 1399 yılları arasında mimar Ali Neccar'a yaptırılan abidevî eser, erken dönem Osmanlı sanatının en önemli örneğidir. Açılışında ilk hutbeyi Somuncu Baba'nın verdiği bu kutlu mekânın ilk imamı da Mevlid-i Şerif'in yazarı Süleyman Çelebi'dir. Tarihi boyunca olağanüstü hallere sahne olan cami; menkıbeler ve büyük alimlerin eserlerinde Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî, Mescid-i Aksâ ve Şam'daki Emeviyye Camii'nin ardından beşinci ziyaretgâh olarak zikredildi. Somuncu Baba, Emir Sultan Hazretleri, Molla Fenârî, Üftade Hazretleri, İsmail Hakkı Bursevî, Niyazi Mısrî ve daha nice ulu kişiler buranın mânâ iklimini zenginleştirdi. Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan tam 100 yıl sonra yapılan cami, yirmi kubbeli geniş iç mekânıyla, Selçuklulardan beri süregelen ulu cami tipinin en gelişmiş örneğidir. İlk yapıldığında ortadaki kubbe, yağmur sularının alttaki şadırvana toplanması için açık olarak tasarlanmış. Daha sonra camla kapatılan kubbe caminin aydınlanmasını sağlıyor. İç mekân, başka hiçbir camide bulunmayan zengin bir koleksiyona sahip. Eski, yeni yüzlerce yadigârın bir arada görülebileceği camideki en eski eser, kündekâri minberdir. Hacı Ahmet bin Abdülaziz adlı ustanın 1399 tarihli eseri, Selçuklu geleneğinin en güzel örneğidir. Dünyada bir benzeri bulunmayan sanat şaheserinin iki cephesi de farklı tasarlanmış. 6 bin 666 parçadan oluşan minberin yan kanatlarındaki oyma ve kabartma motiflerle, güneş sistemi ve kâinat sembolize edilmiş. Tarih içindeki yıkımlardan en çok etkilenen bölüm mihrap olmuş. Bu yüzden nakışları dönem dönem yenilenmiş. Mevcut kalem işi süslemeler Sultan Abdülmecid zamanında yapılmış. Süslü mihrabın günümüze ulaşan en eski detayı ise, üzeri altın varak kaplı mukarnaslarıdır. 600 yıllık geçmişi içinde defalarca onarım gören Ulucami'de, en kapsamlı onarım 1855 depreminden sonra olmuş. İçerideki süslemeler de bu döneme ait. Depremden sonra devrin en ünlü hattatları tarafından hüsn-i hat eserleriyle donatılan cami, dünyada emsali bulunmayan bir hat müzesi gibi. Hat sanatının özgün örnekleri olarak gösterilen yazılar arasında vav'ların çokluğu dikkat çekiyor. Bu sırlı harf, sanat ve estetik değeri yüksek olduğu gibi; Allah'ın vahdetini remzeden bir işaret oluşu, ebced değeri 6 olduğu için iki tanesinin yan yana gelmesiyle Allah lâfzını oluşturması, insanın ana rahmindeki ve kulun secdedeki halini hatırlatmasıyla mana yönüyle de zengin bir derinlik taşıyor. Bu yüzden caminin her yanı çifte vav'lar, Hu'ların vav'ları, iç içe geçmiş ve derece derece küçülen vav'lar, sarmaşık gibi birbirine sarılmış vav'lar ve güneş şeklinde düzenlenmiş istif vav'larla donatılmış.

#Bursa Ulu Camii
#Evliya Çelebi'
#Yıldırım Bayezid
8 yıl önce