|

Röportajları izleyip beyannameyi yazdık

AK Parti beyannamesinin çok ciddi hazırlık sonucu ortaya çıktığını belirten Başbakan Davutoğlu, “Araştırmalar yaptırdık. Halk ile sokaklarda yapılan söyleşileri izledim. Ne istiyor, ne bekliyor, dikkatlice izledim” dedi. Davutoğlu, halkın bu vaatleri AK Parti’nin gerçekleştireceğini bildiğini söyledi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/10/2015 Perşembe
Güncelleme: 10:31 - 8/10/2015 Perşembe
Yeni Şafak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin Erzurum mitingi sonrasında uçakta önemli açıklamalar yaptı. Yeni Şafak'ın sorularını yanıtlayan Davutoğlu, 1 Kasım seçimleri için açıkladıkları beyannamenin çok ciddi bir hazırlıktan ve 7 Haziran sonuçları üzerine yapılan muhasebe ile hazırlandığını belirterek, “Araştırmalar yaptırdık, nerede eksik gedik var, neler yapılması lazım... Halk ile sokaklarda yapılan söyleşileri izledim. Ne istiyor, ne bekliyor. Dikkatle inceledim. Bizim en çok oy aldığımız yerde de en az oy aldığımız yerde de halka danıştık" dedi. Şırnak'ta bir teröristin aracın arkasına bağlanarak çekildiği görüntüleri gece 12'de izlediğini ve hemen sorumluların bulunması için talimat verdiğini kaydeden Davutoğlu, “O görüntüye insan olarak, Başbakan olarak tepki gösterdim" diye konuştu. Rusya'nın Suriye'de ılımlı muhalifleri bombaladığını ve bunun da DAEŞ'in işlerini kolaylaştırdığını kaydeden Başbakan Davutoğlu, “Suriye'ye gerçek anlamda yabancı müdahale var. Burada DAEŞ unsurlarının vurulması söz konusu değil. Bize gelen istihbarata göre 57 nokta vurulmuş. Bunun 55'i ılımlı muhalifler, sadece 2'si DAEŞ hedefi" ifadelerini kullandı.



İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:


YENİ BİR HEYECAN DALGASI


Seçime 24 gün var ve ilk iki mitinginizi yaptınız. Samsun ve Erzurum'da nasıl bir tablo gördünüz?

Bir heyecan, bir seçim havası var. Bu güzel bir şey. 7 Haziran seçimlerinde de coşku ve kalabalığı görüyorduk ama bu sefer daha fazla. Yeni bir heyecan havası var.



Toplumda seçim ve miting yorgunluğu olduğuna dair bir takım analizler de yapılıyor.

Ben mitinglerde bıkkınlık havası görmedim. Onu hiç görmüyorum, bizim teşkilatlarda tam aksine daha bir heyecan gördüm. 7 Haziran'a giderken tam aksine yorgunluk vardı. Çünkü bir meydan okuma yoktu, bir şekilde iktidara alışmışlık vardı. Ama şimdi bu rehavetin sonuçları tecrübeyle görüldüğü için çok daha azimle, kararlılıkla çalışan bir teşkilat ve hareketli bir kitle var. Bundan memnunum.



7 Haziran'ın aksine ekonomik ve sosyal çerçeveye oturtulmuş bir beyanname açıkladınız. Çok konuşuldu..

7 Haziran beyannamesi de iyiydi. Fakat sunuşta, yani beyannamenin içeriğini aktarırken istediğimiz etki olamadı. Bunun yanında 7 Haziran'dan sonra ciddi bir iç muhasebe de yaptık. 1 Kasım beyannamesini daha kolay, daha anlaşılır bir formatta yazdık. Dolayısıyla 3 metin var şuan önümde. Biri beyannamenin esası; bu yarın hükümet kuracağımız zaman aynen alıp hükümet planına koyabileceğimiz bir esas. İkincisi; benim konuşmamdan oluşan bir siyasi pozisyon belgesi. Bu bir özet ve herkes tarafından rahat kullanılabilir. Üçüncüsü de her bir konuda küçük broşürler dağıtılıyor. Dolayısıyla incelemek isteyen çok daha kolay anlayabilecek.



SÖZ VERDİK YAPACAĞIZ


Diğer partilerin de benzer ya da daha farklı vaatleri var. Vatandaşlar şu günlerde bu beyannameleri inceliyor. İlk tepkileri nasıl buldunuz?

Biz 13 yıldır hükümet olarak vaat ettiğimiz için halk bunları yapacağımızı biliyor. Mesela emekliler. 7 Haziran öncesi demişiz ki, bin 100 liranın altında alan herkese, bin 200 lira ek vereceğiz, bunu vaat etmişiz, 1 Temmuz'da ödemeye başlamışız. Vatandaşlar diyor ki; 'Söz verdi yaptı. Şimdi de söz verdi, yapacak.' Ama CHP'nin veya MHP'nin vaatlerinin bu anlamda karşılığı yok. Afaki olacağını düşünüyorlar, bir de tek başına iktidara gelemeyeceği için yapılması çok zor. Bizim avantajımız ve dezavantajımız da burada; pratik için vaat ediyoruz. 'Vereceğiz' diyerek bilinmez bir meçhulü temsil etmiyoruz. Mesela CHP için bu, halk açısından bilinmez bir meçhul. İktidar olacak mı belli değil. Tek başına olması muhal (olanaksız). Koalisyonla olması çok zor. Olduğunda bunları gerçekleştirebilmesi zor.






HALKA DOKUNAN VAATLER


Beyannamede ve konuşmanızda 'Ey emekli, ey genç, ey işçi' diyerek kitleleri direkt muhatap aldınız. Bunun bir hikayesi var mı?

Araştırmalar yaptırdık, nerede eksik gedik var, neler yapılması lazım... Halk ile sokaklarda yapılan söyleşileri izledim. Ne istiyor, ne bekliyor. Dikkatle inceledim. 'Biz bu beyannameyi halkla birlikte yazdık' diyoruz ya, boşuna değil. Bizim en çok oy aldığımız yerde de en az oy aldığımız yerde de halka danıştık. Doğrudan dokunan, çok özgün, kreatif yani tabiri caizse “yaratıcı" vaatler var. Mesela “iş kuracağım" diyen bir gence 50 bin lira hibe verilmesi… Bu gençler arasında heyecan uyandırdı. Ya da eğer bir yerde işe girecekse, bir yıl maaşını devletinin ödemesi, iş kurmuşsa, 3 yıl vergi alınmaması, ayrıca 100 bin lira kredi verilmesi hususları var. Bunlar, hesabı iyi yapılmış şeyler. Bir hamle ile o genci istihdam ediyorsun, beceri kazandırıyorsun, işsizlik sorununu çözüyorsun ve artı değer üretecek şekilde yetiştiriyorsun.



HİÇ İNSANİ DEĞİL


Şırnak'ta bir teröristin cesedinin ip bağlanıp çekildiğine dair görüntüler konuşuldu, tepki çekti.

Dün gece tekrar İçişleri Bakanlığı'yla konuştum. Soruşturma yapılıyor, sorumluları mutlaka, gerekli hukuki işleme tabi tutulacaklar. Güvenlik Toplantısı'nda da konuştuk. Askeriyle, komutanıyla hepimizin ortak kanaati, bu yapılan ile terörle mücadelemize darbe vurulması hedeflenmiştir. Dolayısıyla birileri bu görüntüyle bizim mücadelemizin meşruiyetini tartışmaya açmıştır. Siyasette en önemli uygulama ahlaki meşruiyettir. Bu ahlaki meşruiyete kim zarar verirse, o aslında bu politikanın karşısında yer alıyor demektir. Dolayısıyla videoyu gece 12 gibi gördüğümde, insan olarak, başbakan olarak ciddi tepki verdim ve hemen açıklama yaptım.



HDP ÜRETİLMİŞ BİR BÜYÜYDÜ


Terörle mücadelede ciddi bir mesafe katedildiği bilgisi var...

İç güvenlik yasasını çıkarmasaydık, bir arabayı bile arayamıyorduk. Terörle mücadelede sonuna kadar gideceğiz. Ama burada koşulsuz silah bırakması gerekenler, bu silahları bırakana kadar terörle mücadele etkin şekilde sürecek.



7 Haziran öncesinde HDP'nin 'silahı biz bıraktırdık' söylemleri vardı. Şimdi aynı HDP, aynı silahların gölgesinde bir seçim stratejisi izliyor.

HDP'nin aslında büyüsü yoktu. Üretilmiş bir büyüydü bu. Sol kesimle bir sinerji oluşturmaya çalıştılar. 7 Haziran'da da bu kitleyi etki altına alan algı operasyonlarıyla bunu çok iyi gerçekleştirdiler. 'Bu hareketin sahibiyiz' diye düşünen Kandil'in diğer siyasi unsurlara ne kadar müsamahasız olduğunu gösterdiler. Diğer unsurlar da yavaş yavaş 'kullanılıyor muyuz' diyerek geri çekilmeye başladı. Burada bir büyüden söz etmek mümkün değil. AK Parti'yi izole etmek için yapılan, AK Parti ile halkın temasları arasında şüphe uyandırmak için yürütülen bir kampanyanın odağına oturtuldu HDP.



Bu bir proje miydi?

Evet, açıkça bir projeydi.



DAEŞ'i sadece iki kez vurdu


Rusya Suriye'de tam olarak ne yapmak istiyor?

Rusya, Esed kimyasal silah kullanırken yabancı müdahale olmasın diye BM'nin kararını bloke etti. Şimdi kendi müdahalede bulunuyor. DAEŞ unsurlarının vurulması söz konusu değil. Bize gelen istihbarata göre 57 nokta vurulmuş. Bunun 55'i ılımlı muhalifler, sadece 2'si DAEŞ hedefi.



Rusya'nın gerçek hedefinin rejimi korumak olduğunu söyleyebilir miyiz?

Görünen bu. Suriye'deki ılımlı muhalefetin vurulması DAEŞ'a yardım etmektir.



Rusya ile ilişkilerimiz nereye varır?

Rusya ile ilişkilerimiz önemli. Fakat Türkiye sınırlarının ihlal edilmesine kesinlikle müsamaha göstermeyiz. Suriye'de ılımlı muhalefetin zayıflatılması ile rejim ve DAEŞ'in önünün açılması çok tehlikeli. Angajman kurallarımız belli. Bunu Rusya'ya ilettik, sehven olan bir şey bir kez olur. Süreklilik arz etmesi halinde her türlü tedbiri alırız.


#davutoğlu
#1 kasım seçimi
#ersin çelik ropörtaj
#seçimler
#ak parti
9 yıl önce