|

İki çaresiz anne, buz kesen bir sınır ve yakıcı bir yoksulluk

Amerikalı kadın yönetmen Courtney Hunt'un ilk filmi “Donmuş Irmak”, düşük yapım bütçesi ve gösterişsiz oyuncu kadrosuna karşılık, Hollywood'un beylik anlatım kalıplarıyla kirlenmemiş tam bağımsız bir sinema anlayışının bütün güzelliklerini bünyesinde barındıran gerçek bir başyapıt...

Ali Murat Güven
00:00 - 31/05/2009 Pazar
Güncelleme: 11:17 - 31/05/2009 Pazar
Yeni Şafak
İki çaresiz anne, buz kesen bir sınır ve yakıcı bi
İki çaresiz anne, buz kesen bir sınır ve yakıcı bi

DONMUŞ IRMAK / Frozen River

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2008, ABD yapımı

Türü ve Süresi:
Polisiye Drama / 97 Dakika

Gösterim Dili:
Orijinali İngilizce olan bu film, ülkemizde Türkçe altyazılı kopyalarla gösterime sunulmuştur.

Yönetmen:
Courtney Hunt

Senarist:
Courtney Hunt

Görüntü Yönetmeni:
Reed Dawson Morano

Özgün Müzik Bestecileri:
Peter Golub ve Şahzâd İsmailî

Kurgu Yönetmeni:
Kate Williams

Sanat Yönetmeni:
Brian Rzepka

Oyuncular:
Melissa Leo (Ray Eddy), Misty Upham (Lila Littlewolf), Charlie McDermott (T.J. Eddy), Mark Boone Junior (Jacques Bruno), Michael O'Keefe (Trooper Finnerty), Jay Klaitz (Guy Versailles), John Canoe (Bernie Littlewolf), Dylan Carusona (Jimmy), Michael Sky (Billy Three Rivers)

İthalatçı Şirket:
Bir Film

Dağıtıcı Şirket:
Tiglon Film

İçerik Uyarıları:
Kısa bir çıplaklık, yanısıra da argo konuşmalar içerdiğinden, 15 yaşından küçükler ve bu tür temalardan hoşlanmayanlar için uygun değildir.

Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:

Yıldız Puanı:
* * * ½

* * *

FİLMİN KAZANDIĞI ÖDÜLLER

- Akademi (Oscar) Ödülleri-2009 / En İyi Kadın Oyuncu (Melissa Teo) ve En İyi Özgün Senaryo (Courtney Hunt) dallarında aday gösterildi.

- ABD, Sundance Film Festivali-2008 / Jüri Büyük Ödülü

- İsveç, Stockholm Film Festivali-2008 / En İyi Film

- ABD, Seattle Film Festivali-2008 / Lena Sharpe Kadın Sinemacılar Ödülü

- İspanya, San Sebastian Film Festivali-2008 / En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo), Signis Ödülü, TVE Otra Mirada Ödülü

- ABD, Provincetown Film Festivali-2008 / İzleyici Ödülü

- ABD, New York Film Eleştirmenleri Birliği-2008 / En İyi İlk Film Ödülü

- ABD, Ulusal Öngösterim Kurulu-2008 / En İyi İlk Film Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo)

- ABD, Nantucket Film Festivali-2008 / En İyi Senarist-Yönetmen Ödülü

- Fas, Marakeş Film Festivali-2008 / En İyi Film Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo)

- ABD, Bağımsız Sinemacılık Ruhu Ödülleri-2008 / En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo), En İyi Yapımcı Ödülü (Heather Rae)

- Almanya, Hamburg Film Festivali / Eleştirmenler Ödülü

- ABD, Gotham Ödülleri-2008 / En İyi Film Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo)

- İtalya, Cenova Film ve Televizyon Festivali-2008 / FIPRESCI-Dünya Eleştirmenler Birliği Ödülü

- Florida Film Eleştirmenleri Birliği-2008 / En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo)

- Ohio Film Eleştirmenleri Birliği-2008 / En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Melissa Teo), En İyi Çıkış Yapan Oyuncu (Melissa Teo)

- Amerikan Yerlileri Film Festivali-2008 / En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Misty Upham)

Ayrıca diğer 14 önemli yarışmada da çeşitli kategorilerde ödüllere aday gösterilmiştir.


* * *

Kanada'nın ABD sınırı yakınlarındaki bir Kızılderili kasabasında hayatlarını zorlukla sürdüren iki kadın, eşinden boşanmış orta yaşlı bir dul olan Ray ile yine eşi tarafından terk edilmiş genç Mohawk yerlisi Lila, bezdirici ekonomik koşullar karşısında ayakta kalabilmek için kaçak göçmen taşıma işine bulaşırlar. Her ikisi de yavrularının karşısında çaresizlik içinde kıvranan birer annedir ve çocuklarını büyütebilmek için bu tehlikeli işe ihtiyaçları vardır. Özellikle de bir karavanın içinde sürünen Ray'in…

Kanada-ABD sınırını oluşturan ve kış aylarında donan St. Lawrence ırmağını köhne bir kamyonetle geçerek göçmenleri umuda taşıyan ikili, karşı kıyıya yaptıkları her yolculuk öncesinde, kendi kendilerine “bunun son işleri olacağına” dair sözler verip dururlar. Ancak, içinden bir türlü çıkamadıkları yoksulluk sarmalı verdikleri sözü tutmalarına bir türlü imkân tanımaz. En gözde müşterileri Çinliler ve Pakistanlılar olan bu iki gariban, New York eyaleti sınırına yaptıkları yolculuklar sırasında bir yandan yasa koruyucuların nefesini enselerinde hissederken, öte yandan da hiç bilmedikleri bir diyardan ekmek parası için Yeni Dünya'ya savrulan göçmenlerin trajedilerine tanık olurlar.


Gerçek olaylardan esinlenen sarsıcı bir yapıt

Ayağı yere sağlam basan, gerçekçi bir sinema yazarı, yaptığı meslekî değerlendirmelerde, “yedinci sanat”ın ticarî cephesini, yani “kitleleri eğlendirme” misyonunu -karşısına çıkan bu kategorideki örnekler çok bariz bir pespayelik içermedikçe- belli ölçüde hoşgörü ve saygıyla karşılamak durumundadır. Ben de meslek hayatım boyunca, “yüksek maliyetli bir sanat formu” konumundaki sinemanın, izleyici ilgisini diri tutmak ve ekonomik döngüyü sağlamak adına elzem olan bu yönünü hiçbir zaman es geçmemeye özen gösterdim.

Bütün kadim sanatların birbirleriyle uyumlu bir bileşkesi olan sinema, ürün verirken öyle her zaman “katıksız bir sanat” olmak için kendini kasmamalı; çünkü bu onun doğasına uymaz. Film endüstrisinin, yeryüzünde “pop kültür” taşıyıcısı olmak gibi çok önemli bir misyonu daha var. Ki bu sayede beyazperdeye yansıyan görüntülerden 7 yaşında bir çocuk da 70 yaşında bir ihtiyar da benzer bir lezzeti alabiliyor.

Sinemanın eğlendirici ve hoşça vakit geçirtici yönünü seviyor, loş salonlarda yaşanan böylesi bir “kafa boşaltma” molasına zaman zaman hepimiz ihtiyaç hissediyoruz. Ancak, bazen söz konusu endüstriyel döngüden -Courtney Hunt'un dokunaklı filmi “Donmuş Nehir”de olduğu gibi- saf bir sanat formuna iyice yaklaşılan öylesine sıra dışı örnekler çıkıyor ki, bunlarla karşılaştığımda hem sinemasever olmaktan, hem de mesleğimi icrâ etmekten dolayı ekstra bir keyif alıyorum.

Amerikan bağımsız sinemasının umut vaad eden kadın yönetmenlerinden Hunt, katıldığı bütün festivallerde alkışlarla karşılanan ve şimdiye kadar da 20'yi aşkın ödül kazanan bu ilk yapıtında bizlere, çok uzak bir coğrafyada yazılmasına karşın dizeleri son derece tanıdık gelen evrensel bir şiir sunuyor. Yoksulluğun insan fıtratını nasıl da bozup kirlettiğine ilişkin hüzünlü bir şiir bu…

İnsan onurunu ayakta tutmayı her geçen gün biraz daha zorlaştıran yıkıcı bir yoksulluğun karşısında, insanoğlunun dişisinin sahip olduğu en kuvvetli içgüdünün, “annelik içgüdüsü”nün çağrısına uyarak evlatlarını sefaletten kurtarmak için çırpınan iki kadınla tanışıyoruz Hunt'ın anlatısında... Ki senaryo da bütünüyle gerçek olaylardan esinlenerek yine yönetmen tarafından yazılmış. O yüzdendir ki bünyesinde kadınca bir dokunuşun, kadınlara özgü güçlü bir duygusallığın bütün güzelliklerini fazlasıyla barındırıyor.

Hunt, geçen yıl kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Bu filmin senaryosunu yazmaya, St. Lawrence Irmağı üzerinde arabalarıyla kaçakçılık yaparak çocuklarının geçimini sağlayan kadınlardan ilk kez haberdar olduğum gün karar verdim” diyordu, “O kadınların, para kazanabilmek için göze aldıkları riskler çok fazlaydı ve yakalandıklarında yıllarca hapis yatabilirlerdi. Beni de kaçakçılık eyleminin kendisinden ziyade, bu risklerin ne tür koşullar altında alınabileceği sorusu cezbetti. Sınır kaçakçılığı olayını incelerken şunu gördüm ki, bir annenin çocuklarını koruma içgüdüsü, kültürel, politik ve ekonomik sınırları çok aşan bir fedakârlık gösterisidir. Farklı iki ırktan gelen oyuncularım Melissa ve Misty de benimle aynı duyguları paylaşarak, sınır boyunda yaşanan bu büyük trajediyi kalplerinin en derinlerinde hissettiler. Böylelikle, Kanada'daki küçük bir köy üzerinden, değişik kültürlere mensup bütün kadınların evrensel annelik mücadelesini anlatmış olduk.”


Geç keşfedilmiş büyük bir yetenek: Melissa Teo


Plattsburgh'da sıfır derecenin altındaki zorlu hava koşullarında çekilen “Donmuş Irmak” için, çekim ekibi eldeki sınırlı bütçeye rağmen cansiperane bir çalışma ortaya koymuş ve film yöre halkının da dostâne katkılarıyla 24 günde tamamlanmış. Filmin yapım notlarından, görüntü yönetmeni Reed Dawson Morano'nun biraz bütçesizlikten, biraz da soğuk havanın kilitleyici etkisi ve gece çekimleriyle baş etmede kolaylık sağladığından dolayı, 35 mm standart bir analog kamera yerine Panasonic marka dijital bir kamerayla çalışmak zorunda kaldığını öğreniyoruz. Ancak, maddî koşulların dayattığı onca sınırlamaya rağmen, Morano'nun elde ettiği görsel sonuç bu depresif öyküyü yine de eksiksiz bir biçimde tamamlamayı başarıyor. Umutların tek tek kırıldığı hoyrat bir coğrafyaya pek yakışan soğuk ve gri resimlerle bezeli bütün film…

Tabiî, sözün burasında, geçen yıl “en iyi kadın oyuncu” kategorisinde boy gösterdiği irili ufaklı bütün yarışmalarda performansıyla jüri üyelerinin gözlerini yaşartan Melissa Teo'ya da (1960, New York, ABD) özellikle değinmek gerek… Oyunculuğa 1980'li yılların ortalarında televizyon dizilerinde başlayan Teo, yine filmin yapım notlarından öğrendiğimiz üzere, çekimler boyunca kendisine göre nisbeten daha kıdemsiz rol arkadaşı, kızılderili kökenli Misty Upham (1982, Montana-ABD) başta olmak üzere setteki herkesi âdeta “bilge bir abla” edasıyla motive etmiş; çoğu amatör olan kadronun sert hava koşulları karşısında gardının düştüğü anlarda bir psikolog gibi çalışarak yönetmenin sağ kolu olmuş. Bu sahiplenici tavır da perdede büyük bir başarıyla ortaya koyduğu o unutulmaz “fedakâr anne” performansının ardındaki sırrı açıklıyor aslında…

Kariyerinin büyük bir bölümünü sıradan yapımlarda oyalanarak geçirmek zorunda kalmış, bu yüzden de keşfedilmesi ta “Donmuş Irmak”a kadar ertelenmiş çok büyük bir yetenek Teo… Ancak, tıpkı sonradan hız kazanan bir yarış atı gibi, Ray karakteriyle kazandığı ödüllerin ardından sanatçının sektördeki şansı bir açıldı pir açıldı ve son bir yıl içinde üst üste 20 dolayında sinema filminde görev aldı.

“Donmuş Irmak”, gerek anlattığı yürek burucu öykü, gerekse bu öyküyü tokat gibi bir sahicilik duygusu eşliğinde beyazperdeye aktaran duru yönetimi ve dahası hayranlık uyandırıcı oyunculuklarıyla, son yılların en iyi filmlerinden biri; “toplumsal gerçekçi” çizgide bir başyapıt... Sinemanın, her türlü şamatacı gösterinin gişe cazibesini cesaretle bir kenara itip gerçek anlamda “sanat”a dönüştüğü nadide bir örneğe tanık olmak istiyorsanız, kesinlikle kaçırmayın.



15 yıl önce