Süreç, dönemin özel yetkili Cumhuriyet Savcısı olan aynı zamanda Ergenekon soruşturmalarını da yürüten Zekeriya Öz tarafından 2 Aralık 2010'da başlatıldı. Öz'ün İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne atanmasının ardından soruşturmayı yürütmek için görevlendirilen özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'in 3 Temmuz 2011'de düğmeye basmasıyla Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da arasında bulunduğu 61 kişiyi gözaltına alındı.
Savcılık ve emniyet tarafından yapılan açıklamalarda gözaltına alınanların futbol müsabakalarında şike yaptıkları ve haksız ekonomik kazanç sağladıkları iddia edildi. Soruşturma sürecinde aralarında Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 31 kişi tutuklandı. Soruşturmayı tamamlayan savcı, 93 kişi hakkında iddianame hazırladı.
İddianamede Aziz Yıldırım ile Olgun Peker suç örgütü lideri olarak gösterildi. Aziz Yıldırım için "Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurup, yönetmek" ile şike ve teşvik primi suçlamalarına ilişkin 59 yıldan 156 yıla kadar hapis cezası istendi. Diğer sanıklara da çeşitli cezalar istendi. Türkiye Futbol Federasyonu ve 9 kişi de iddianamede müşteki olarak yer aldı. Bu arada 14 Nisan 2011'de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren '6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da yapılan değişiklikle istenen cezalarda indirime gidildi. Yıldırım için istenen ceza 16,5 yıldan 55 yıl 10 aya indi.
Bucaspor ile Trabzonspor da suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle davaya müdahil oldu. Bu takımları duruşmalarda avukatları temsil etti.
İddianameyi 9 Aralık 2011 de kabul eden 16. Ağır Ceza Mahkemesi avukatların yaptığı tutukluluk itirazı üzerine 8 kişiyi tahliye etti. Tutuklu sayısı 23'e indi. Davanın ilk duruşması Silivri Cezaevi'nde bulunan duruşma salonunda görüldü. Aziz Yıldırım 1 yıl cezaevinde yattıktan sonra tahliye oldu. Yapılan yargılama sonrasında Aziz Yıldırım 'şike yapmak ve örgüt kurmak' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanıklarda çeşitli cezalara çarptırıldı.
Cezanın onanmasının ardından Aziz Yıldırım ile birlikte 6 sanık 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişikliği gerekçe gösterip yeniden yargılanma ve infazının ertelenmesini talep etti. Talebi haklı bulunan Aziz Yıldırım, Olgun Peker, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden hakim karşısına çıktı. Öte yandan yine Yargıtay'ın bozma kararının ardından, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, eski Beşiktaşlı yönetici Serdal Adalı, Fenerbahçeli yönetici Şekip Mosturoğlu'nun da aralarında bulunduğu 30 sanığın yargılandığı dava da bu davayla birleştirildi.
Yeniden yargılaması yapılan davada savunma yapan Aziz Yıldırım mahkemeye hitaben şunları demişti; "Bu dava sadece şike davası değil asıl mesele memleket meselsidir. Türkiye Cumhuriyeti tek bir devlettir. Başka bir devlet kurulmak istenmesinin biz her zaman karşısındayız. Bunları yapanlar hesabını verecek. Sizin bu davada vereceğiniz beraat kararı buradaki vatansever insanların itibarı değil, memleketin itibarı için gereklidir"
Yeniden yargılaması yapılan şike davasında geçtiğimiz salı mütalaasını açıklayan duruşma savcısı Mirza Coşkun, soruşturmanın başladığı (2 Aralık 2010) tarihinde Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi'ne dair kanunun yürürlükte olmadığını, kanunun 14 Aralık 2011 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Savcı, 'bu tarihten önceki süreçte suç ve cezada kanunilik prensibi gereği şike ve teşvik pirimi suçlarından bahsetmenin mümkün olmadığı, kanunda suç olarak düzenlenmeyen bir fiilin suç soruşturmalarına ve yargılamalara konu olamayacağını' belirterek Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu tüm sanıklar hakkında "şike", "suç örgütü kurmak" ve "üye olmak" suçlarından beraatlerini istedi. Savcı Coşkun, Aziz Yıldırım'a verilen ve Yargıtay tarafından onanan 6 yıl 3 aylık hapis cezasına ilişkin hükmün de iptaline karar verilmesini talep etti.
Savcı sadece sanıklardan Olgun Peker ve Selim Kımıl hakkında, mağdurlardan Mustafa Cici'ye karşı işlemiş olduğu "tehdit" ve "sahte resmi belge temini ve kullanma" suçlarından 2 yıl 6 aydan 7 yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etmişti.
