|

Facebook bizi artık 'doğrudan' izleyecek

Bir kütüphane düşünün; binlerce kitap var ama hepsi de incecik. Dahası açıp baktığınız on kitaptan sekiz tanesi tıpatıp aynı şeyleri yazıyor. Yazarları farklı, kapakları farklı ama içerik aynı. Siz bu kütüphaneye ikinci kez gider miydiniz? İşte kaliteli yayın ile kalitesiz yayın yapan sitelerin arasındaki fark bu.

Yeni Şafak
12:41 - 14/06/2015 Pazar
Güncelleme: 12:57 - 14/06/2015 Pazar
Diğer

Facebook sadece dünyanın açık ara en büyük sosyal ağı değil. Bunun ötesinde sanal dünyanın üzerinden en çok vakit geçirilen sitesi ve hatta genel anlamda da Google'ın arama motorunun hemen gerisinde iki numaralı sitesi yine Facebook.



Nitelik mi nicelik mi?


Bugün 'maalesef' başta reklam olmak üzere, güdülen ticari kaygılardan ötürü siteler için en önemli unsur daha çok tık alma ve Google aramalarında en üst sıralara yükselebilme. Daha çok tıklanmanın yolu da daha çok içerik üretmekten geçiyor. Daha çok içerik üretmek de ya daha çok kişi istihdam etmek (ki her bir kişi ekstra maliyet demek olduğundan bu da doğal olarak tercih edilen bir şey değil) ya da daha çok '

robotlaşmakta

' oluyor.



Robotlaşmaktan kastımız tahmin edeceğiniz gibi 'kopyala/yapıştır' içerik. Hatta daha da iyisi ''

kopyala -mümkün olduğunca kırp- ondan sonra yapıştır

'' ki okurlar hemen bitirip öbür içeriğe geçebilsin. En nihayetinde 'bir tık, bir tıktır' mantığı. Tabii 10,20 satırlık içerikleri bile on sayfaya yayarak yayınlayıp daha çok tıklanma gibi yöntemler de mevcut.



Fuzuli bilgiler çöplüğü


Bir kütüphane düşünün ki, içerisinde binlerce kitap var ama hepsi de incecik. Dahası açıp baktığınız on kitaptan sekiz tanesi tıpatıp aynı şeyleri yazıyor. Yazarları farklı, kapakları farklı ama içerik aynısı. Siz bu kütüphaneye ikinci kez gider miydiniz? İşte internette kaliteli yayın ile kalitesiz yayın yapan sitelerin arasındaki fark bu.



Velhasıl bu yayıncılık anlayışı kısa vadede daha çok tık aldırsa da '

nitelik-nicelik

' terazisinde denge tamamıyla sayısal çoğunluğa kaydığından 'kaliteli içerik' kayboluyor. Yani diğer bir deyişle sanal dünya hızla bir çöplüğe dönüşüyor.





İşte Facebook bu kısırdöngüyü kırabilmek ve kaliteli içerik isteyen kullanıcısına bunu temin edebilmek için uzun bir süreden beri çalışmalar yürütüyor. Temel amaç kişiye özel içerik. Yani haber akışında kişinin ilgi alanları baz alınarak yapılan bir sıralama. Bunu anlamak için şimdiye kadar yapılan şey, kullanıcı görüşlerine başvurmaktı. Fakat bu da çok sağlam bir çözüm değil. Ne de olsa

kimse 'yoğurdum ekşi' demiyor

.



Bu ülkede herkes belgesel izliyor!


Mesela yapılan röportajlarda 'en çok hangi kanalları izliyorsunuz?' sorusuna verilen cevaplara baktığımızda Türkiye'de en çok 'belgesel' kanallarının yahut 'yurt dışı dizilerin verildiği' kanalların izlendiğini görüyoruz! Peki gerçek? Gerçek zaten malum... Ama işte insanlar normalde seyrettikleri şeyleri söylemekten utandıkları için,

kendilerine ''entelektüel'' havası vermeye çalışıyorlar

. İşte Facebook da bu yanıltıcı bilgilerin önüne geçmek için artık bize sormak yerine, doğrudan evimize gelip hangi kanalları izlediğimizi kendisi görmeye karar verdi!



Peki, çözüm?


Artık Facebook haber kaynaklarımızdaki hareketleri doğrudan takip edecek. Hangi haberlere tıkladığımızdan çok, tıkladığımız haberlerde ne kadar vakit geçirdiğimizi, haberlere yorum yazıp yazmadığımızı veya paylaşıp paylaşmadığımızı inceleyecek. Yani diğer bir deyişle

kaliteli içerik ile tribüne oynayan içerikleri birbirinden ayıracak

. Ve tabii en nihayetinde de kalite arayan kullanıcıya kaliteli içerik sunacak.



Şimdilik deneme aşamasında olan yeni algoritmanın önümüzdeki günlerde tüm kullanıcılar için geçerli hale geleceğini de not olarak düşelim.




#sosyal ağ
#facebook
#internet
9 yıl önce