|
Kardeşliğin ötesindeki ilişkiye limon sıkmak

Başbakan uzun zamandan beri başkanlık sisteminden yana olduğunu söylüyor. Başkanlık sistemini savunuyor.

Başkanlık sisteminin tartışılmasını istediği aşikâr.

Çağdaş demokratik sistemleri ucundan kıyısından inceleyen okuyan herkes gayet iyi bilir ki başkanlık sisteminin en önemli özelliği siyasi istikrar ve sert/katı kuvvetler ayrılığıdır.

Başkanlık sisteminde koalisyona muhtaç olma ve hükümet kuramama güven oyu alamama gibi siyasi tıkanıklık söz konusu değildir.

Bu sebeple de güçlü liderlerin çıkmadığı dönemlerde ülke olarak hep koalisyonlara mahkum olduk. Bu koalisyon dönemleri mercek altına alındığında kazanımlarımızın büyük kısmını kaybettiğimizi de gördük.

Dolayısıyla başkanlık sistemi ülkemiz için de siyasi istikrarsızlığın tek ilacı gibi durmaktadır. Ben daha önce bu konuda başkanlık sistemine Türkiye"nin Tayyip Bey dönemi için değil asıl Tayyip Bey sonrası için muhtaç olduğunu yazmıştım.

Her neyse başkanlık sisteminin en önemli diğer özelliği ise sert/katı kuvvetler ayrılığıdır.

Başkanlık sistemi, yasama yürütme ve yargı erklerinin birbirini dengelediği ve biri birine müdahale etmediği bir sistemdir.

Gerçek manada kuvvetler ayrılığı söz konusudur.

Başbakanlık düzeyinde bir insanın başkanlık sistemini savunurken bunu bilmemesi mümkün müdür?

Tabii ki değildir.

Durum böyleyken Başbakan"ın kimi icraatların engellenmesinde kuvvetler ayrılığının rolüne işaret etmesi onun kuvvetler ayrılığına karşı olduğunu mu gösterir?

Ben o cümlesini işitince Başbakan"ın kuvvetler ayrılığının gerçek manada uygulanmamasından müşteki olduğunu anladım. Çünkü başkanlık sistemini savunan bir insanın kuvvetler ayrılığını kabul etmemesinin akılla mantıkla iz"anla bağdaşır yanı yoktur.

Ama başta muhalefet olmak üzere makul ve mantıklı gördüğüm çok sayıda kanaat önderinin Başbakan"ı kuvvetler ayrılığına karşıymış gibi değerlendirmelerini hayretler içinde okudum ve dinledim.

Bu süreçte Bektaşi"nin "namaza yaklaşmayın" yorumunun tıpkısının aynısına şahit olduk.

Perşembe akşamı NTV"de yayınlanan ve Başbakan"ın durumu açıklığa kavuşturan mülakatına kadar büyük bir açığını yakalamışçasına yapılan eleştiriler, maalesef aydınlarımızın sevmediklerine karşı nasıl duygusal davrandıklarını göstermesi açısından ibret vericiydi.

Bir de utanmadan sıkılmadan aslı astarı olmayan bir yargı üzerinden hareketle Başbakan ile Cumhurbaşkanı"nın kuvvetler ayrılığı konusunda farklı düşündüklerini kimi ima etti kimi de ilan.

Maalesef Başbakan haberinin yanına, Cumhurbaşkanı"nın "Kuvvetler ayrılığı demokrasinin temel ilkesidir" sözünü koyanlar bile çıktı.

Kanaatimce bir protokol kazası sonucu Göktürk-2"nin uzaya fırlatma töreninde Cumhurbaşkanı"nın çağrılmamış olması da hükümet ile Köşk arasına fitne sokmanın bir aracı olarak kullanılmak istendi.

İlişkileri kardeşliğin ötesinde olan iki önemli şahsiyetin arasına böyle girilebilir mi?

Bu ucuz yaklaşım ve bu ucuz politikanın, sahiplerinden ziyade muhaliflerine yaradığını görmemek için kör olmak gerekir.

Gözleri olup da görmemek böyle bir şey olsa gerek.

11 yıl önce
Kardeşliğin ötesindeki ilişkiye limon sıkmak
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle