|
Çocuğunuzu fişte unutmayın!
Okullar kapandı, karneler alındı, kış boyu devam eden televizyon izleme yasaklarının sonuna gelindi. Yaz tatili demek pek çok çocuk için televizyona özgürlük demek! Kış boyu ders çalışmayı engellediği için, ödevlere ayrılması gereken zamandan çaldığı için sınırlandırılan televizyon, tatille birlikte sonsuz özgürlüğe kavuştu. Odasında televizyon bulunan çocuklar sabah erkenden uyanıp gizlice seyrettiği televizyonu tatille birlikte özgürce seyredebiliyor artık. Kanallar yaz ekranını özellikle gündüz kuşağını küçük seyirciler için hazırladı. 24 saat çizgi film yayınlayan çocuk kanalları gerçeğinden hareketle sınırlama yapılmazsa çocuklar gün boyu hatta gece boyu ekran karşısında kalabilir.

Metroda iki farklı zamanda iki farklı anne çocuğuyla baş edemediği için akıllı telefonu tutuşturdu çocuğunun eline. İlkinde sonu gelmez sorulardan azad olmak için, ikincisinde hareketli çocuğu koltukta sabit hale getirebilmek için. 4-5 yaşındaki bu çocuklara her fırsatta 'ekran' kurtarıcı olarak sunulmaya devam ederse bağımlı olmaları an meselesi, olmadılarsa tabii. Ekran bağımlılığı denince akla ilk televizyon gelir. Anne babaların anı kurtarmak ya da çocuklarının ne kadar zeki, teknoloji dâhisi olduğunu ispat edebilmek için gönüllü olarak ellerine tutuşturdukları akıllı telefon ve tabletlerin teknoloji bağımlılığının başlangıcı olduğu görmezden gelinir.

Tablet bilgisayar, akıllı telefonlardan sonra üç tarafı ekranla kuşatılmış çocukları televizyondan uzak tutmak çözüm değil! Akıllı cihazları anne babasından daha ustalıklı kullanan çocuklar için özellikle.

Marie Winn, Çocuğumu Fişte Unuttum isimli kitabında mesele çocuğunuzun ne seyrettiği değil içerik önemli değil önemli olan televizyon seyretmesi diyerek anne babaların dikkatini çekiyor. Televizyon çocuklar için sınırlandırılmalı ama anne baba kendisi için de sınırlandırmalı ekran karşısında geçirdiği zamanı. Anne baba televizyon karşısında vakit harcarken müdavimi olduğu dizilerden, programlardan vazgeçemezken; çocuktan böyle bir beklenti içine girmek verimli olmayacak, çocuk her fırsatta ekran karşısına geçecektir.

Ekran sadece çocuğu değil, yetişkinleri de hayata ve insanlara karşı duyarsız hale getirir, aile içi iletişimin katili olur. Düşünmeyi, okumayı, kendini geliştirmeyi neredeyse imkansız hale getirir. Yapılan araştırmalarda iki yaş altı bebeklerin televizyon izleme oranlarının 20 saati bulduğu tespit ediliyor. Televizyonla zoraki tanıştırılan, bir nevi bakıcılık yaptırılan, zararsız olduğu iddia edilen kanallara kendi eliyle teslim ettiği çocuğunu, yürümeye konuşmaya başladığında ekran bağımlılığından kurtarmaya çalışan anneler imkansızla mücadelenin içine girerler. Ki iki yaş altı çocukların televizyon izlememesi gerektiği basit bir tavsiyeden öte nörolojik ve psikolojik bir tavsiyedir.

Anne babalar çocukların televizyon deneyiminin kendilerininkiyle aynı olduğunu varsaydıkları için içeriğin önemini abartıyorlar diyor Marie Winn. Oysa ikisi arasında temel bir farklılık var diyerek şöyle izah ediyor: “Yetişkinler gördüklerini anlamlandırmada kullanabilecekleri geniş bir yaşam birikimine sahiptir, çocukların ise böyle bir birikimi yoktur. Televizyon izleyerek büyümeleri halinde yetişkinlerin tersine daha sonraki gerçek yaşam faaliyetleri onlarda televizyon deneyimi anılarını canlandıracaktır. Çocuğun erken dönem televizyon deneyimi onların yaşamda karşılaşacağı realiteleri ve ilişkileri insani boyutta algılayamamalarına, bu ilişkileri makineleştirmelerine ve sanallaştırmalarına sebep olur. Onlar için gerçek olaylar daima televizyon dünyasının yankılarını taşıyacaktır. Televizyon hayali yakalar ama onu özgürleştirmez. İyi bir kitap ise zihni hem harekete geçirir hem de özgürleştirir.” Üzerinde durulması gereken en ilginç tespit ise çok televizyon izleyen çocukların içi boş kitaplar okumaya gösterdikleri ilgi. İçi boş kitapların en çarpıcı örneği ise Guinness Rekorlar Kitabı. “ İçi boş kitaplar başından sonuna kadar okunması gereken bir öykü içermez, rastgele okuması mümkün olan, özetlenmiş, çok fazla dikkat gerektirmeyen kitaplardır. İçi boş bir kitap tıpkı televizyon izlemek gibi emek gerektirmez, normal kitabın aksine içi boş kitabın içine dalınmaz.”
#Marie Winn
#Çocuğumu Fişte Unuttum
#akıllı telefon
9 yıl önce
Çocuğunuzu fişte unutmayın!
Bozdağ CHP"nin yeni "367" icadına ne diyor?
AK Parti HDP aşsa da iktidar, aşmasa da...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı