|
Açıklanmayan belgelerdeki ülke

Darbe mağduru olan Türkiye, ilk kez darbelerin röntgenini çekti. Şifrelerini çözdü, genetik kodlarını tespit etti.

AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığındaki Darbeleri Araştırma Komisyonu"nun raporundan söz ediyorum.

Mehmet Elkatmış Başkanlığındaki komisyonunun hazırladığı Susurluk raporuyla devlet içindeki devleti keşfetmiştik.

Faili meçhul cinayetleri ise Sadık Avundukluoğlu"nun başkanlık ettiği komisyon Türkiye"nin gündemine taşımıştı.

Ersönmez Yarbay"ın başkanlık ettiği Uğur Mumcu suikastını araştıran komisyon ise, karanlık noktalara dikkat çekmişti.

Darbeleri Araştırma Komisyonu da hazırladığı raporla aynen diğerleri gibi, Türkiye"nin geleceğinde çok tartışılacak bir çalışma ortaya koydu.

Ama aynı zamanda hepsinden de izler taşıyan bir rapor hazırladı komisyon.

Çünkü hepsi darbelere giden sürecin önemli kilometre taşlarıydı.

Bizde bu tür iddialı raporlar aynı zamanda başkanlarının da isimleriyle anılır.

Susurluk raporunu Mehmet Elkatmış"tan ya da faili meçhulleri Sadık Avundukluoğlu"ndan ayrı düşünemezsiniz. Buna bir yenisi daha eklendi.

Nimet Baş.

Devlet Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı görevleriyle devleti içinden tanıdı Nimet Hanım. Hukukçu kimliğinin ötesinde, entelektüel birikimiyle de böyle bir raporun ortaya çıkmasında çok büyük payı olduğunu düşünüyorum.

Bir hukukçu olarak 28 Şubat"ın hukuksuzluğuna karşı mücadele vermiş bir isim Nimet Baş.

28 Şubat sürecinde Recep Tayyip Erdoğan"ı siyaseten tasfiye etmek için Mesut Yılmaz- Hüsamettin Özkan ve Adil Serdar Saçan üçlüsü tarafından yürütülen operasyonda dik duran bir hukukçu olarak tanıdık onu.

Mahkeme salonlarında mağdurların sesi, hukukun savunucusu oldu.

Komisyon raporunu Meclis Başkanlığı"na sunduktan sonra konuştuk Nimet Hanımla.

Sorularımıza verdiği cevapları, raporun Meclis Başkanlığı"na teslim edilmesinden sonra yaptığı ilk açıklamaları haber sayfalarımızda bulacaksınız.

Ama ben öncelikli olarak gözlemlerimi yansıtmak istiyorum.

Darbe karşıtı ve özgürlük savunucusu olarak, siyasi hayatının en önemli çalışmalarından birine imza atmanın huzuru içindeydi.

Aynı gözlemi komisyon sözcüsü AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin"le yaptığımız görüşme sırasında da edindim.

Türk demokrasi tarihine önemli bir belge kazandırdıklarını düşünüyorlardı.

Katılıyorum bu görüşe.

Bırakın 27 Mayıs"ı, Menderes"in idamını, Deniz Gezmiş"in asılmasını, yeni kuşakların 12 Eylül sorulduğunda, "Milattan önce mi, milattan sonra mı?" diye karşılık verdiği bir devirde demokrasi hafızamıza önemli bir katkı yaptılar.

Aynı zamanda bir boy aynası ortaya koydular.

Her siyasetçinin kendisini görüp, demokrasi adına kaç okka geldiğini gösteren bir tartı oldu aslında.

28 Şubat"ta, askeri vesayetin başbakanı olan Mesut Yılmaz bu komisyona gelip konuşabilmeyi içine sindiremedi.

Neyi anlatacaktı?

Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı istemediği için Refah Partisi"yle hükümet kurmaktan son anda vazgeçtik mi diyecekti.

Bunun mükafatı olarak beni 28 Şubat"ın başbakanı yaptılar diye mi konuşacaktı.

"Bir tuğla çekersem duvar yıkılır" diye derin devletin duvarına işaret eden, Özal suikastından 90"lı yıların faili meçhullerine, Kürt işadamlarının infazlarından Çatlı olayına kadar birçok şeyi bilen adam Mehmet Ağar bile, bildiklerini anlatmadı komisyona.

367 oylamasına girmemesi için rica eden paşanın adını bile anmadı.

Sanki 12 Mart ve 12 Eylül"ün mağduruyum diyen Demirel, hakikatleri söyledi mi? Komisyon huzurunda bile darbelerle hesaplaşmaya girmedi Demirel. Hatta birileri de gelir bunun hesabını sorar diye üstü kapalı tehdit etmeyi yeğledi.

12 Eylül"ün mağduru 28 Şubat"ın mimarı Baba…

Darbelerle hesabını görmüş. Kendisi 12 Eylül"den sonra Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu ya yeter. Onun hesabı koltukmuş? Koltuğa kavuşunca hesap görülmüş.

Peki milletin mağduriyeti ne olacak?

28 Şubat Tansu Çiller"e karşı yapıldı, hedef DYP"yi bölmekti diyen Tansu Çiller"e ne demeli? Hanımefendi Mandela gibiymiş, hesaplaşmayacakmış, çünkü beyaz sayfa açmış.

Aynen babası gibi, darbeler üzerinden ikbal peşinde Tansu Hanım.

Sizin peşinizden gittiği için, demokrasiye inandığı için mağdur olanların hakkını, hukukunu kim arayacak?

Bu açıdan Darbeleri Araştırma Komisyonu"nun raporu çok önemli.

Rapor tamam ancak raporda bir de açıklanmayan bölümler var.

Daha doğrusu Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay"dan gelen belgeler.

Susurluk raporunda Azerbaycan"la ilişkilerimizi olumsuz etkilememesi için açıklanmayan bir bölüm vardı.

Bu da onu andırıyor.

Tam 180 belge açıklanmayacak. Aralarında Hizbullah ve İran bağlantılı belgeler olduğu söyleniyor.

٪d سنوات قبل
Açıklanmayan belgelerdeki ülke
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...