Balkon konuşması, balkon''da kalmadı. Beyaz bir sayfa oldu. Açıklama AK Parti Genel Başkan yardımcısı Hüseyin Çelik''ten geldi.

TVNET''te ”Başkent” programında canlı yayınında birlikteydik.

Hüseyin Çelik''ten yeni dönemin ipuçlarını almaya çalışıyorduk.

Balkon konuşmasının yeni dönemin strateji olup olmadığını öğrenmeye, helalleşmenin mi yoksa hesaplaşmanın mı hakim olacağını çözmeye gayret ediyorduk.

Sürprizi Hüseyin Çelik yaptı.

“Sayın Başbakanımız, propaganda döneminde, seçim kampanyaları döneminde diğer siyasi parti liderlerinin kendisine yönelik kişilik haklarına saldırı anlamına gelebilecek sözlerinden dolayı davalar açtı, Sayın Kılıçdaroğlu''na, Sayın Bahçeli''ye, sayın Namık Kemal Zeybek''e davalar açtı. Sayın Başbakanımız, balkon konuşmasındaki helalleşmenin hayata geçirilmiş somut bir yansıması olarak, bu davalarını geri çekti” dedi.

Ve o andan itibaren tüm TV kanalları son dakika olarak bu haberi geçmeye başladı.

Önemli bir açıklamaydı.

Programı birlikte yaptığımız Melek Baripoğlu Arıcı ile üst üste sormaya başladık.

“Basına açtığı tüm davalardan da vazgeçecek mi?”

“Ahmet Altan''a açtığı davayı geri çekecek mi”

Hüseyin Çelik,”Sayın Başbakan, o davalardan da sarfınazar ediyor” dedi. Ahmet Altan''ın üslubunu yadırgamıştım. Ancak askeri vesayet ve Ergenekon''la mücadele konusunda Ahmet Altan ve Taraf bir çığır açtı. Ama bu durum Ahmet Altan''a o üslupla yazı yazma hakkını vermezdi.

Başbakan Erdoğan da bu mücadelenin arkasında, hiçbir Başbakan''ın yapamadığı ölçüde kararlılıkla durdu.

Başbakan için sadece arkasında durdu demek haksızlık olur. Bu mücadelenin liderliğini yaptı. Eğer Tayyip Erdoğan''ın bileğini bükebilselerdi, süreci tersine çevirmeleri içten bile değildi.

Askeri vesayetin geriletilip, Ergenekon''dan hesap sorulmasında en büyük pay Başbakan Erdoğan''a ait.

Çetelere karşı verilen bu mücadeleden sonra Ahmet Altan ile Başbakan''ın mahkemelik olması anlaşılabilir bir durum değildi.

Beyaz bir sayfa açıldı.

Ben, en çok da sayfanın bu bölümüne sevindim.

Siyasette önemli gelişmeler yaşanıyor.

12 Haziran günü seçim bitti.

CHP ve MHP kurultay kavgasına tutuştu.

AK Parti ise seçimden 3 gün sonra yeni dönemin çalışmalarına başladı.

İki komisyon kuruldu.

Biri hukukçulardan oluşuyor.

Yeni Anayasa için çalışmalar yapacaklar.

İkinci komisyon ise hükümet programını hazırlayacak.

Strateji Merkezi''nin görevi ise ayrı.

14 Haziran günü MYK toplantısı yapıldı.

Başbakan Erdoğan kamuoyu araştırma kuruluşlarına talimat verdi.

“En iyi olduğumuz yerlerle, en olumsuz olduğumuz yerlerde il bazında araştırılma yapılsın. Analiz edeceğiz” dedi.

AK Parti''de Iğdır ve Hakkari''de seçimi niye kaybettik, Tunceli''yi niye kazanamıyoruz sorusunun cevabı aranıyor. Başbakan''ın özellikle de Iğdır''a çok üzüldüğü söyleniyor.

CHP 33, MHP ise 47 yerde milletvekili çıkaramadı. Sıfır çekti. Peki bu partiler, böyle bir çalışma yapıyor mu? Ne gezer.

Strateji Merkezi''nin başında İçişleri eski Bakanı Beşir Atalay var.

AK Parti bir de Türkiye genelinde, seçmen eğilimlerini tespit eden bir çalışma yapacak.

Analizler hazırlanacak, Başbakan Erdoğan''la bir araya gelip müzakere edilecek.

Parti böyle yönetilir.

Hükümet programını hazırlayacak ekip çalışmalara başladı.

Komisyonun başında Beşir Atalay var.

Beşir bey''den biraz ayrıntı istedik.

“Bizim seçim beyannamesinin hükümet programına dönüştürülmesi gibi bir geleneğimiz var. Bu kez de seçim beyannamemizden yararlanıyoruz. Seçim beyannamemiz, seçim meydanlarında kalmayacak, hükümet icraatının da ana eksenini oluşturacak” dedi.

Anayasa Komisyonu yeni Anayasa için çalışmalar yapacaklar. Ancak öncelikle izlenecek olan yöntemi belirleyecekler.

Beşir bey, Anayasa Komisyonun da üyesi.

“Yöntemi çok önemsiyoruz” dedi.

“ Sonuç alabilmek için yöntem çok büyük önem taşıyor” dedi.

“Bu kez yöntem, içeriğin önüne geçmiş durumda” deyince, merak ettik. “Neden” diye sorduk.

İşte cevabı:

“Yeni Anayasa''nın yapılmasını çok önemsiyoruz. Anayasanın içeriğinden ziyade, herkesin katkı yapmasının sağlanması lazım. Bunun için yöntemi önemsiyoruz. Hem partilerle daha iyi bir işbirliği zemini oluşturulacak, hem de sivil toplum kuruluşlarından katkı sağlanacak”