|
Biri Çin’e, diğeri ABD’ye gitti!

Tayvan CumhurbaşkanıTayvan Cumhurbaşkanı
Tsai Ing-wen
diplomatik tanınmayı sürdürme çabaları bağlamında önce Orta Amerika’da Belize ve Guatemala”yı, ardından da ABD’yi ziyaret etti. Tsai’nin Kaliforniya’da Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ve beraberindeki Kongre üyeleriyle görüşmesi Pekin’i kızdırdı. Beyaz Saray’ın ziyaretin resmî olmadığını duyurması Pekin’i teskin etmedi. Washington’un diplomatik tanımayı 1979’da Taipei’den Pekin’e kaydırmasından bu yana Tayvanlı bir lider ABD topraklarında Temsilciler Meclisi Başkanı ile ilk kez görüşüyordu.

ABD resmî olarak “Çin Halk Cumhuriyeti”ni tanıyor, Tayvan ile ilişkisiniyse “Tek Çin” politikasına bağıtlı yürütüyor. ABD, Çin’in Tayvan’ı tek taraflı ilhâk ihtimaline karşı “stratejik belirsizlik” olarak nitelenen bir politika izliyor. Özetlemek gerekirse bu politika Çin’in Tayvan’ı işgal girişiminde bulunması durumunda ABD’nin izleyeceği tutumu muğlak bırakıyor. ABD Başkanı Joe Biden bir işgal durumunda Tayvan’ı “askerî” olarak savunacaklarını defalarca ağzından kaçırdı. Beyaz Saray ise her defasında “Tek Çin politikamız değişmedi” diyerek hep tevil yoluna gitti. Yorumculara göreyse Biden’ın sözleri “gaf” değil, Pekin’e açık bir mesajdı.

ABD yönetiminin parçası olan “Temsilciler Meclisi”nin Başkanı McCarthy’nin Tayvan Lideri Tsai ile yaptığı görüşmede Tayvan’a silah satışının devam etmesi gerektiğini söylemesi ziyaretin mahiyetini yeterince ortaya koyuyor. Tsai ile görüşen vekillerin çoğuysa Meclis’te “Çin Komünist Partisi”nin faaliyetlerini izlemek için kurulan “Özel Komite”nin üyeleriydi.

Pekin’e göre Tsai’nin ziyaretine izin vermek suretiyle Biden Yönetimi “Tek Çin” politikasını açıkça ihlâl ediyor. Tsai’nin ABD’de yaptığı görüşmeleri “ gizli anlaşma eylemleri” olarak niteleyen Pekin tepki olarak Tayvan yakınlarına bir uçak gemisi göndermekle yetindi.

Hemen hatırlatalım, Birleşmiş Milletler 1971’de, ‘Çin Cumhuriyeti’ olarak bilinen Tayvan’ın koltuğunu “Çin Halk Cumhuriyeti”ne verdi. Pekin ayrıca BM Güvenlik Konseyi”nin 5 Daimi Üyesinden biri olmuştu. O zamana kadar BM üyesi 56 Devletin Tayvan ile diplomatik bağları vardı. En son Orta Amerika ülkesi Honduras’ın Pekin’e dönmesiyle Tayvan ile diplomatik bağları olan sadece 13 ülke kaldı. Bu ülkelerden 7’si Latin Amerika ve Karayipler’de, 4’ü Pasifik’te, 1’i Afrika’da. Avrupa’da sadece Vatikan’ın Tayvan ile diplomatik bağları var.

Çin’in ekonomik yükselişi ve buna bağlı olarak ilerlettiği diplomatik hamleleri onlarca ülkeyi Tayvan’dan uzaklaştırdı. Bazı yorumculara göre Honduras, Tayvan’dan istediği malî yardımı alamadığı için Pekin’i tercih etti. Tsai Ing-wen ise 26 Mart’ta yaptığı açıklamada Honduras’a atıfta bulunarak, “Çin ile anlamsız bir Dolar Diplomasisi yarışına girmeyeceğiz” dedi.

Tsai Ing-wen Amerika’dayken, Tayvan’ın önceki Cumhurbaşkanı Ma Ying-jeou da 27 Mart’ta başlayan 12 günlük gezi için “Çin Halk Cumhuriyeti”ndeydi. 1949’dan beri, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir lider ilk defa ana kara Çin’i ziyaret etmiş oluyordu. Ma, Tayvan’ın kurucu partisi “Kuomintang”ın (KMT) lideri. Şimdi muhalefette olan Kuomintang, iktidardaki “Demokratik İlerleme Partisi”nin(DPP) aksine Pekin ile daha uzlaşmacı ilişkilerden yana. DPP’yi ‘ayrılıkçı’ olarak niteleyen Pekin, Tsai Ing-wen’in görüşme tekliflerine hiçbir şekilde kapı aralamıyor.

KMT ve DPP Tayvan’ın geleceği için iki farklı vizyonu temsil ediyor. Ma’nın görüşü “Tayvan ne tamamen bağımsız- ne de anakara Çin ile tamamen birleşik” olarak özetleniyor. Ma ve KMT “Pekin yanlısı” olduğunu reddetmesine rağmen özellikle iş alanında yakın bağları destekliyor.

Pekin’e gitmemesi dikkat çeken Ma, tarihi Çin ziyaretinin son durağı olan Şangay’da “Şangay Komünist Partisi Sekreteri”yle de görüştü. Ma, Tayvan’a döndüğünde gazetecilere verdiği demeçte, “Yönetimimiz Tayvan’ı tehlikeye atmaya devam ediyor. Gelecek, barış ve savaş arasında bir seçimdir” dedi. Tsai’nin partisine göreyse Ma, Pekin’in “tek Çin” ilkesinin ‘suç ortağı’ haline geldi ve Tayvan’ın egemenliğini savunma fırsatını değerlendirmedi.

Geçen yıl ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretinden bu yana Pekin ve Washington arasındaki gerilim yükselerek devam ediyor. İki ülke lideri arasında temaslar neredeyse kopmuş durumda. Pekin ve Tayvan arasındaki gerilim de hayli yüksek. Tsai ve Ma’nın farklı kutuplara eş zamanlı gezileriyse bu gerilimlerin ortasında gerçekleşti. diplomatik tanınmayı sürdürme çabaları bağlamında önce Orta Amerika’da
Belize
ve
Guatemala
”yı, ardından da ABD’yi ziyaret etti. Tsai’nin Kaliforniya’da Temsilciler Meclisi Başkanı
Kevin McCarthy
ve beraberindeki Kongre üyeleriyle görüşmesi Pekin’i kızdırdı. Beyaz Saray’ın ziyaretin resmî olmadığını duyurması Pekin’i teskin etmedi. Washington’un diplomatik tanımayı 1979’da Taipei’den Pekin’e kaydırmasından bu yana Tayvanlı bir lider ABD topraklarında Temsilciler Meclisi Başkanı ile ilk kez görüşüyordu.
ABD resmî olarak “Çin Halk
Cumhuriyeti
”ni tanıyor, Tayvan ile ilişkisiniyse “
Tek Çin
” politikasına bağıtlı yürütüyor. ABD, Çin’in Tayvan’ı tek taraflı ilhâk ihtimaline karşı “
stratejik belirsizlik
” olarak nitelenen bir politika izliyor. Özetlemek gerekirse bu politika Çin’in Tayvan’ı işgal girişiminde bulunması durumunda ABD’nin izleyeceği tutumu muğlak bırakıyor. ABD Başkanı
Joe Biden
bir işgal durumunda Tayvan’ı “
askerî
” olarak savunacaklarını defalarca ağzından kaçırdı. Beyaz Saray ise her defasında “
Tek Çin politikamız değişmedi
” diyerek hep tevil yoluna gitti. Yorumculara göreyse Biden’ın sözleri “gaf” değil, Pekin’e açık bir mesajdı.
ABD yönetiminin parçası olan “Temsilciler Meclisi”nin Başkanı McCarthy’nin Tayvan Lideri Tsai ile yaptığı görüşmede Tayvan’a silah satışının devam etmesi gerektiğini söylemesi ziyaretin mahiyetini yeterince ortaya koyuyor. Tsai ile görüşen vekillerin çoğuysa Meclis’te “Çin Komünist
Partisi
”nin faaliyetlerini izlemek için kurulan “Özel
Komite
”nin üyeleriydi.
Pekin’e göre Tsai’nin ziyaretine izin vermek suretiyle Biden Yönetimi “
Tek Çin
” politikasını açıkça ihlâl ediyor. Tsai’nin ABD’de yaptığı görüşmeleri “
gizli anlaşma eylemler
i” olarak niteleyen Pekin tepki olarak Tayvan yakınlarına bir uçak gemisi göndermekle yetindi.
Hemen hatırlatalım, Birleşmiş Milletler 1971’de, ‘Çin Cumhuriyeti’ olarak bilinen Tayvan’ın koltuğunu “Çin Halk
Cumhuriyeti
”ne verdi. Pekin ayrıca BM Güvenlik Konseyi”nin 5 Daimi Üyesinden biri olmuştu. O zamana kadar BM üyesi 56 Devletin Tayvan ile diplomatik bağları vardı. En son Orta Amerika ülkesi
Honduras’ın
Pekin’e dönmesiyle Tayvan ile diplomatik bağları olan sadece 13 ülke kaldı. Bu ülkelerden 7’si Latin Amerika ve Karayipler’de, 4’ü Pasifik’te, 1’i Afrika’da. Avrupa’da sadece
Vatikan
’ın Tayvan ile diplomatik bağları var.
Çin’in ekonomik yükselişi ve buna bağlı olarak ilerlettiği diplomatik hamleleri onlarca ülkeyi Tayvan’dan uzaklaştırdı. Bazı yorumculara göre Honduras, Tayvan’dan istediği malî yardımı alamadığı için Pekin’i tercih etti. Tsai Ing-wen ise 26 Mart’ta yaptığı açıklamada Honduras’a atıfta bulunarak, “Çin ile anlamsız bir Dolar
Diplomasisi yarışına girmeyeceğiz
” dedi.
Tsai Ing-wen Amerika’dayken, Tayvan’ın önceki Cumhurbaşkanı
Ma Ying-jeou
da 27 Mart’ta başlayan 12 günlük gezi için “Çin Halk Cumhuriyeti”ndeydi. 1949’dan beri, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir lider ilk defa ana kara Çin’i ziyaret etmiş oluyordu. Ma, Tayvan’ın kurucu partisi “
Kuomintang
”ın (KMT) lideri. Şimdi muhalefette olan Kuomintang, iktidardaki “
Demokratik İlerleme Partisi
”nin(DPP) aksine Pekin ile daha uzlaşmacı ilişkilerden yana. DPP’yi ‘ayrılıkçı’ olarak niteleyen Pekin, Tsai Ing-wen’in görüşme tekliflerine hiçbir şekilde kapı aralamıyor.
KMT ve DPP Tayvan’ın geleceği için iki farklı vizyonu temsil ediyor. Ma’nın görüşü “T
ayvan ne tamamen bağımsız- ne de anakara Çin ile tamamen birleşik”
olarak özetleniyor. Ma ve KMT “
Pekin yanlısı
” olduğunu reddetmesine rağmen özellikle iş alanında yakın bağları destekliyor.

Pekin’e gitmemesi dikkat çeken Ma, tarihi Çin ziyaretinin son durağı olan Şangay’da “Şangay Komünist Partisi Sekreteri”yle de görüştü. Ma, Tayvan’a döndüğünde gazetecilere verdiği demeçte, “Yönetimimiz Tayvan’ı tehlikeye atmaya devam ediyor. Gelecek, barış ve savaş arasında bir seçimdir” dedi. Tsai’nin partisine göreyse Ma, Pekin’in “tek Çin” ilkesinin ‘suç ortağı’ haline geldi ve Tayvan’ın egemenliğini savunma fırsatını değerlendirmedi.

Geçen yıl ABD Temsilciler Meclisi Başkanı
Nancy Pelosi’nin
Tayvan ziyaretinden bu yana Pekin ve Washington arasındaki gerilim yükselerek devam ediyor. İki ülke lideri arasında temaslar neredeyse kopmuş durumda. Pekin ve Tayvan arasındaki gerilim de hayli yüksek. Tsai ve Ma’nın farklı kutuplara eş zamanlı gezileriyse bu gerilimlerin ortasında gerçekleşti.
#ABD
#Tayvan
#Çin
#Kevin McCarthy
#Joe Biden
#Tsai Ing-wen
1 yıl önce
Biri Çin’e, diğeri ABD’ye gitti!
Malatya’dan bir kültürel cinayet haberi
Ne yapayım iki örnek de CHP’li belediyelerdense?
Bu bayram da “Bizim Filistin”
Düşük gelir grupları enflasyonu neden daha fazla hissediyor?
Eski ve yeni