|
Dünyanın en tehlikeli adamı!

Bir soru olarak düşünün bu başlığı ve kime istiyorsanız ona sorun..

Dünya görüşlerine, yaşam tarzlarına ve mesleklerine göre herkesin tehlikeli adamı bir diğerinden farklı olacaktır.

Sezai Şengönül, “Sormak lazım” başlıklı kitabında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı''ya şu soruyu yöneltmiş:

“Sizce bir hukuk adamı mesleği dışında hangi dallara ilgi duymalıdır? Mesela psikoloji, sosyoloji bilmeli midir ya da başka bir dal?”

Turan Bey şöyle cevap vermiş bu soruya:

“Hukukçunun önüne her türlü bireysel ve toplumsal sorun geldiğine göre, bu konulardaki belli başlı alanlarda bilgi sahibi olmalıdır. Dünyanın en tehlikeli adamı, sadece hukuk bilen hukukçudur”.

Adaletle ilgili her şey ilgimi çeker, çünkü en eski çağlardan beri insanlar için çok hassas bir konudur..

Hukuk manifestoları, aforizmalar ve savunmalar beni heyecanlandırırlar.

Turan Bey''in “Dünyanın en tehlikeli adamı, sadece hukuk bilen hukukçudur” sözü de bir aforizmadır.

Bir hukuk adamının donanımsız olması durumunda tehlikeli adama dönüşmesi mümkündür demek ki.

Öyle ya, Tarih yanlış verilmiş hükümlerin sebep olduğu facialarla dolu değil midir?

“Görülen bir davanın savcılar veya hakimler açısından en önemli unsuru nedir” sorusuna ise şöyle cevap vermiş Turan Bey:

“Her türlü menfi etkiden uzak, adil bir yargılama. Pascal''ın çok beğendiğim bir sözü var: Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.”

Yargı felsefesini ise şu sözlerle özetlemiş:

“Bir masumu cezalandırmaktansa on suçlunun cezasız kalması evladır.”

Bir hukuk adamından can alıcı sözler bunlar.

***

Sezai Şengönül''ün “Sormak Lazım” kitabı henüz yayımlandı.

“Çukurova toprağı”ndan yetişmiş pek çok şahsiyetle yapılmış röportajlar bunlar.

Meşhur arkeologlardan Halet Çambel, şairlerimiz Bahattin Karakoç, Erdem Beyazıt, Av. Müşür Kaya Canpolat, Bestami Yazgan, Tayyip Atmaca''nın değerli tıp adamlarımız Prof. Halil Ak ve Prof. Nazmi Gültekin, İlahiyatçı Prof. İ. Agah Çubukçu, tarihçi Prof. Cezmi Eraslan, Milli Hakem''lerden Selçuk Dereli, diplomat Faruk Loğoğlu gibi isimler de yer alıyor kitapta.

Zannediyorum Erdem Beyazıt ve Sacit Onan''ın vefatlarından önce verdikleri son röportajları okuyacaksınız.

Merhum Erdem Bey''den Üstad Sezai Karakoç''un Nuri Pakdil ve Erdem Beyazıt ile neden uzun yıllar küs durduğunun kısa hikayesini de dinliyoruz.

Meraklıları için önemli olmalıdır bu detaylar.

***

“Sormak Lazım”dan seçtiğim bazı ibareler var.

Beyin ve Sinir Cerrahı Profesör Halil Ak''tan, “Görebildiğin yere kadar ilerle, oraya varınca daha ileriyi göreceksin ..”

Müzisyen Ömer Faruk Tekbilek''ten, “Hayat çözülecek bir problem değil, yaşanacak bir gizemdir.”

Amerika''da en başarılı yüz bilim adamı arasında sayılan metalürji mühendisi Ali Erdemir önemli buluşlara imza atmış. Türkiye''de iş bulamadığı için Amerika''da yaşamayı tercih etmiş. Seçtiğim sözü de şudur:

“Amerika''da beni bırakmıyorlar. Ben de ülkeme faydalı olmak için geldiğimde buralarda iş bulamıyorum”.

Sormak lazım, niye?

Karayılan işi bir muamma!

Murat Karayılan''ın ele geçirildiği iddiaları İran resmi makamlarca yalanlandı yalanlanmasına ama bu yalanlamayı doğrulayacak herhangi bir bulguya da henüz ulaşılmış değil.

İddiaların üzerinden epey süre geçti ve PKK''nın iletişim kaynakları tarafından Karayılan''ın yakalandığına ilişkin yalanlama girişimlerinden de bir şey çıkmadı.

Yalanlanan ama bu yalanlamanın doğrulanamadığı bir durumla karşı karşıyayız.

İran ele geçirdikleri “Murat”ın hangi Murat olduğunu bize söylemiyor. “Karayılan yakalandı” veya “yakalanmadı” iddiasının açıklığa kavuşturulması son derece basit bir işlem. Dolaylı açıklamalar veya tatmin etmeyen görüntüler yerine Karayılan''ın bizzat ortaya çıkıp “ben buradayım” demesi yeterli.

Şimdiye kadar bu yapılamadığına göre demek ki ortada bir iş dönüyor.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bile “Doğrusu bir meçhulün karşısındayız” demiş.Karayılan''a bir şeyler olduğu anlaşılıyor ama bu şeylerin ne olduğunu henüz bilmiyoruz.

Birkaç gün içinde Karayılan ortaya çıkıp da kendisini göstermezse “başına bir iş geldiği” iyice anlaşılacak. Karayılan''a gerçekte ne olduğunu şu ana kadar bize kimse söyleyemedi.

Yapabileceğimiz tek şey beklemek ya da “yakalandı”, yakalanmadı” gibisinden papatya falı açmak.

Ergenekonlar birer birer gidiyorlar!

“Osmanlı İmparatorluğu”nu dağıtmak için bu imparatorluğun değişik uluslarına birer Ergenekon sızdırmışlardı.

Şimdi dünyanın istisnasız her yerinde halklar kendi Ergenekonlarından kurtulmaya çalışıyorlar.

“Ergenekonlar” ve “dünya sistemi” iç içe geçmişti 20. Yüzyılın ortalarından itibaren.

“Soğuk Savaş” döneminde “güvenlik” üzerine oturtulan rejimler 1990''lardan itibaren bir çözülme sürecinde.

En hızlı çözülme Doğu Avrupa rejimlerinde gerçekleşmişti(Batı Avrupa sağlamcıdır çünkü).

Orta-Asya Türki cumhuriyetlerde ise eski dönemden kalma otoriter liderler söz sahibi.

Onların da kendilerine göre Ergenekonları var.

Kuzey Afrika''daki diktatörlük rejimleri 20 yıllık gecikmenin ardından birer birer çözülüyor şimdi.

Suriye''nin bir “Nusayri Ergenekonu”, İsrail''in bir” Siyonist Ergenekonu”, Pakistan''ın bir “Peştun Ergenekonu” var, Hindistan''ın da bir “Hindu Ergenekonu” var.

Türkiye kendi Ergenekonundan sivilleşmeyi sağlayarak büyük ölçüde yakasını kurtarmayı başardı.

Her etnik topluluğa bir Ergenekon verdikleri gibi Kürtlere de bir “Kürt Ergenekonu” dayattılar.

Aslında bütün bu Ergenekonlarla etnik toplulukların organik bir ilişkisi de bulunmuyor.

Bu Ergenekonlar efsanede yer aldığı biçimiyle birer “çıkış yolu” değiller, birer “kapanlar”.

Kapanlar içine aldığı unsurları diğerlerinden ayrıştırıp vuruşturmaya yarıyor sadece.

Her halk kendi Ergenekonu''ndan kurtulmadıkça huzura ve barışa kavuşamaz.

Bir de dünya sistemine musallat olmuş “küresel Ergenekon” var.

Amerika dahil küresel aktörler de ülkeleri kapanlamak için icat ettikleri bu Ergenekon''dan kurtulmaya çalışıyorlar.

Çünkü “Küresel Ergenekon düzeni”yle işler yürümüyor artık.

Mücadele farklı şekillerde ve farklı içeriklerle her yerde devam ediyor.

Gerçek çıkış yolları ise büyük fikirleri, büyük buluşmaları ve büyük anlatıları bekliyor.

13 yıl önce
Dünyanın en tehlikeli adamı!
Nefsime öğütler…
İthamlar ve gerçekler (2)
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı