|
Mustafa..
Darbeci katiller tarafından şehid edilen sevgili arkadaşımız
Mustafa Cambaz
'ı Pazar günü Çengelköy Mezarlığı'nda toprağa verdik. Onu hep mütebessim çehresiyle, bu ülkeye, bu millete duyduğu derin sevgisiyle hatırlayacağız. Ama milletin vatan müdâfaası için zimmetlediği silahları Mustafa'ya ve diğer kardeşlerimize doğrultanları da asla unutmayacağız, onları belleyeceğiz, hafızalarımıza kazıyacağız.


Muharip düşman kuvvetlerinin savaşta bile cüret edemeyecekleri bir gözü dönmüşlükle, “

Milletin Meclisi

”ni bombalamaktan sakınmayan katiller namlularını Mustafa'ya yahut diğer Mustafa'lara doğrultmaktan kendilerini neden sakınsınlar ki? Bütün Türkiye, bütün bir gece bu kuklalaşmış katillerin halkımıza yaşattığı dehşet sahnelerine an be an şahit oldu. Bu şahitlik faslında birçok kardeşimiz şehid oldu. Ama bu milletin mukâdderatının beyinleri yıkanmış, üç buçuk kiralık eşkıyanın eline bırakılmayacağını herkese gösterdiler.



Yaklaşık on yedi, on sekiz yıldır aynı gazetede birlikte çalıştığımız Mustafa, bir zamanlar bizim bir parçamız olan “

Batı Trakya

”dan, “

Gümülcine

”den ülkemize hicret etmiş kardeşimizdi. Bilâhâre Yunanistan hükümeti tarafından vatandaşlıktan çıkarılan Mustafa'nın en büyük arzusu, “

Türk Vatandaş

ı” olabilmekti. Bunun için yıllarca çok uğraştı, didindi. Yanlış hatırlamıyorsam, yirmi beş yıl, belki daha da fazla bir zamandır İstanbul'da yaşıyordu. Öğrendiğim kadarıyla, duyduklarıma göre, yasal durumunda çok fazla bir değişiklik olmamış.



Mustafa kendi derdiyle başkalarını meşgul edecek, maruz kaldığı durumdan şikayetçi olacak karakterde biri değildi. Tam tersine girdiği ortamlara neşe dağıtan bir kardeşimizdi. Zaten Mustafa'nın, kendisini tanıyanlar nezdinde bıraktığı en kalıcı izlerden biridir bu neşeliliği. 'Vatandaş' olabilmek için o kadar çırpınmasına rağmen bir gün bile bu devletten şikayet ettiğini görmedim. İmrenilecek bir sabırlılık içindeydi hep. Bu ülkede yaşamayı benimsemiş, mesleğini sanki bu ülkede doğmuş gibi, bir an için bile olsa 'geçicilik' duygusu taşımadan icra ediyordu. Bu yüzden, yakından tanımayanlar Mustafa'nın 'vatandaş' olmadığını anlamazlardı.



Oysa Mustafa bu ülkenin vatandaşı olmayı en az hepimiz kadar hak ediyordu. Bu ülkeye, bu millete ve değerlerine yürekten bağlılığının hepimiz şahidiyiz. Ve işte, bu ülke için hayatını da feda etmekten kaçınmadı. Kanıyla canıyla, aklıyla yüreğiyle, bu ülkeye, bu millete ne kadar bağlı olduğunu gösterdi. Dönemin Yunanistan hükümeti Batı Trakya'daki Müslüman-Türk varlığına zulmettiği için Yunan ordusunda askerlik yapmayı reddederek ana vatanına hicret etmişti kardeşimiz. Takdir-i İlâhi böyleymiş, Mustafa, 15 Temmuz gecesi, Türk ordusunun kisvesine bürünmeyi başaran sinsi katillerin kurşunlarına hedef oldu. Şimdi Çengelköy Mezarlığı'ndaki kabri bu millete, bu ülkeye aidiyetinin nişânesi hükmündedir. Soruyorum, onu katleden darbeci katiller mi bu güzel ülkemizin vatandaşlığını hak ediyordu, yoksa bizim Mustafa'mız mı?


#Mustafa Cambaz
#Darbe girişimi
#Şehit
#Yeni Şafak
#Batı Trakya
8 yıl önce
Mustafa..
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle