|
Sopalı seçimler

Western filmlerinde görürsünüz.. Kovboyların belinden ip hiç eksik olmaz.. Ya vahşi atları tutmak, ya birinin boynuna geçirmek için..

Sanki Vahşi Batı''nın altına hücum yıllarında yaşıyoruz..

Seçim kürsülerinde şimdi de bir ''ip'' mevzu çıktı..

“Bekara karı boşamak kolay” babından bir durum deyip, uzayalım abiler. (Karı lafını kullandığım için feministler beni bağışlasın)

***

İpli seçimler olur da ''sopalı seçimler'' olmaz mı? Olmuş..

Hem de şanı şöhreti, kallavi tarih kitaplarına bile geçmiş..

Yayın yönetmenliğini Sina Akşin''in yaptığı Türkiye Tarihi''nin 4. cildinde “Sopalı seçimler'' diye bir fasıl açmışlar..

Okurun bilgisine güvenilmiş ki, sopalı seçimlere örnek olay gösterilmemiş.

Sevgili okurlarım için araştırdım, niye sopalı seçimler demişler diye..

Merak konusu, kim kimi sopalamış?

Meğer sopalananlardan biri, Feylesof Rıza Tevfik imiş.

Hani şu lanet Sevr''i imzalayanlardan..

Sonra da 150''likler listesine alınarak ülke dışına paket edilen Rıza Tevfik (Bölükbaşı)

Hani “Uçun kuşlar uçun doğduğum yere, şimdi dağlarımda mor sümbül vardır” diye bir şiiri vardır..

Ortaokuldayken edebiyat derslerinde okuturlardı..

Sanırım sürgünde yazdığı bir şiir..

Ahmet Kaya da besteleyip “Baş kaldırıyorum” albümüne koymuştu..

Kadere bak..

***

Gelelim sopalı seçimlere..

Sopalı seçimler 1912 seçimleridir efendim(Seçimler cumhuriyetle başlamamıştır)..

İki büyük parti çekişmektedir..

İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf..

Rıza Tevfik, İtilafçı takımından..

İttihatçıların nefret ettiği bir muharrir.

Feylesof Rıza diye nam yapmıştır hazret..

Sopayı da şimdi Bulgar''da kalan Gümülcine''de yemiştir..

Hem de ne sopa…

Feylesof Rıza, seçim çalışması için Gümülcine''ye gitmiş gitmesine ama..

Daha birkaç kelam bile edemeden, yediği dayakla kalmış..

İttihatçılar, eşek sudan gelinceye kadar sopalamışlar..

Ağzı yüzü kanlar içinde kalan Rıza Efendi''yi hastaneye zor yetiştirmişler..

Olay İstanbul basınında geniş yer bulmuş..

Ünlü şair Tevfik Fikret de “Yegane Feylesofumuz” ve “Hakikatin Yıldızı” diye iki de şiir döktürmüş.

Şair Hüseyin Kami de tutup bir dörtlük yazmış.. Bir beyiti şöyle:

“Ey Feylesof Rıza''yı darbeyleyen vatandaş!

Pek çok mu var vatanda üstazı bi şümarın”

Pek çok şey değişmemiş değilmi?

Karaoğlan''nın eski veziri

Arşivimdeki eski dergileri karıştırıyordum.. Dergilerden birinde ne görsem beğenirsiniz? Hadi sizi biraz meraklandırayım.. Hani Karaoğlan Bülent Ecevit, İsmet Paşa''yı İkinci Ankara Meydan Savaşı''nda yenmişti ya 1972''de. İşte o savaşa dair bir anekdot.. Bülent Paşa''nın sağ cenahında bir vezir. Benim dergide gördüğüm röportaj işte bu vezirle yapılmış.. Ama bunun vezir düşürme ile ilgisi yok.

Belki bilmeyenler vardır, 27 Mayıs darbesine adı karışan İsmet Paşa ve CHP, 1970''lerin başına kadar, ''devlet-bürokrasi partisi'' diye anılırdı. Bu da yetmezmiş gibi, seçimle değil de ordunun sayesinde iktidar olabildiği için, CHP+Ordu=İktidar formülü de, pek şöhret kazanmıştı netekim. Karaoğlan Ecevit, İsmet Paşa''nın 12 Mart muhtırasına destek vermesini hazmedememiş, Genel Sekreterlik görevinden istifa etmiş, çevresine topladığı solcu, sosyalist aydınlarla birlik olmuş, “Yeter söz, karabudunun” diyerekten, Timur ve Yıldırım Beyazıt''ın savaştığı Ankara Meydanı''na doğru atını sürmüştü. Karaoğlan''ın komutanları genç, eski Milli Şefimiz''in komutanları yaşlıydılar.

Manevra yeteneğini kaybetmiş kumandanlarla savaşa girmenin maliyeti, İsmet Paşa için “mağlubiyet” oldu. İşte o günkü meydan savaşında Karaoğlan''ın sağ cenahında duran tecrübeli vezir, 1991''de SHP Genel Başkanlığı için İsmet Paşa''nın oğlu Hinthorozu Erdal''ın karşısına çıkacaktı. O arada eski hesaplar da görülecekti. Ama konumuz bu değil. Karaoğlan''ın eski veziri, Aktüel dergisine verdiği röportajda, İkinci Ankara Meydan Savaşı''nı anlatıyor. Meğer Karaoğlan ve hatunu Rahşan Hanım, bu vezirin evinde bir toplantı yapmışlar. Bu toplantıda Mülkiyeci vezirimizi siyaset meydanına çıkmaya ikna etmişler.. İşte Karaoğlan 1973 seçimlerinden birinci parti çıkmıştı. 1950''lerden sonra CHP ilk defa birinci parti oluyordu.. Konumuz bu da değil. Karaoğlan''ın veziri, İsmet Paşa''nın yenildiği meydan savaşına niçin katıldığını şöyle anlatıyordu: “CHP''yi devletin partisi olmaktan çıkarıp toplumun partisi haline dönüştürme, resmi görüntüsünden çıkarıp sivil bir görüntüye taşıma konusunda, ekonomik, sosyal konulara yeni bir açıdan yaklaşma mücadelesine katılıyordum..”

Daha fazla sabrınızı zorlamayım.. Yukarıda sözleri eden, Deniz Baykal''dı..

Ne yani şimdi, 1970''lerin başına mı döndük?.. Peki Baykal, İsmet Paşalaşmış ise, İkinci Karaoğlan nerde? Asya bozkırlarında at mı koşturuyor? Malum Sarıoğlan''ın hücumları geri püskürtülmüştü.. Hıı?.. Ne olacak bakiim şimdi?..

17 yıl önce
Sopalı seçimler
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!