|
Kazanılmış hak aylık derecem yanlış mı hesaplanıyor?
13 yıl TÜBİTAK'ta çalıştım. TÜBİTAK çalışanları İş Kanunu'na göre çalışmaktadır. 2012 yılında Doç. Dr. Unvanı ile üniversitede öğretim üyesi olarak işe başladım. Mühendislik mezunu biriyim dolayısıyla 657 sayılı Kanun gereği başlangıç dereceme 1 derece ilave edilerek 8/1'den göreve başladım. Üniversitem TÜBİTAK'taki 13 yıllık çalışmamı intibak ettirmedi. Yapılan işlem doğru mudur? K. YILDIRIM

Devlet Personel Başkanlığının 28/03/2013 tarihli görüş yazısında konu bütün boyutlarıyla açıklanmaya çalışılmıştır.

Bu görüş yazısında; Üniversitede 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi öğretim elemanı olarak görev yapan personel hakkında sorulan sorular şunlardır.

1- Öğretim elemanı olarak atanmadan önce avukatlık stajını yaptığını ve belirli bir süre özel sektörde avukat olarak çalıştığını belirterek, söz konusu hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylığının veya görev aylığının tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı ile ilgilinin avukatlık stajını yapması sebebiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36/A-1 inci maddesi uyarınca intibakı yapılabilir mi?

2- Öğretim elemanı olarak atanmadan önce Kastamonu Doğanyurt Sağlık Ocağında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre hemşire olarak görev yaptığını belirterek, söz konusu hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylığının veya görev aylığının tespitinde dikkate alınabilir mi?

Bu görüş yazısında; 2914 sayılı Kanun ile 657 sayılı Kanunun ilgili maddelerine yer verilerek, Danıştay 8. Dairesinin 09/02/2005 tarihli ve E.2004/1141. K:2005/552 sayılı Kararında yer alan; “2914 sayılı Yasanın yardımcı doçentlerin de aralarında bulunduğu öğretim elemanlarının derece yükselmesini de düzenleyen özel Yasa hükmünde olduğu açık olup, davacının öncelikli olarak tabi olduğu Yasa 2914 sayılı Yasadır.

Bu Yasanın 3. ve 7. maddelerinde de yardımcı doçent, doçent ve profesör kadroları için kadro dereceleri ayrı ayrı gösterilmiş, derece yükselmelerinin ne şekilde olacağı açıklanmış, unvanlı kadroların başlangıç derecesi (bir üst unvanın alt sınırı şeklinde) açıkça düzenlenmiş ve unvana bağlı kadronun değişmemesi halinde kademe ilerlemesi imkânı da getirilmiştir. Artık “Kanunda hüküm bulunmayan bir hal”den söz edilmesi mümkün olmadığından 657 sayılı Yasa hükümlerinin kıyasen uygulanmasının söz konusu olamayacağı” ifadelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, öğretim elemanlarının başlangıç derecelerinin 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu'nun 3 üncü maddesinde ayrı ayrı gösterilmesi, derece yükselmesinin ve kademe ilerlemesinin ne şekilde olacağının ise mezkur Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerinde açıklanması sebebiyle;

1-
Öğretim elemanı olarak görev yapan personelin özel sektörde sigortalı olarak çalıştığı sürelere ilişkin olarak
mezkur Kanunun 20 nci maddesine istinaden 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (C) bendi hükümlerinin kıyasen uygulanması mümkün bulunmayıp, söz konusu hizmet sürelerinin öğretim elemanlarının kazanılmış hak aylığının veya görev aylığının tespitinde değerlendirilmesi mümkün değildir.

2- Hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin, öğretim elemanlarının kazanılmış hak aylığının veya görev aylığının tespitinde değerlendirilmesi mümkün değildir.

3- Söz konusu personel hakkında 2914 sayılı Kanunun 20 nci maddesine istinaden 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (A) bendinde yer alan öğrenim durumlarına göre giriş derece ve kademelerin gösterildiği cetvel hariç olmak üzere söz konusu bendin 1 inci, 2 nci, 3 üncü, 4 üncü, 5 inci ve 6/b fıkraları ile söz konusu maddede yer alan diğer hükümlerin kıyasen uygulanması mümkün değildir.

Aile yardımı ödeneğim kesilir mi?

Çalışmayan, ancak bedelsiz olarak kiralanan 400 m2 bir arazide hobi olarak zirai faaliyet yapan ve teknik yardım almak için ziraat odasına kayıt olanların memur olan eşine aile yardım ödeneği verilir mi?

Bu soruyla ilgili olarak Devlet Personel Başkanlığı tarafından verilen görüşte konu açıklanmıştır.

Bu görüşe göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 202 nci maddesinde; “Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir. Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için 2.134, çocuklarından her biri için de 250 gösterge rakamının (72 nci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için bir kat artırımlı) aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden ödenir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm çerçevesinde, Tarım Bağ-Kur sigortası yaptıranların her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmıyor olma hükmüne aykırılık teşkil etmesi sebebiyle bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışan eşin aile yardım ödeneğinden faydalanması mümkün değildir.

Her ne kadar isteğe bağlı sigortalı olanların memur eşleri aile yardımı ödeneği alsalar da eşin, tarım SSK, Tarım Bağ-Kur veya Ek-5 kapsamında sigorta primi ödüyor olması halinde, memurun aile yardımı ödeneği alması mümkün değildir.

Evde bakım ücreti, aile yardımı ödeneğini etkiler mi?

Bakıma muhtaç olup da bakımı evde yapılan kişiler için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 2828 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesi hükümleri çerçevesinde evde bakım ücreti ödenmektedir. 2015 yılı için evde bakım ücreti brüt tutarı 830,84 TL'dir.

Bakım ücreti menfaat karşılığı çalışma ya da sosyal güvenlik kurumlarından alınan aylık kapsamında olmadığından, eşi için evde bakım ücreti alan memura ayrıca aile yardımının ödenmesi gerekmektedir.
#aile yardım
#evde bakım
#ödenek
9 yıl önce
Kazanılmış hak aylık derecem yanlış mı hesaplanıyor?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle