|
Sayın Nurettin Canikli, göle su gelinceye kadar masumların gözü patlar

Hain 15 Temmuz saldırısı sonrasında “Memuriyetten çıkartma konusunda yüzde 100 hassasiyetle çalışıyoruz… Hata oranımızın da çok düşük olduğunu görüyoruz. Ben FETÖ mensubu değilim diyerek gelenlerin oranı yüzde 1'in bile altında. Haksız yere ihraç edildiği tespit edilenler aynı yöntemlerle görevine iade edilecek” ifadeleri son ihraç KHK'ları üzerine Başbakan Yardımcısı Sayın Nurettin Canikli'nin beyan ettiği sözlerdir.



FETÖ'cü vatan hainlerinin her türlü kutsalı çiğnedikleri, zalimlik ve barbarlıkta vahşilerle yarıştıkları 15 Temmuz kalkışmasını başarıyla atlatmış şanlı bir Millet ve Devlet, ayağa kalkma mücadelesi vermektedir. Bu kapsamda darbeye bulaşmış veya darbecileri desteklemiş olmasından şüphelenilen kamu görevlilerini devletten ayıklama iş ve işlemleri ger geçen gün ortaya çıkan yeni deliller ışığında devam ediyor. Darbe kalkışmasının ardından sosyal hayatta ve devlette yaşanan travmanın ruhsal atmosferinde, KHK marifetiyle kamu görevlileri devletten ihraç edilmiş, ancak

bu ihraçlarda çok az da olsa hataya, yanlış kanaate veya kişisel husumetlere kurban giden, kul hakları çiğnenen masumlar olduğu ortaya çıkmıştır.


50 binden fazla kamu görevlisinin ihraç edildiği 1 Eylül KHK'sının yayımlanmasının üzerinden neredeyse 40 gün geçmesine rağmen, bu hataları telafi etmek ve düzeltmek üzere Resmi Gazete'de yayımlanan bir tane bile düzeltme KHK'sı çıkmamıştır. Bize gelen bilgilere göre, bazı valilikler ve bakanlıkların ilgili komisyonları, haftalar önce kendilerine yapılan itirazları incelemeyi bitirip Başbakanlığa düzeltme listelerini göndermişlerdir.



Ancak Başbakanlık kendisine ulaşan bu isimleri KHK ile Resmi Gazete'de yayımlamak yerine bekletmeyi uygun görmektedir.

Bundan cesaret alan kurumlar da yanlışlık sonucu hayatları allak bullak olmuş insanları görevlerine döndürmek hususunda işi ağırdan almaktadırlar. Bu iş, ağırdan alınmayacak düzeyde ciddi bir meseledir. Feraset ve basiretle olaya yaklaşılmalıdır, çünkü bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir ve de bir masumun ahını almanın vebali, yüklenilemeyecek kadar ağırdır.



Kaldı ki Sayın Başbakan Binali Yıldırım bir ifadesinde “Biz bir hukuk devletiyiz, haklı ile haksızı mutlaka birbirinden ayırt etmemiz lazım. Aman boş ver, bu kadar işin arasında 3 adam da gitsin deme lüksümüz yok” ifadesini kullanarak hızlı hareket etme gereğinin ve masumlarla suçluları birbirinden ayırmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştı.



Yanlışlıkla atılan personel sayısı oldukça azdır



Başbakanlıkça belirlenmiş kriterlere göre bile Fetullahçı Terör Örgütü ile bir alakası olmayan ve hatayla listeye konulduğu kesinleşen mağdur sayısı, ilk incelemelere göre az sayıdadır ve yüzlerle ifade edilmektedir.



Bu insanların aileleri, çocukları, anne babaları, sosyal çevreleri, şerefleri, haysiyetleri gök kubbe başlarına yıkılmışçasına yerle bir olmuş ve ne yapacaklarını bilemez haldedirler. Hele bir de bunların okula giden çocuklarına diğer çocukların nasıl baktığı ve dışlandıkları düşünüldüğünde o çocukların içine düştüğü travmatik durum, telafisi imkansız zararlar oluşturacak boyutlardadır.



Gerçek FETÖ'cüler tazminat motivasyonuyla yeni şeytanlıklar peşinde



Gerçek FETÖ'cüler,

“ileride devletten çok büyük tazminatlar almanın ve zengin olmanın”

yüksek motivasyonuyla yeni şeytanlıklar peşinde koşmaya devam ederken, FETÖ'cü iblislerle ilgisi olmayan mağdurlar şaşkın, kaderine küskün, perişan ve ne yapacaklarını bilemez haldedirler. Hatta haklılıklarının, masumiyetlerinin karinesi olsun diye Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmayan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de başvurmayacağını söyleyen ve “ben bu lekeyle zaten yaşayamam” diyen masumlar var.



İnsan hayatının söz konusu olduğu bu zor zamanda tek bir düzeltme KHK'sı yayımlamak üzere listeleri Başbakanlık'ta bekletmek yanlış bir tercihtir. Doğru olan,

düzeltme listeleri geldikçe peyderpey ve belli aralıklarla bu isimlerin Resmi Gazete'de yayımlanmasıdır.


60 bine yaklaşan ihraç karşısında bugüne kadar Başbakanlığa ulaşan itiraz dilekçesi 70 bindir.

Bunların tümünün incelenmesi üç ay hatta altı ayı bulabilir.

Bu yüzden masumiyetleri kesinleşenlerin, tıpkı açığa alınanların görevlerine geri dönmeye başlaması gibi derhal görevlerine iade edilmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlayacak, ferahlatıcı sonucun çok gecikmesi yüzünden, bu belayla bir ilgisi olmayanların hayatları, psikolojileri, aileleri, yuvaları tehlikeye girecektir. Empati melekemizi canlı tutmak, bu kederi yaşayanların çektikleri ıstırabı anlamaya çalışmak zorundayız; çünkü acıyı hissetmek canlı olmanın, başkasının acısını hissetmek insan olmanın bir gereğidir.



Bu hassas konuda yetkililer ellerini çabuk tutmaz ise, bir elin parmakları kadar sayıları olsa bile, mağdurların sesi ve etkisi suya atılan taş misali dalga dalga toplum vicdanında rahatsızlık meydana getirecek, bu da yapılan operasyonların, KHK'ların ve olağanüstü halin itibarsızlaştırılmasına, kamuoyunda oluşan FETÖ karşıtı birliğin bozulmasına ve soruşturmalara olan güvenin azalmasına sebep olabilecek bir tehdittir.



Bunun yanında, “Kılı kırk yaracağız. Kurunun yanında yaşın da yanmasına, masumların zarar görmesine izin vermeyeceğiz” şeklindeki devlet garantisi ve güvencesi anlamını yitirebilir. Elbette Sayın Canikli'nin hassasiyetlerini ve konuya verdiği önemi biliyoruz. Ancak, Sayın Canikli de bürokrasiden geldiği için bürokrasinin nasıl işlediğini de en iyi kendisi bilmektedir.



Sonuç olarak, gelin hep beraber hainleri en ağır şekilde cezalandıralım ama yüzde yüz hata yapıldığında ittifak edilenleri de biran önce kurtarmak için yarışalım ve acılarını hafifletelim. Unutmayalım ki dakikaların, saatlerin ve günlerin ne anlama geldiğini haksızlığa uğrayan insanlar kadar kimse bilemez. Çünkü, bunlar için zaman geçmek bilmez ve en sabit kavramdır. Yine unutmayalım ki mazlumlar ellerini kaldırdığında perde kalkar. Gelin perde kalkmadan acele edelim.




#Nurettin Canikli
#FETÖ
#KHK
8 yıl önce
Sayın Nurettin Canikli, göle su gelinceye kadar masumların gözü patlar
Yaralı coğrafyalarımızı konuşmaya daha yeni başlıyoruz
Sosyal Çürüme Yazıları 7: Dedelerden himmet umma cumhuriyeti
Paket iyi de ‘kampanya’ nerede?..
KDV artışının KDV indiriminden daha çok alkış aldığı ülke
Arapça tabelalar ve yeni CHP