Bilinen durum ortaya çıkmış, masadaki planlar sahada uygulamaya inmiş oldu.

Krizin patlak vermesinin ardından Türkiye sert tepkisini ortaya koydu, gereken diplomasi adımlarını seri bir şekilde attı.

Bu adımların ardından hem Almanya Başbakanı Angela Merkel hem de Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'den geri adım niteliği taşıyan açıklamalar geldi. Türkiye'nin

gerektiği her iki isim tarafından beklenmedik bir şekilde dile getirildi.

Benzer durumların yaşanmaması için yoğun bir çalışma haritasını hayata geçiren dışişleri bakanlığı dün aralarında bakanların, milletvekillerinin, komisyon başkanlarının da olduğu 30'dan fazla ismin referandum öncesi Almanya'da toplantı ve gösteri yapacağını bildirdi.

Bununla da yetinilmedi; Alman makamlarının bu toplantılar için gereken hazırlıkları yapması istendi.

Şimdi top demokrasi ve ifade özgürlüğü kavramlarını dilinden düşürmeyen ve her fırsatta Türkiye'yi eleştirme çabası içerisine giren Alman makamlarında.

Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi.

Oldukça verimli bir toplantı oldu.

Bu toplantıda da Avrupa'nın

'cı tavrı öne çıkan önemli başlıklardan biriydi.

Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz.

Bu zamana kadar atılan karşılık açıklamalar konusunda Türkiye'nin tavrı çok net.

Tüm engellemelere ve Türkiye muhalifi adımlara rağmen Avrupa'daki tüm gurbetçilerle bir araya gelinecek.

İkinci adım da Almanya'nın ardından Hollanda için atılacak.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Hollanda'da Türk vatandaşları ile bir araya gelecek.

Hollanda'ya da iletilen talep olumlu ya da olumsuz da olsa Çavuşoğlu Hollanda'ya gidecek.

Muhtemel tarih ise 11 Mart cumartesi.

Bu konuda kesinlikle geri adım atılması söz konusu değil.

Bu adım sadece Almanya ve Hollanda'yı kapsamıyor; tüm Avrupa için geçerli.

Çavuşoğlu bu kararlılığı gerekçeleri ile açıklarken Alman mevkidaşı ile yaptığı ve 1.5 saat süren görüşmenin içeriğinden bir de not paylaştı.

Almanya'nın Türkiye karşıtı attığı bu adımların başta Türkiye olmak üzere Almanya'da yaşayan Türkler nezdinde hiç olumlu karşılanmadığı ve Türk vatandaşlarında Alman karşıtlığı oluşmaya başlayabileceğini Alman dışişleri bakanına örnekleri ile iletti Çavuşoğlu.

Çavuşoğlu Hamburg'ta solanların iptal edilmesinden dolayı Türk konsolosluğunda yaptığı konuşma sırasında

ifadesini kullandı.

Kalabalıktan bu ifade sonrası kendisine tepki gelmeye başladı.

Ön sıralarda bulunan ve bazı Türk vatandaşları Almanlar için dost ifadesinin kullanılmasından rahatsız oldular.

Ve bunu Çavuşoğlu'na da anında ilettiler.

Bu kısa anekdotu Alman mevkidaşı ile paylaşan Çavuşoğlu, Alman bakanın çok şaşırdığını ve durumun bu kadar ileri gideceğini tahmin etmediklerini söyledi.

Almanya'daki Türklerde oluşan Alman karşıtlığına bir örnek daha verdi Çavuşoğlu:

Çavuşoğlu'nun bu sözleri ile az önce bahsettiğimiz Merkel ve Gabriel'den gelen sağduyu içeren açıklamaları beraber okumak gerekiyor.

Alman ve Türk toplumları arasında oluşacak bir kutuplaşmanın kendileri için ne denli tehlikeli sonuçlar doğuracağının farkında olan bir Almanya var.

Böyle gerilimlerin bir daha yaşanmaması için bir şeyin daha farkında olması gerekiyor.

O da Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarımızın ticari, sosyal, kültürel gücü.

Alman ekonomisine ve kültürüne yaptığı ve yapabileceği katkılar.

Bu konuda bu zamana kadar yeterli ve gerekli adımların atılamadığı özeleştirisini bir kenara bırakalım ve o gücü en verimli ve sağlıklı bir şekilde kullanmanın yollarını arayalım.

Almanya'nın çok çok iyi farkında olduğu gücümüzü neden yabana atalım.