|
FED’in faiz kapanı

ABD Merkez Bankası (FED) birçok merkez bankasından çok daha sonra kurulmasına (1913) rağmen aldığı kararların uluslararası piyasalara etkileri bakımından en güçlü olanı.



Bunun arkasında yatan temel gerekçe ABD dolarının rezerv para olması, dünya ticaretinin büyük ölçüde dolar cinsinde yapılması ve doları yöneten kurumun da FED olmasıdır.



**



Gündem FED'in faiz artırımı konusu.



ABD Merkez Bankasının (FED) 14 Aralıktaki Federal Açık Piyasa Toplantısında (FOMC) son 11 yılın ikinci faiz artırımı yapıldı.



2016 yılında 8 FOMC toplantısı yapıldı ve 7'sinde faiz artırılmadı.



Ekonomideki zayıflık, Brexit olayı, mayıs ayı verilerinin kötü gelmesi ve başkanlık seçimi faizi pas geçme nedenleri olarak belirtilmektedir.



2006'dan bu yana ABD ekonomisi büyük durgunluk yaşıyor ve faiz artırmama nedeni de buna dayandırılıyor.



Faizleri artırım vurgusu beklentiler yönlendiriyor ve piyasaları tedirgin ediyor.



Her faiz artışı doların değerini artırıyor ve gelişen ülkelerden dolar çıkışını hızlandırıyor.



**



14 Aralık tarihinde yapılan FED toplantısının sonucunda gelen 0.25 puanlık faiz artışı doların daha da güçlenmesine neden olmuştur.



Bu gelişme özellikle döviz cinsinden borçları yüksek seviyelerde olan ülkeler açısından ciddi sıkıntıya neden olacaktır.



Buna karşılık yeni seçilen ABD Başkanı Trump'ın seçim kampanyası boyunca dış ticaret açıklarının Amerikan ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olduğunu ve bugünkü sorunlarının temelinde dış ticaret açıklarının yattığını vurgulaması değerli dolar politikasıyla çelişmektedir.



Yani Trump'ın politika hedefleri (dış ticaret açığının azaltılması gibi) uzun vadede zayıf bir doları gerektirmektedir.



Avrupa Merkez Banaksının genişletici para politikasına devam etmesi, Çin ve Japonya'nın devalüasyon yapmaları doların uzun süre değerli kalmasını (dış ticaret açıklarını artıracağından) ABD ekonomisi açısından zorlaştırmaktadır.



**


FED'in, ABD ekonomisindeki gelişmelere göre (büyüme, işsizlik ve enflasyon v.s.) faiz kararı aldığı ve politika ürettiği açık.



Sorun, ABD ekonomisi lehine aldığı kararların bütün dünya ekonomilerini ve finans piyasalarını etkilemesi.



Hatta özellikle gelişen piyasaları ekonomik krize taşıyacak bir sürece sokmasıdır.



Özellikle ekonomik bağımsızlığı güçlü olmayan (dışa açık ve dış ticareti açık veren) ve döviz (dolar) cinsinden borçları yüksek seviyede olan ülkelerin FED kararlarından daha fazla etkileneceği gerçeği ortaya çıkıyor.



Bu açıdan bakıldığında FED'in faizlerle (dolayısıyla doların değeriyle) oynayarak ülkeleri krize sokmak için (istenildiğinde) güçlü bir silaha sahip olduğu söylenebilir.



**



Yatırımcılar, sermayelerini hem en yüksek getiriyi elde edebilecekleri hem de ekonomisi güçlü ülkelerde değerlendirecekleri gerçeği var.



Bu nedenle, faiz artırımıyla sağlam liman arayan fonlar ABD ve diğer gelişmiş ülke piyasalarına yönelecektir.



Bu gelişmeyle hızlı bir sermaye çıkışıyla karşılaşacak gelişen ülkelerin döviz darboğazıyla (ekonomik kriz) karşı karşıya kalma riski söz konusudur.



**



Kurumsal yapı açısından iyi bir görüntü veren, borç seviyesi sürdürülebilir düzeyde olan ve ekonomik özgürlüğü güçlü ülkeler ise yatırımcılar açısından tercih edilebilecek (sermaye çıkışı olmayan) gelişen ülkeler olacaklardır.



Yani, FED faizleri ve doların değer artışıyla adeta bir kapana sıkışmış Türkiye gibi gelişen ülkelerin kırılganlıklarını ve döviz ihtiyacını azaltan yapısal reformlarla kurumsal yapıyı desteklemeliler.



Bu sayede yabancı yatırımcılar için daha cazip bir ülke olma haline gelinmesi, hem döviz ihtiyacının hem de istikrarlı bir büyümenin yakalanabilmesi için önem taşımaktadır.


#FED
#Faiz artırımı
#Dış ticaret
7 yıl önce
FED’in faiz kapanı
Muhafazakâr STK’ların ölümü ve yaşamı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!