|
Göçmenlerin istihdam sorunu

Bir ülkenin geleceği için çok önemli bir kavram olan göç, insanların bulundukları alandan başka bir alana ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, dini ve benzeri gibi birçok nedenle gönüllü veya zorunlu, bireysel ya da kitlesel yer değiştirme hareketi olarak tanımlanabilir



**



Ortadoğu'da başlayan ve

Arap Baharı

olarak ortaya çıkan süreç birçok ülke gibi Suriye'yi de derinden etkilemiş ve ülkede bir iç savaş başlatmıştır. Bu süreçte milyonlarca Suriyeli iç savaştan kaçarak çareyi bölge ülkelerine sığınmakta bulmuştur.



Türkiye yaşanan bu olaylara seyirci kalmamış,

'açık kapı politikası'

izleyerek mağdur durumda olan insanlara yardım etmeyi kendine bir borç bilmiştir.



Nisan 2011 de ilk kafilenin ülkeye girmesinden bugüne yaklaşık

3 milyon Suriyeliye

ev sahipliği yapan Türkiye hiç şüphesiz bu akımdan en çok etkilenen ülke olmuştur.



Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)'nin kayıtlarına göre Türkiye, ülkesini terk eden Suriyelilerin yaklaşık olarak % 50'sini tek başına konuk etmiştir.



**



Bugüne kadar sığınmacılar için kayıtlı olarak harcadığımız rakam

12 milyar doları

aşmış. Bir o kadarını da sivil toplum kuruluşlarımız harcamış durumda.



Buna karşı tüm dünyadan aldığımız destek tutarı sadece 512 milyon dolar.



Açıkça

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Suriyeli göçmenler konusundaki yükü tek başına çekmektedir

.



Türklerin tarih boyunca gösterdiği merhameti, cömertliği, hamiliği, yardımseverliği, insana yaratılmışların en şereflisi olarak değer veren anlayışı Suriyeli 3 milyon göçmene karşı da bir kez daha sergilenmiştir.



**



Türkiye 28 Temmuz 1951 tarihinde Cenevre'de imzalanmış olan mültecilerin hukuki durumuna yönelik sözleşme neticesinde, Avrupa Konseyi üyesi olmayan ülkelerden gelenleri ilgili koşulları sağlamaları durumunda bile mülteci olarak kabul edememektedir.



Yani, Suriyeli göçmenlerin Avrupa'dan gelmedikleri için mülteci statüsüne girmemesi ve bu yüzden mülteci haklarından yararlanamaması gibi absürt bir durumla karşı karşıyayız



Bu nedenle, Suriyeliler Türkiye'de '

yabancı'

ve '

geçici koruma'

olarak iki şekilde kayıt altına alınmaktadır.



Yabancı statüsüne sahip olanlar Türkiye'ye pasaportu ile bir gümrük kapısından düzenli giriş yapanlardır. Bu kişiler yabancılar yasası çerçevesinde oturma izni ve buna bağlı olarak çalışma izni alabilirler. Ancak bu şekilde Türkiye'ye gelenlerin sayısı, sadece 80 bin (toplamın % 5'i) civarındadır.



Asıl büyük kitle (yani %95'lik kısım) ise düzensiz giriş yapan ve Türkiye'deki mevzuat çerçevesinde kendilerine “geçici koruma statüsü” verilen Suriyelilerdir.



Geçici koruma altındaki Suriyeli göçmenlerin çalışması/çalıştırılması yasaktır ve bu konudaki başvuruları da reddedilmekteydi.



**



Yasal yollardan çalışma izni almayan/alamayan sığınmacılar bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmek için

kayıtdışı çalışmak

durumunda kalmışladır.



2016 Ocak ayında çıkarılan “Geçici Korumadan Sağlanan Yabancılara Çalışma İzni Verilmesine İlişkin Yönetmelik” ile hükümet bu alanda somut bir adım atarak, geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin çalışma izni almasına fırsat tanımıştır.



İlgili yönetmelikle bir işyerinde geçici koruma kapsamında çalışan sayısının, aynı işyerinde çalışan Türk vatandaşı sayısının yüzde onunu geçmemesi şeklinde bir sınır getirilmiştir.



Ancak, çalışma izni alabilmenin zor (uzun zaman, emek ve para gerektirdiğinden) hatta neredeyse imkânsız olması nedeniyle göçmenler çalışma izni için başvuru yapmamakta ve ceza almayı göze alarak kaçak çalışmayı tercih etmektedirler.



Aslında bu durum

ucuz işçi çalıştırma fırsatı

verdiğinden işverenleri de memnun etmektedir.



**



Söz konusu gelişme, Suriyeli göçmenlerin asgari ücretin altında ve sigortasız çalışmaları nedeniyle yerli işçileri ve işgücü piyasasını olumsuz etkilemektedir.



Suriyeli işçiler geldikten sonra, ödenen günlük ücretler (yevmiye) önemli düzeyde düşmüştür (erkeklerde 33TL, kadınlarda 29 TL'ye kadar düşmüş).



Bu durum yerli işçilerin asgari ücretin bile altında çalışan işgücü ile rekabet etmesini zorlaştırmış, iş bulamama, bulsa da o ücretlerden çalışmak istememe gibi sorunları doğurmuştur.



**



Suriyeli göçmenlerle yerel halk arasında çıkabilecek çatışmaları minimuma indirmek için göç olgusunun çok hassas ve doğru politikalarla yönetilmesi gerekmektedir.



Göçmen kayıt sistemi güncel hale getirilmeli, Suriyeli göçmenlerin profili çıkarılmalı, konuyla ilgili doğru politikalar geliştirmek için gerekli istatistiki bilgi-veri setleri oluşturulmalı ve gerektiğinde konunun uzmanlarından destek alınmalıdır.



Kayıtdışılığı önlemek için acilen çalışma izni alımını kolaylaştırıcı düzenlemeler gerekmektedir. Böylece ücretler makul seviyesine yükselecektir.



Son olarak

; Suriye'de iç savaşın kısa sürede bitirilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle Türkiye'ye göç edenlerin misafir değil kalıcı olacağı düşünülerek onlarla birlikte yaşamayı uyumlaştıracak politikalar, günü kurtarma yerine, uzun vadeli planlanmalıdır.



Özellikle Suriyeli gençlere yönelik (eğitim, sağlık, kültür ve diğer) maddi-manevi yatırımlar yapılmalı, uzun vadeli Türkiye dostu bir jenerasyon yetişmesi düşüncesiyle destek verilmelidir.


#Göçmenler
#Suriyeli göçmenler
#Arap Baharı
7 yıl önce
Göçmenlerin istihdam sorunu
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî