|
Afrika"da İsrail açılımı

Küresel ölçekte güç mücadelesinin en önemli coğraflarından biri Afrika olacak gibi görünüyor. Amerika''nın “Afrika açılımı” bir yanda Çin''in siyahi Afrika''daki yayılma stratejilerine set çekmek bir yandan da yeni enerji kaynakları üzerinde kontrol kurmaya yönelik bir hedefi içeriyor. Yeni Ortadoğu tanımının bile Kuzey Afrika''dan başlatılması, bölgedeki operasyonlara bir şekilde Afrika''yı da dahil etmeye matuf bir girişimdi. Büyük Ortadoğu Projesi''nin önemli ayaklarından biri Afrika''yı da kapsamaktadır.

Amerika''nın Afrika açılımının ardından Türkiye''nin Afrika açılımı geldi. Muhtemelen ittifak ilişkilerinden istifade ederek kendi adına alan açma girişimi olarak okunabilir bu girişim. Bu açılımın ne kadar Türkiye''nin kendi inisiyatifiyle olup olmadığı tartışması bir tarafa, henüz bölgede ağırlık koyabileceğini varsaymak çok romantik bir yaklaşım olur. Ancak bu, var olan potansiyelini ve imkanlarını da küçümsemek anlamına gelmez. Abartıya kaçmadan ufuk genişlemesi olarak okunmalı.

Bu arada İsrail''in Afrika açılımını da gözden ırak tutmamak gerekiyor. Bölgeye en yabancı ülke olmasına rağmen belli alanlarda yaptığı stratejik tercihleriyle etkinliğini hissettirmeyi bilmiştir. Özellikle Amerika''nın Afrika''da yeni stratejiler geliştirdiği ortamda kendine alan açmaya çalıştığı gözlemleniyor.

Nitekim bugünlerde İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman beş Afrika ülkesini kapsayan dokuz günlük bir geziye çıktı. Gezinin en önemli durağı kuşkusuz Etiyopya oldu. Her ne kadar resmi açıklamalar ziyaretin ülkenin karşı karşıya bulunduğu açlık, AIDS, su gibi konularda yardımlaşma olarak açıklansa da İsrail açısından öncelikli konunun silah ihracı olduğu ayan beyan ortada. Bunu İsrail basını da açıkça yazıyor. Buna karşılık ziyaretin gizli gündemi ise, özellikle yükselen İsrail karşıtı hareketlere yönelik istihbarat paylaşımı ve işbirliğini geliştirmek, İran etkisini dengeleyici ittifaklar geliştirmek olarak yorumlanıyor..

Soğuk Savaş döneminde İsrail''in en büyük müttefiki Güney Afrika Cumhuriyeti idi. Irk ayrımcısı bu ülke ile ırkçı bir rejime sahip İsrail arasındaki dayanışma döneminin tipik ilişkilerini yansıtıyordu. Bundan daha önemli olarak İsrail''in ilişkilerde büyük önem verdiği ülke Etiyopya olmuştur. Özellikle Mısır ve Sudan gibi Müslüman Arap ülkelerini arkadan kuşatarak jeostratejik bir üstünlük sağlamak için bu ülkeyle kurduğu işbirliğine hayati önem verdiği malum.

Etiyopya ile kurduğu ittifak sayesinde Mavi Nil''i kontrol ederek Sudan ve Mısır karşısında önemli bir avantaj kazanıyor. Bir tür arkadan kuşatma harekatı. Ayrıca Süveyş Kanalı''na giden yolu, Kızıldeniz''i ve Hind Okyanusu''na açılan kapıyı da bu stratejik ilişki sayesinde kontrol etmeyi amaçlıyor.

İstihbarat, gizli operasyonlar ve silah ticareti ile bölgedeki etkinliğini artırırken en büyük rakibi Mısır''ı ve Afrika''daki İsrail karşıtı en büyük ülke konumundaki Sudan''ı arkadan kuşatmayı, adeta uzaktan bölgeyi yönlendirmeyi beceriyor. Bu gezi sırasında Mossad şeflerinin görüşmelerde yer almaları İsrail''in amacını olduğu kadar elindeki kozları hakkında fikir verebilir. Bir yanda ürettiği gelişmiş silahları ihraç ederken diğer tarafta istihbarat kanalını devreye sokması elini güçlendiriyor.

Tıpkı Amerika gibi İsrail''in de bölgedeki etkinliğini terör, radikal İslam gibi argümanları kullanarak geliştiriyor olması tesadüf olmasa gerek.

Avigdor Lieberman''ın ikinci durağı ise eski İngiliz sömürgesi ve halen özel ilişkilerinin devam ettiği Kenya. Her ne kadar resmi görüşmelerde gezinin amacının tarım geliştirme projeleri olduğundan bahsedilse de Doğu Afrika''da stratejik konuma sahip bu iki ülkeden Kenya ile ilişkilerin ağırlık noktasını askeri istihbarat paylaşımı olduğunu bilmeyen yok.

Daha ilginç olanı İsrail Dışişleri Bakanı''nın Nijerya''yı da ziyaret etmesi. Afrika''nın en kalabalık ve doğal kaynaklar açısından en zengin ülkelerinden olan Nijerya''da Yahudi işadamlarının yatırımı bulunuyor. En son 500 milyon dolarlık silah anlaşması imzalayan Nijerya ile bu konu görüşmelerin ağırlık noktasını oluşturuyor.

Bu Afrika turundan 1 milyar dolarlık ticari anlaşma bekleyen İsrail''in asıl kazancı Amerika''nın açtığı yolda kendi stratejik hedeflerini elde etmesi… Çin''le Amerikan kapışmasında arada kalmak yerine kendi alanını açmaya çalışıyor.

Türkiye''nin gücü ise, tarihi ve kültürel avantajını bağımsız bir inisiyatif ve stratejiye dönüştürmesine bağlı. Mesela, bir “İngiliz Afrikası”ndan bir “Fransız Afrikası”ndan bahsederken “Osmanlı Afrikası”nı gündeme getirebilecek mi?

Ya, yıllardır Türkiye''ye yatırım yapması için adeta yalvaran Sudan''a ne sunabileceğiz. Güç ölçüleri sadece ekonomik olmadığı gibi nostaljik bir tarih özleminden de ibaret değil.

15 лет назад
Afrika"da İsrail açılımı
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı