|
Rus jeopolitiği ve cami sembolizmi
Moskova Merkez Camii'nin arefe günü açılışında ortaya çıkan fotograf iyi okunmalı. 12 milyon nüfusu olan Moskova barındırdığı 2 milyonluk kitle ile Avrupa'da en fazla Müslümanın yaşadığı şehirlerden biri durumunda.

Moskova Camii'ni Rusya ve Türkiye devlet başkanlarının beraber açması diplomatik bir gösteriden ibaret değil elbette. Her iki imparatorluk bakiyesi ulusdevletin kendi içinde yaşadıkları dönüşümle beraber gelecek tasavvurlarının arka planına dair de işaretler veriyor.

Rusya'nın imparatorluğa dönüşmesi doğrudan Osmanlı ile karşı karşıya gelmesi anlamına geliyordu. Ancak daha derinlerde Müslüman halkların sömürgeleştirilmesi tarihi olarak da okunabilir. Bu politika her ne kadar tarihsel olarak Kırım'ın işgali ile başlamış görünse de 19. Yüzyıl boyunca Asya derinliğinde genişleyecektir.

Türkiye'de emperyalizm üzerine geliştirilen literatür, Batı sömürgeciliği ve kolonyalizm uygulamaları üzerine yoğunlaştı. Bu söylemin, daha çok tercümeler yoluyla gerçekleşen Batı sömürgeciliğini dile getirilmesinde, uygarlık, aydınlanma efsaneleri ile meşrulaştırılan Avrupa emperyalizm tarihinin maskesinin düşmesinde önemli katkıları olduğu muhakkak.

Ancak aynı ilgi ve dikkatin, sömürgecilik karşıtı duruşun Çarlık Rusya'sına hele hele Sovyet imparatorluğunun uygulamaları karşısında miyop kalması bilinçli şekilde dikkatlerden kaçırılır. Bunun en büyük nedenlerinden biri anti emperyalizm söyleminde tekel oluşturan sol kalemlerin Sovyetler'e karşı var olan zaaflarının Çarlık Rusyası'nın uygulamalarını da gözardı etmelerini getirdi.

Sömürgeleştirmenin sadece ekonomipolitiği ile ilgilenenler özellikle Rusya ve daha sonra Sovyetler'in özelde Orta Asya derinliklerindeki Müslüman halklara karşı uygulamalarını ikinci plana itebiliyor rahatlıkla.

Osmanlı-Rus rekabetinin en önemli unsurlarından biri askeri ve stratejik faktörler olduğu kadar arka planında Ortodoks kilisesinin konumu ve etkinliği ile de yakından alakalı. Aynı zamanda Rusya'nın sömürgeleştirdiği bölgelerdeki Müslüman halkın hilafetle olan ilişkileri bu dengede belirleyici faktör olageldi.

Çarlık Rusya'sındaki başta dini özgürlükler olmak üzere Müslümanlara yönelik kültür emperyalizminin pratiği hakkında Türkiye'de nerdeyse hiç çalışmanın olmaması tuhaf ötesi bir durum. Akademik ve entelektüel alanda sömürgecilik üzerine kafa patlatan sol entelijansiyanın bu konuya karşı en azından ideolojik gerekçelerle duyarsız kalmasını artık yadırgamıyoruz. Antiemperyalizmden çok antikomünizm ve dolayısıyla Sovyet karşıtı ve milli duygularla da Rus karşıtı kesimin de hamaset dışında çaba göstermemesi de bu ülkeye özgü tuhaflık diyelim.

Çarlık Rusyası'nın İslam karşıtı stratejisi tüm ideolojik farklılıklarına rağmen Sovyet imparatorluğunun uygulamalarının öncüsü niteliğindedir. Söz gelimi Çarlık döneminde Kur'an-ı Kerim'in belli bölümlerinin basılıp yayınlanmasının yasaklanması gibi. Milyonlarca Müslümanın dini inançlarını yasaklamak yerine tehlikeli bulduğu Kur'an'dan bölümlerin basım ve yayımına konan yasaklama; devlet tutumunun sürekliliği açısından Sovyet uygulamaları bağlamında ele alınmaya değer bir konu.

Türkiye açısından bir zamanlar sağ milliyetçi kesimin “Komunistler Moskova'ya” sloganıyla özetlenen Sovyetler'e bakışı hatırlanacak olursa Rus, Türk, Filistin, Kazakistan devlet temsilcileri ile bir caminin açılışının en azından sembolik olarak yeni bir duruma işaret ettiği düşünülebilir. Bu gelişme, yurtdışında cami yaptırma/ açılışlarını diplomasinin bir unsuru olarak ekleyen Türk dış politikasındaki değişim kadar Rusya'nın hem Ortodokslar hem Müslümanlar karşısındaki tutumu hakkında da ipuçları verebilir.

Rusya, Sovyet dönemini parantaze alarak Ortodoks kilisesinin ekümenik nüfuzunu kullanmak hususunda İstanbul'la rekabet halindedir. Rusya, Türkiye'nin 'farkında değil' görünmesine rağmen de facto elinde tuttuğu, Ortodoksların temsilciliği konusunu diplomatik avantaja dönüştürmek çabası içindedir.

Batı başkentlerindeki İslam varlığı ve bunun temsili konusunda geri kalmak istemeyen Rusya'nın bu cami açılışı ile ne kadar özgürlükçü olabileceğini zaman gösterecek. Rusya'yı ulusdevlet sınırlarına sıkışması halinde tarihten silineceği yönündeki stratejik anlayışın Putin'in hamleleri ile yeniden pratiğe geçirildiği göz önüne alındığında, Müslümanların dikkate değer bir ağırlığının olacağı muhakkak. Üstelik 20 milyonu aşan Rusya'daki Müslüman varlığına karşı sembolik adımlar atılırken Kafkaslar'da uyguladığı din politikalarının da gecmişten hiç de kopuk olmadığını, devlet hafızasının devam ettiğini gösteriyor.
#Rus jeopolitiği
#cami
#moskova camii
#Batı sömürgeciliği
9 yıl önce
Rus jeopolitiği ve cami sembolizmi
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!