|
Vekalet savaşının sahipleri sahaya mı iniyor?
Suriye meselesinin yeni bir boyut kazanmaya başladığı, Rusya'nın dün attığı son adımla Ortadoğu'da dengeleri değiştirecek gelişmelere gebe olduğu yönünde analizler bolca yapılmaya başlandı bile.

Hatırlanacak olursa Suriye'deki iç savaşın bir 'vekalet savaşı' olduğu, sahada savaşanlardan çok arka plandaki aktörlere gönderme yapan, bölgesel ve küresel güçlerin mücadelesi olduğu yönünde görüşler dile getirildi. Muhalifler Suud, Katar ve Türkiye'nin desteklediği, bunun arkasında batının özellikle Amerika'nın olduğu suçlamaları sıklıkla dillendirildi. Diğer tarafta ayakta kalmaya çalışan Baas rejimi ve Esad'ın ise Rusya ve İran desteği ile varlığını koruyabildiği hususu da vekalet savaşının karşı cephesini oluşturuyordu.

Gelinen noktada bu zamana kadar vekalet savaşının asli unsurları doğrudan savaşa dahil olmadılar. IŞİD karşıtı koalisyonun müdahalesi ile kısmen ABD ve müttefikleri devreye girmiş oldu.

Ancak dün Rus parlamentosunun aldığı bir karar vekalet savaşı yerine asıllarının sahaya indiği bir durum ortaya çıkardı. Rusya şimdilik kara birlikleri ile sıcak çatışmaya girmese de hava kuvvetleriyle doğrudan taraf olacağı bir adım atmış oldu. Esad ve muhalifleri olarak kurulan denklemde Esad Rusya denklemi ortaya çıktı. İran, Hizbullah üzerinden vekâlet savaşında zaten aktif sahadaydı.

Buna karşılık gözler Amerika'nın ve batılıların nasıl bir adım atacağına bakıyor. Rusya'nın Kırım'ı ilhak ettiğinde Amerikan imajının ne anlama geldiğini az çok kavradı dünya. En azından Obama yönetimi sıcak savaşa girmek istemiyor. Benzer durum Rusya'nın Ukrayna'daki Rus ayrılıkçılara fiili asker destek verdiğinde de ortaya çıktı.

Esad'ın davetini gerekçe göstererek askeri müdahaleyi meşrulaştırmaya çalışan Rusya, denklemin hiç bu kadar basit olmadığını biliyor elbette.

Rusya'nın bu adımı ile vekalet savaşları dönemini fiilen bittiği artık netlik kazandı. Bundan sonraki denklemi ABD-Rusya ve müttefikleri ekseninde okumakta yarar var.

Amerika'nın Suriye'de kendi askerini sahaya sürmek istemediği bir gerçek. Rusya'nın da Afganistan'da yaşadıklarını Suriye'de tekrar yaşamak istemediği de başka bir gerçek.

Bu durumda, İŞİD karşıtı Amerikan hava operasyonları ile Rusya'nın hava gücüyle sınırlı askeri yardımı arasında bir korelasyon kurmak mümkün. Üstelik bu adımın Obama Putin görüşmesinden hemen sonra atılması, Amerika'nın Moskova büyükelçisinin Suriye konusunda Rusya ve İran'la beraber çalışabileceklerine dair açıklama yapması muhtemel denklemin müştereken kurulduğu izlenimi veriyor. Hatta Rusya'nın ilk operasyonu olarak Humus'a yaptığı hava saldırısını önceden Amerika'ya bilgi verdiği bilgisi de bu çerçevede yeterince anlam kazanıyor. Zira bunca kan ve yıkımdan sonra Rusya'nın tek başına askeri desteğinin Suriye'nin geleceğini belirlemeye yetmeyeceğinin herkesten önce Putin farkındadır.

Diğer tarafta küresel denklemde, Amerika'nın ve AB'nin ambargosu ve petrol fiyatlarının düşmesiyle sarsılan ekonomisine rağmen Putin'in askeri çıkışlarını, bunun karşılığında Obama yönetiminin sessiz kalışını iyi okumak gerekiyor.

Suriye konusunda başından beri Amerikan gücüne ve desteğine güvenerek yola çıkanlar nasıl kıyasıya yanıldılarsa askeri anlamda Rusya'ya karşılık vermediğini düşünenler de o derece yanılıyor.

Rusya yeniden imparatorluk günlerine dönmek için stratejik adımlar atıyor. Rusya'nın eninde sonunda bu hamleleri yapacağını en iyi bilen de Amerikan tarafı idi. Zaten 11 Eylül'den itibaren Amerika'nın askeri müdahale ve işgalleri başta Rusya olmak üzere muhtemel bölgesel rakiplerine karşı ön alma hareketi olarak okumak gerekir. Yoksa dünyanın en fakir ülkesini bombalamanın, işgal etmenin anlamı olamaz.

Rusya'nın askeri gücüyle rakip olarak denklemde yer alma niyetini göstermesi ve bu amaçla stratejik adımlar atmasına karşılık Amerika farklı yöntemle cevap veriyor; sıcak savaşa girmek yerine hala en büyük ekonomik güç oluşunun imkânlarını kullanıyor. Rusya'ya uygulanan ambargo ve petrol fiyatları üzerinden cevap vererek daha sofistike savaş yöntemleri uyguluyor.

Kapitalizmin küreselleşmesi bağımlılık ilişkileri merkezdeki güçleri daha önce olmadığı kadar etkili kılabiliyor. Amerika şimdilik kapitalizmin gücünü kullanarak stratejik avantajını sürdürmeye çalışıyor. Stratejik çıkarı olan bölgelere daha önce yaptığı askeri hamlelerle kendi öncelikleri dışında jandarmalık yapmaya niyetinin olmadığını gösterdi.

Aslında Suriye krizinin iç savaşa dönüştüğü noktada Amerika'nın muhalefeti destekleyeceği beklentisinin hegomonik gücün yanlış okunmasından kaynaklandığı söylenebilir. Hatırlanacak olursa Tunus, Libya, Mısır gibi ülkelerde yaşanan Körfez ülkelerine sıçrama emareleri gösteren Arap baharı ayaklanmaları Suriye içinde benzer beklentilere yol açmıştı. Muhtemelen Suriye'de muhalefetin silahlı ayaklanmaya dönüşmesini destekleyenler de bu beklentiyle hareket etti.

Oysa her şeyden önce Suriye ne Libya ne de Bahreyn'di. Ondan da önemlisi Amerika'nın aynı anda beş altı ülkede altüst oluş durumunda bir krizi yönetmeye ne isteği vardı ne de gücü. Hele İsrail'le barış yapmamış bir Suriye'nin yıkım pahasına da olsa iç savaşla güçsüzleşmesini pek önemsemedi.

Gelinen noktada iç dinamikler Esad rejimini zorlarken Rusya ve İran'ın desteği tek başına kurtarmaya yetmeyecek. Amerika küresel krizlere küresel ortaklar bularak maliyeti pay etmeye çalışıyor. Kafa tutan olursa küresel kapitalizmin yaptırımlarını devreye sokarak ehlîleştirme yoluna gidiyor. Ancak stratejik önceliği olmayan krizlerde de doğrudan devreye girerek risk almak istemiyor. Bu durumun sağlaması; Suriye'de yaşanan iç savaş, diplomatik girişimler ve stratejik dengelerin sahaya yansımasında okunabilir.. Amerika'nın gücünün ve evrensel söylemlerin büyüsüne kapılanlar kıyasıya yanıldılar. Ama bölgedeki ülkelerin ABD'nin gücünü küçümsemek gibi lüksü olmadığı gibi Amerikan söyleminin büyüsüne kapılmak gafletinin bedelini ödeyecek güçte de değiller. En azından şimdilik. Suriye'de olup bitenlere biraz da bu açıdan bakalım.
#Esad rejimi
#Rusya
#Ortadoğu
9 yıl önce
Vekalet savaşının sahipleri sahaya mı iniyor?
Osmanlı yaşasaydı, dünya kıyıya vurmazdı!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü