|
Yeni savaş alanları: Enformasyon kuyuları

Son yıllarda internet ortamında yayınlanan sızıntılarda ortaya dökülen gizli belgelerin muhtevası gittikçe çeşitlenirken hepimizin gündelik hayatını etkilemeye başladı bile. Ortaya saçılan belgelerin muhtevasına, açığa çıkarılış biçimine bakıldığında hepimizi tehdit eden bir boyuta evrildiğinin pek çoğumuz henüz farkında değil. Hatta dijital devrin, iletişim çağının imkanları gibi gösterilen insanlığın geleceğine dair etkisinin farkında değiliz.



Wikileaks olarak bilinen sızıntılardan sonra Panama dokümanları ile şaşkınlığa düştüğümüz sırada hepimizin kimlik bilgilerinin internete düştüğü haberi sızdırıldı. Enformasyon devrimi efsanesini kutsayanlar bu devrimin bir insanlık sorunu haline geldiğini idrak edebilecekler mi? Sorun sadece teknik gelişmelere bağlı olarak enformasyona ulaşma imkanı değil insanın varlık durumunu tehdit eden bir bilgi kirliliğine, insan tekinin kendi oluşuna yönelik bir tehdide dönüştü çoktan.



Şimdilerde ortaya saçılan 'gizli belge'ler ise içinde bulunduğumuz yeni bir savaş durumunun, küresel stratejik çıkar çatışmalarının ilk tezahürlerden başka bir şey değil. Enformasyon devriminin insanı daha özgürleştireceği, insanlığa daha barışçıl bir dünya teklif ettiği yanılgısının dışavurumudur.



Siyasilerin gizli, karanlık ilişkilerini, yasadışı para transferlerini bu sızıntılar sayesinde öğrendiğimiz doğrudur. Hatta siyasilerin yolsuzlukları, devlet oyununda sergilenen ilkesiz, kirli ilişkiler de gizli kalmıyor. Tüm dünyanın gözünde ulaşılamaz sanılan her biri büyük devlet adamı sıfatı taşıyan, 'evrensel değerler'den taviz vermeyen liderlerin 'ülkelerinin çıkarları adına' girdikleri karanlık ilişkilerin saklı kalmaması etik anlamda önleyici mekanizmaya dönüştüğünü düşünenler olacaktır.



Tek tek sızıntıların hangi ilişkileri, hangi sarsıcı bilgileri sızdırdığı, elimize geçen bu enformasyonun insanlığı hangi tehlikeden koruduğu gibi sorular olayın sadece ahlaki boyutunu bize açıklamaz. Sorulara devam edecek olursak, bu bilgilerin kimin kontrolünde neden bu zamanda ve ne kadarının sızdırılmış olduğu gibi başlıklar da yeni dönemin anlaşılmasında anahtar konumda. Biraz daha ilerleyecek olursak sızıntıların önce belli gazetelere verildiği, gazete yönetimlerinin de devletin kontrolü dahilinde bunları açıkladığı artık sır değil. En azından otosansür söz konusu.



Dijital ormanın karanlığında bilginin/hakikatin sanal aydınlığı aranadursun, sızıntıların ifşa ettiği fiili durum yeni bir stratejik mücadele biçimidir.



Osmanlı'yı dünya siyaset sahnesinden kaldıran temel nedenlerden biri şüphesiz Ortadoğu'da varlığı bilinen petroldü. Batının petrol bağımlılığını aşabilmesi içlin bu stratejik zenginliğe kimin hakim olacağı sorusu Birinci Dünya Savaşı'nın sonucunu belirleyecektir.



Yeni enformasyon çağının stratejik silahı, geçen yüzyılın petrol kuyularına denk önemdedir. Ne var ki bu

sanal kuyular

daha derin, daha gizemli, daha belirsiz. Yeni savaş döneminin ekonomik ve stratejik silahı, sahip olduğunuz bilgi/data miktarıdır. Petrol rezervlerine sahip olmak için verilen mücadeleye benzer kıyasıya bir mücadele hâlihazırda zaten veriliyor.



Enformasyon çağının iletişim özgürlüğü adına bize sunulan sınırsız bilgi ve haberleşme imkanı aslında bu savaşın stratejik malzemelerinden başka bir şey değil.


Özetle, yeni dönemin küresel mücadelesi enformatik bilgiye sahip olma savaşıdır. Her gün kullandığımız elektronik haberleşmelerden sakladığımız verilere kadar tüm bilgileri depolayanlar küresel iktidar mücadelesine yakıt depolayanlardır. Bu sanal ama yakıcı gerçeği fiilen Amerika'nın gerçekleştirdiğini söylemeye gerek yok. En azından tüm internet hatlarının Amerika üzerinden gerçekleşmesi bile bu hakikati açıklamaya yetiyor. Ayrıca Amerikan yazılım programlarının önemli kısmı yazılım gereği tüm verileri tasnif edip depoluyor. Buna rakip güç olarak Rusların adeta korsan enformasyon avı da yarışta önemli aktörlerden biri. Dünya üzerinde elde ettiği bilgi/ verileri depolayarak stratejik hamle üstünlüğünü elde etmeye çalışan bir kaç ülkenin dışında küresel bir bağımlılık söz konusu.



Küresel finans kapitalizminin artık ulus devleti de aşarak, sınırları sanallaştırdığı ortamda veri ağları demir ağlarla örülen ulusal sınırları delmekte zorlanmıyor. Üstelik ulus devletle de ilişkisi yeni bir aşamaya gelmiş, devleti de manipüle edebiliyor. Henüz tam olarak ulus devletten bağımsızlaşmasa da devletin omzuna binmekten çekinmiyor. Küresel güç merkezleri de hegemonik konumlarını sürdürebilmek için yeni stratejik silahların avantajını sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyecek...



Panama dokümanlarını kimin sızdırdığını anlamak için kime karşı yapıldığına, hedeflerinde kim olduğuna bakmak yeterli. Bu hem küresel anlamda ekonomik ve stratejik rekabet hem ulusların içişlerine müdahil olan bir savaş türü. Elli milyona yakın Türk vatandaşının kimlik bilgilerinin internete konması devlet acziyeti olduğu gibi bununla Türkiye'ye ders vermek isteyen rakiplerin hamlesi olarak görülmeli.



Petrol savaşlarının yerini sanal savaşları almıştır. Liberal özgürlük çağında dijital karanlığın sanal tehditleri altındayız.


#Enformasyon kuyuları
#Yeni savaş
#internet
8 yıl önce
Yeni savaş alanları: Enformasyon kuyuları
Ezeli hakikatlere HAMAS’la uyanmak
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit