Sayın Başbakan ve AK Parti hükümetinin son Diyarbakır çıkarmasını, ya projenin starları Mesud Barzani ve Şivan Perwer ya da olayın siyasi boyutu üzerinden tartışıyorlar. Hiç sakıncası yok. Ancak işin bir de iletişim boyutu var. Bize göre olay, tipik bir algılama yönetimi projesidir. Taraf ve karşı olanları anında keskin çizgilerle birbirinden ayıran ve radikal çıkışlarla pek çok önyargıyı da yerle bir eden bu eylem planının tek bir hedefi vardır: Belki fiiliyatta ancak yakın gelecekte ama algıda hemen, yani bugün, güçlü bir "Kazan kazan ilişkisi algısı" yaratmak.

Bu açıdan bir bakın... Eğer sözkonusu bu algılama yönetimi hedefine yüzde 70"in üzerinde bir oranda yaklaşılmışsa (Bkz: Dopdolu bir meydan) o zaman iletişim hedefi gerçekleşmiş demektir.

Dün bizim gazetede de vardı. Dört özel dershane derneği bir araya gelmiş, simsiyah bir çerçeve içinde tam sayfa bir ilan hazırlamışlar. Başlık şöyle:

"Özel dershane sektör temsilcilerinden hükümetimize ve kamuoyuna."

Tam sayfa kamuoyu duyurularıyla ilgili olarak bu sütunlarda işin iletişim boyutu üzerinde çok yazmışımdır. Gazetelerin tam sayfasına yayılarak, bir meseleyi paragraflar dolusu izah etmek, çok ender durumlar dışında hiçbir iletişim hedefine hizmet etmediği gibi, çoğunlukla kamuoyunda ve özellikle de kamu vicdanında tamamen tersine bir etki yaratır.

İçerik hiç önemli değildir. Başından sonuna kadar haklı ya da haksız olabilirsiniz. Sonunda agresif bir ruh halinin ifadesi olabilecek bir ünlem işareti olmasa bile bu türden duyurular genellikle olumsuz bir etki bırakır. Milli Eğitim Bakanı televizyonlara çıktı ve meseleyi enine boyuna anlattı. Aynısını dershaneler yapmalı. Varsa bir sıkıntıları hükümetle itişip kakışıyor izlenimi yaratmadan hedef kitlelerini ve soysal paydaşlarını ikna yolunu tercih etmeliler; ilan yolunu değil.

Uçak kazaları ne hikmetse diğerlerine oranla çok daha dramatik bir haber olarak verilir. Dünkü gazetelerde de 50 kişinin can verdiği Rus yolcu uçağı ile ilgili haberler geniş yer aldı. Pazar günü ise Emniyet Genel Müdürlüğü"nün verdiği ölümlü trafik kazalarıyla ilgili bilgiler medyada yer almıştı. Trafik kazalarında dünyada saatte 150 kişi ölüyormuş. Türkiye"de ise resmi rakamlara göre yılda 4 bin, gayrı resmi rakamlara göre ise 10 bin kişi hayatını kaybediyormuş. Demek ki son 50 yılda yarım milyon kişiyi trafik kazalarına kurban vermişiz.

Rus uçaklarıyla ilgili zaten genelde bir itibar problemi vardır. Eskiden hemen akla Topolev"ler gelirdi. Şimdi bu algıya Boeing 737"ler de eklenecek. Pilot hatası deniyor. Yetmez... Boeing"in bu krizi Rusya Acil Durum Bakanlığı"na, Tataristan Cumhuriyeti sözcüsüne bırakmamaları gerekir. Kriz iletişiminde zaman kaybı itibar kaybına eşittir.

Türkiye"nin en önemli sektörlerinden biri hiç şüphesiz perakendedir. Hacmi yaklaşık 160 milyar dolar olan bu sektörümüzün en önemli organizasyonlarından biri de hiç şüphesiz bu yıl 13"üncüsü düzenlenen Perakende Günleri"dir. 20-21 Kasım günlerinde çeşitli konferanslar ve etkinliklerin yer aldığı organizasyona star isimler katılıyor. İlginç isimlerden biri de benim büyük bir heyecanla beklediğim dünyanın en zeki insanlarından biri olarak kabul edilen Harvard"lı fizik teorisi profesörü New York City College"de hocalık yapan Michio Kaku... O"nu dinlemeden ya da okumadan gelecek tasarımı üzerine yapacağımız tespitlerin eksik kalacağı hissindeyim.

Eurostat ve Türkiye İstatistik Ofisi"nin derlediği sonuçlar arasındaki şu somut karşılaştırma,Türkiye"de perakendede nereye gittiğini çok net biçimde ortaya koymuyor mu?

"Türkiye"de perakende satış hacmi eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 0.2 artarken, Euro Bölgesi"nde yüzde 0.6, AB"de ise yüzde 0.3 azaldı."

AB"yle yarışıp öne geçmenin hazzı da başka oluyor değil mi?