Öncelikle şunu belirtiyim ki; Futbol üç beş çoluk çocuğun kararlarına bırakılmayacak kadar ciddi ve bir o kadar da ilgi yoğunluğu olan bir uğraş…

Milyonları ekrana kilitleyen, günlerdir çalışılıp, emek verilen bir uğraşı gözüne giren pozisyonda heba eden yan hakem Asım Yusuf Öz"ün Adrian"ın sadece filelerle öpüşmedi diye golü vermemesini kim nasıl izah edecek.

"Görmedim" diyip işin içinden çıkma kolaylığı varken bunu kimse gündeme getirmeyecek, tartışmayacak.

Fenerbahçe istediği oyun düzeninde sahaya yayıldı. Baroni ve Emre ile önce orta alanı kontrol edip, Webo ve Sow ile sonuç üretmeye çalıştı ve bu oyun düzenine de sadık kaldı. Oyunu kendi sağ kenarından yönlendirirken Trabzonspor"u da bu kenara mahkum etti.

Trabzonspor"a gelince; Bu kadro ile Şenol Güneş döneminde de kazanamıyordu, Tolunay Kafkas döneminde de kazanamaz. Alan daraltamaz, baskı kuramaz, rakipten top çalamazsan hücum etkinliği de üretemezsin. Rakibin savunmada bile pas yapmasına müsaade edersen, iyi niyetle mücadelen işe yaramaz. Fenerbahçe alan daralttı, baskı kurdu, topu kazandığında hızlı oynadı ve sonuç üretti. Her ne kadar son vuruşları Bamba yaptıysa da Fenerbahçe"nin özellikle ilk yarıda hücum organizasyonları daha derli topluydu.

İkinci yarıda yapılan değişikliklerle oyuncu mevkisi ve oyun sistemi değişen Trabzonspor, yine de sonuç farklılığı gösteremedi. gösteremez de…

Çok koşmak, boğuşmak, uğraşmak değil…

Ne yaptığını bilerek oynamaktır futbolun gereğini yapmak…

Trabzonspor şöyle oynadı, Fenerbahçe şunu yaptı değil. Rakibi savunmasında baskı kurarak hata yapmaya zorlarsan oyun ve skor üstünlüğü elde edersin, rakibi rahat bıraktın mı giden puanların arkasından bakarsın.

Bu işin Şenol Güneş"in kellesinin gitmesi ile sınırlı kalmayacağını da yazmıştık!...