|
Merd-i kıptî, insansa biraz sıkılır

Nasıl da darbeyi istemişler…



15 Temmuz sonrası Türkiye'de bizim yaşadıklarımızla Batı basınının yazdıkları arasındaki makasın iyiden iyiye açılması nihayet uykudakileri de uyandırmaya başladı.



Batı basınını yakından takip eden bazı yazarlarımızın gecikerek de olsa intibaha geldiklerini gösteren tespitlerini okudukça, insan


bu gerilimli atmosferde


sanki biraz daha ferah nefes alıyormuş hissine kapılıyor.



Uluslararası camiada çok büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyayız ve bu büyük haksızlığı görmeyen gözler artık açılsın. 'Demokrasi'yse alın size demokrasi! 'Darbe'yse alın size darbe! Hepsinin taraftarlarını 15 Temmuz'dan bu yana devasa bir açık arenada hep birlikte izlemiyor muyuz?



Yazıyı yazdığımız öğlen saatlerinde, sadece sabahtan beri gelişen haberler, topu topu dört-beş saat içinde olup bitenler, ne kadar açık seçik bir çemberle kuşatılmak istendiğimizin örnekleri değil midir?



Aspen'deki güvenlik konferansında bir soruyu yanıtlayan CIA Direktörü

James Clapper

,

ordudan ihraçların Türkiye ile işbirliğini zorlaştırdığını söylemiş. Demiş ki:



“Muhataplarımızın birçoğu görevden uzaklaştırıldı ya da tutuklandı. Bunun Türklerle yürüttüğümüz işbirliğini zayıflatıp zorlaştıracağı şüphe götürmez”



Tabii bu haberin yanı sıra dün Cumhurbaşkanımızı da, Dışişleri Bakanımızı da çileden çıkaran bir Amerikalı generalin itiraflarını da aynı zaman dilimleri içinde öğreniyoruz.



Bu general Ortadoğu'daki ABD operasyonlarını yöneten CENTCOM'un komutanı

Votel

'dir. Bu beyefendi Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin geleceğinden

'endişeli'

olduklarını belirterek, “ABD'nin Türk ordusundaki yakın müttefikleri tutuklandı” şeklindeki ifadeyi kullanmaktan geri durmama cesaretini gösterebilmiştir…



Bu cümleden neler üreyebilir neler… 'Şecaat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söylermiş' misali, “Bizim müttefikimiz Türk Silahlı Kuvvetleri değil, onun içindeki bir gruptu. Onları da içeri attılar ne yazık ki

den, “Türkiye'de darbe gerçekleşseymiş sanki Merkezi Komutanlığın (CENTCOM) endişesi ortadan kalkacakmış”a kadar her türden melanet yüklü söylem…



Öyle ya, bu ifadelerinden yakın müttefikleri tutuklanmadığında aralarındaki güçlü iletişimle hedeflerine daha kolay ulaşabilecekleri anlamı gayet net olarak çıkmıyor mu?..



Dün Ankara Gölbaşı'ndaki

Özel Harekât Daire Başkanlığı

'nı ziyaret eden

Cumhurbaşkanımızın

dediği gibi “İnsan biraz sıkılır.”



Bu noktadan itibaren

Sayın Erdoğan

, tam da bizim vatandaşımızın gönlüyle, gözüyle gördüklerine bizzat tercüman oluvermiştir:



“Bunun kararını vermek senin haddine mi? Sen kimsin, bir defa haddini bileceksin. Zaten darbeci senin ülkende, darbeciyi senin ülkende besliyorsunuz. Benim milletimi asla inandıramazsınız. Milletim şu anda bu tezgâhın içinde olanları da biliyor. Bu tür açıklamalar, bu işin arkasında kimlerin olduğunu, üst aklın kimler olduğunu da gayet iyi gösteriyor. Bu açıklamalarla da kendinizi açığa çıkarıyorsunuz. Türkiye bu oyunlara gelmedi.”



Bu arada darbe girişimine önayak olanlar için dış ülkelerden destek talebinde bulunan Türkiye'ye bakın Almanya'dan nasıl bir cevap gelivermiş. Haber şöyle:



Frankfurter Allgemeine Zeitung

(FAZ) gazetesine konuşan Baden Württemberg Eyalet Başbakanı

Winfried Kretschmann

, Türkiye'nin Stuttgart Başkonsolosluğu aracılığıyla eyaletteki Gülen cemaatine ait kuruluşların denetlenmesi için yaptığı başvuruyu yadırgadığını ifade etti.”



”Burada bizden hiçbir delil olmadan şüphe üzerine insanları takip etmemiz isteniyor” diyen Kretschmann, kendilerinin tam da bunu yapmayacağını belirtmiş. Darbe girişiminde Gülen hareketinin etkili olduğuna dair kanıt görmediğini ifade eden Kretschmann, Türkiye'nin bu isteğini Almanya üzerinde “nüfuz kurma çabası” olarak nitelemiş.



Bizim

ecnebi Türk aydınlarının

'müthiş Türk' diye bağırlarına bastıkları

Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir

de verdiği demeçte Türkiye'nin talebini eleştirmiş. Özdemir, ”Erdoğan'ın kolu Türkiye'de pek çok yere uzanabilir. Ancak, Erdoğan kolunu Stuttgart, Berlin ve başka bir yere uzatmasın” ifadelerini kullanmış. Kretschmann ve Özdemir, Türkiye'nin AB sürecinin dondurulması gerektiğini de savunmuşlar. İnsan, ancak FETÖ alçakları tarafından maaşa bağlansa böyle bir tutum takınır…



Hatırlanacağı üzere, Almanya daha önce Türkiye'nin firari Ergenekon savcıları

Zekeriya Öz

ve

Celal Kara

'nın iade edilmesi yönündeki isteğine “Savcılar burada değil” yanıtını vermişti.



“Yalnız ve güzel ülkemiz” yeni bir kavşakta. Dün



Herkes tavrını ona göre almalı…


#Merd-i kıptî
#15 Temmuz
#Frankfurter Allgemeine Zeitung
#FETÖ
#Cem Özdemir
8 yıl önce
Merd-i kıptî, insansa biraz sıkılır
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle