Türkiye"de medya dünyası kadar yalan ve çıkar üzerine kurulmuş bir başka dünya var mıdır acaba? Belki siyaset olabilirdi ama Ak Parti iktidarından sonra orası düzeldi.
Uzun zamandır benim de içinde bulunduğun medya dünyasını yazmak ve "resmin tamamı" gibi bir dizi haline getirmek istiyordum. Kabataş olayının yeniden gündeme taşınması buna vesile oldu. Etiket olarak #YalanMedyaDüzeni seçtim. Daha iyisini bulamadım.
Yalan medya düzeni aslında Hobitlerin köyüne benziyor. Her şey düzenli, sevimli, küçük ve doğal gözüküyor ama normal insanlar yaşayamaz, sadece cüceler yaşayabilir.
Türkiye"deki medya düzeninde uzun yıllar normal insanlar yaşayamadı. Yaşayamaz çünkü Cumhuriyet Gazetesi geleneğinin şekillendirdiği medya sektöründe farklı düşünenler asla hayat bulamaz. İllaki cüce olacak.
Türk basın dünyasının Hakimiyeti Milliye ve Cumhuriyet geleneği, yani Atatürk ve sonra İnönü ile şekillenen dünyası, CHP gibi seyir çizgisi izledi. Önce sola, sonra daha sola kaydı ve doğal olarak yolunu şaşırıp kayboldu. Yunus Nadi kendi kurduğu Cumhuriyet Gazetesi"nin son halini görmediği için çok şanslı.
Ankara ekolü gazeteciler Türk basın sektöründe aslında oldukça etkindir ve çok sayıda gazeteci yetiştirmiştir. Doğan Avcıoğlu"ndan tutun, M. Ali Kışlalı"ya, Altan Öymen"den, Fikret Bila"ya kadar çok damardan CHP"li ve solcu gazeteci çıkmıştır. Ertuğrul Özkök de Ankara ekolünden gelir. Kendini hep solcu tanıtmasına rağmen solcular onu nedense hiç kabullenmedi, hep dışladı. O da İstanbul"a gelip Hürriyet"in başına geçti "Türk basınını solcular mı yönetiyor" diye inat bir yazı yazdı. Sanırım o zaman herkes "evet solcular yönetiyor" demişti cevaben. Böylece kendisi de solcu sayıldı.
Zannedersiniz ki bu medya düzeninin aktörleri Türkiye"nin en iyi yetişmiş, en iyi eğitimini almış gazetecileri. Aslında en kompleksli, en az okuyan, egosu en şişik, ilkesi ve ahlaki değerleri en düşük kişilerinden oluşur. Mesela komik örneklerden: Bir seçimde CHP, bir seçimde ANAP"ı destekler. Grubun bir gazetesi solcu, diğer gazetesi sağcı olur. Sonra bize ilkeli ve dürüst olma dersleri verirler.
Solcu olma kompleksleri vardır nedense. İyi bir gazeteci olmak için solcu olmak imanın cüzlerinden sayılır. Solcu olmak için Friedrich Hegel ya da Karl Marks diyalektiğini bilmekten bahsetmiyorum. Kemalizm, irtica, modern yaşam (bundan kasıt bikini ve mini etek ölçüleridir), dini olan her şeye tepkiyle davranmak, etnik olan her şeye fantezi açısından bakmak ve Anadolu"yu Kapadokya ve Antalya"dan ibaret saymak. Bir kaç şarap markası, bu şarapların içildiği mekanların adını bildin mi, bir de emek, insan hakları, hakça paylaşım ve dünya düzeni gibi afilli kavramları öğrendin mi tamamdır. İşte sen solcu ve entelektüel bir gazeteci oldun başımıza. Örnek, Ahmet Hakan. İmam Hatipli ama ruhunda solculuk varmış o ortaya çıktı.
Yalan Medya Düzeni"ni ve oyuncularını ciddiye almayın o kadar. Hepsini tanırım. İnanın büyük kısmı kişilik sorunları olan tiplerdir. Anlatınca siz de hak vereceksiniz. Tabii nitelikli ve dürüst tipleri ayrı tuttuğumu söylememe gerek yok.
Yalan Medya Düzeni"nin en son operasyonu, Gezi olaylarında Kabataş"ta saldırıya uğrayan Zehra Develioğlu"nun görüntüleri üzerinden linç edilme olayıdır.
Zehra Develioğlu, tedirgin ve korku içinde verdiği kısa röportajda sanırım son dönemlerin en etkili cümlelerinden birini kurdu: "Bana zaten inanmak istemeyen inanmayacaktır. O görüntüleri ilahi bir kamera olup tepeden kaydetse bile inanmayacaklardır."
Azgın Gezi ekibi ve onun aynı düzeydeki medya uzantıları bir kadının yaşadığı dramı görüntüsü yok diye yalan sayıyor ve linç ediyor.
Kadının elinde Adli Tıp Raporu, darp edildiğini resmen belgelemiş ama kutsal gibi tapındıkları görüntüde yok diye resmi raporu kabul etmiyorlar.
Tiksindirici bir edayla mağdureyi, ona destek veren başörtülü yazarlar Elif Çakır, Halime Kökçe, Nihal Bengisu Karaca, Hilal Kaplan"ı linç etmeye kalkıyorlar. Linç sebebinin altında yatan şey, işte o geri kalmış, köhnemiş sol düşünceleri, derin kompleksleri ve Yeni Türkiye"ye karşı nefretleridir. Yeni Türkiye"nin köşe yazarlarının, gazetecilerinin başörtülü olmasına tahammül edemiyorlar, çıldırıyorlar.
Lakin imkanı yok artık. Bu ülke, bu millet onları tasfiye ediyor. Yalan Medya Düzeninin aktörleri ve tüm ahlaki değerlerden yoksun olarak ona destek veren paralel devletçiler tarihin çöplüğüne doğru sürükleniyor.
Twitter.com/alinurkutlu
