Önce o konuşmanın ilgili bölümlerini aktaralım:
“Bakın bir halkın referanduma gitmesi, yani milletin iradesine başvurması neden gayri meşru olsun? Sizler açısından meşru olan bir hak, Kürt halkı için neden gayrimeşru olsun? Güney Kürdistan halkı Irak Anayasası’nın 140. Maddesi’ne dayanan kimi haklarının hayat bulmamasından kaynaklı Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Federal Bağdat Yönetimi ile bir dizi krizler yaşıyor. Bu krizlerin çözümünün de yoludur referandum.
Kaldı ki, referandum sonucunda hangi karar alınacağı daha belli değil. Neden Güney Kürdistan Hükümeti burası için bir tehdit olsun? Neden Rojava Kürdistanı burası için bir tehdit olsun? Tek bir çakıl taşı dahi Suriye’de, Rojava’da yaşayan Kürt halkı tarafından bu ülkeye atılmamıştır. Bu ülkenin ithalatını en çok yaptığı coğrafyadan birisi Güney Kürdistan’dır. Bu tezkereyi bugün getirmek tehdittir; bu tehditten sadece HDP incinmiyor. Bu parlamentodaki tüm partilere oy vermiş olan Kürtler bunu bir tehdit, hakaret olarak görüyor. İşte bölünme budur…”
Baydemir’e göre bu şehirlerimizdeki vatandaşlarımızın büyük bir kısmı kendilerini Kuzey Kürdistan’ın sınırları içinde yaşadıklarını düşünüyor olmalılar…
Allahtan Almanya seçimleri bitti de bir melanet odağının etkisi nispeten azaldı…
Hayırlara vesile olur inşallah…
- Şeamet tellallarına fırsat doğdu
- Ekonomiden sorumlu Başbakan YardımcısıMehmet Şimşek, dün ilginç açıklamalarda bulunmuş. 2018-2020 dönemini kapsayanOrta Vadeli Programı (OVP)açıklarken, 2020 yılı sonunda işsizliğin yüzde 9.6, enflasyonun ise yüzde 5 olarak hedeflendiğini söylemiş. Şimşek, cari açığın milli gelire oranının da yüzde 3.9’a gerileyeceğini tahmin ettiklerini belirtmiş.
- Şimdi muhalefetten ve de her şeyi bilen muhalif medya yorumcusu arkadaşlardan sıkı bir eleştiri salvosu bekliyorum… Perakendenin büyüdüğü mü tespit ediliyor,şeamet tellallarıanında harekete geçiyor: “Perakende kan ağlıyor!”…
- İnşaat sektörü yaz aylarını tam zamanın yapılmış indirimler nedeniyle kazasız belasız hatta beklentinin üzerinde bir artışla mı geçirmiş… Bunlar yine anında devrede: “Yalan! İnşaat sektöründe yaprak kımıldamıyor. Bu rakam yanıltıcı!”..
- İhracat rekor üzerine rekor mu kırıyor; ihracat içindeki ithalatın payı mı azalıyor? Bunlarda itirazın bini bir para: “Kilo başına ihracatta gelir yükselmiyor!” Peki “Son birkaç ayda Türkiye’ye giren yabancı sıcak para miktarı, bir yılda girenden fazla” diye bir haber çıkınca ne oluyor? Anında bir küçümseme ifadesi hazır: “Bu paralar girdiği gibi anında çıkar!”…
- Bir tek millî enerji ve maden yatırımları ve uygulamalarıyla ilgili sesleri çıkamıyor sanki. Orada da STK’ları kullanmaya çalışıyorlar zaten…
- Bunun gibi tespit ve tartışma farklılıkları ekonomik hayatın ve finans sisteminin her alanında mebzul miktarda var… Durum şu hale gelmiş gibi: Hükümettekiler, boğazı yürüyerek karşıdan karşıya geçse, basacaklar eleştiriyi: “Yahu bunlar yüzmeyi bile bilmiyorlar?...”