|
Eski CHP’nin son seçimi

Anayasa değişikliği süreci, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin “fiili duruma hukuki yol aranmalı” açıklamasıyla başladı.



AK Parti açısından zaten ortada fiili bir durum var; dolayısıyla, yeni sistem, AK Parti'de “Genel Başkanlık” dışında bir değişime yol açmayacak.



Cumhurbaşkanlığı için adaylığı açıklandığında, Recep Tayyip Erdoğan, “Bu bir 'hatime', yani bir 'son' değil; bu bir 'fatiha'dır, bu, yeni bir başlangıçtır” diyerek, konuşmasını Fatiha Suresi'nin mealiyle tamamlamıştı. Olağanüstü kongrede veda konuşmasını bitirirken de, “Adalet ve Kalkınma Partisi'ni, aşkımı, sevdamı, tutkumu, kavgamı önce Allah'a, sonra sizlere emanet ediyorum” demişti.



Anayasa değişikliği teklifi Nisan ayı içinde yapılacak halkoylamasında milletten Evet desteğini aldıktan hemen sonra, işte o 'fatiha', o 'açılış' gerçekleşebilecek; Recep Tayyip Erdoğan, 2014 yılı Ağustos'unda devrettiği “Genel Başkanlık” emanetini yeniden omuzlayabilecek.



Gerek halkoylamasının hemen sonrasında, gerekse 2019 sonrasında, AK Parti'nin ilkelerinde, politikalarında, hedeflerinde bir değişiklik olmayacak. AK Parti, daha dinamik, daha heyecanlı, daha fazla bütünleşmiş şekilde geleceğe ilerleyecek.



Peki CHP? Anamuhalefet partisi CHP, halkoylaması sonrasında aynı kalabilecek mi?



CHP, son 14 yıl içinde AK Parti karşısında 11 seçime girdi. 5 genel seçim ve 3 yerel seçimde CHP, AK Parti karşısında ağır yenilgiler aldı. 3 halkoylamasında da yine AK Parti ve CHP kutuplaşması yaşandı ve yenilen yine CHP oldu.



5 genel seçimde CHP'nin aldığı oylara bakalım: 2002'de yüzde 19, 2007'de yüzde 21, 2011'de yüzde 26, 7 Haziran 2015'te yüzde 25, 1 Kasım 2015'te yüzde 25.



Anamuhalefet partisi CHP, AK Parti karşısında yüzde 26'nın üzerine çıkamıyor. Ancak bu, CHP genel başkanları ve CHP yönetimleri için bir “başarısızlık” değil. CHP, bir önceki seçimdeki oy oranının üzerine çıkmayı ya da bir önceki oy oranını muhafaza etmeyi “başarı” kabul ediyor. Onun içindir ki, CHP'de “seçim yenilgisi” nedeniyle genel başkanlar istifa etmiyor, bedel ödemiyor. Deniz Baykal, seçim başarısızlıkları nedeniyle değil, Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün kaset kumpasıyla genel başkanlık koltuğundan alındı. Kemal Kılıçdaroğlu ise, önceki genel başkandan daha yüksek oylar aldığı için, kendisini “çok başarılı genel başkan” olarak görüyor ve yerini sağlam tutuyor.



CHP'nin, mevcut oy oranını, yani kendince “başarı” çıtasını korumak için çok basit bir seçim taktiği var: AK Parti karşısında mümkün olan en fazla kitleyi kutuplaştırmaya çalışıyor. Ulusalcıları, Kemalistleri, radikal laikleri korkutarak kutuplaştırıyor. Cumhuriyet, Atatürk ve laiklik üzerinden yaptığı istismar diliyle bu kitleleri CHP safında tutuyor. Buna ek olarak, CHP, soldan da toplayabildiği kadar adam topluyor. DHKP-C ile zaten örtüşen dilini, mümkün olan azami derecede PKK ile de yakınlaştırarak solu da kendi lehine sandığa götürmeye çalışıyor.



Daha anayasa değişikliği süreci başlar başlamaz CHP'nin rejim, Cumhuriyet, Atatürk, İnönü üzerinden propagandaya başlaması, korkunç Reina katliamını ilk andan itibaren “laiklik ve yaşam tarzlarına müdahale” üzerinden okuması, İstanbul'da kahvehanelerde tehditkar bir dil kullanan DHKP-C sempatizanlarına sahip çıkması, son günlerde anayasa teklifi karşısında PKK ile aynı dili kullanır hale gelmiş olması boşuna değil. Bunlar, CHP'nin bilinçli seçim taktikleri.



Bu taktiklerin referandum sonucunun “hayır” çıkmasına yetmeyeceğini CHP de çok iyi biliyor. Ancak, kitleleri kutuplaştırarak, gerilimi artırarak, ülkeyi saflara bölerek ne kadar fazla oy toplayabilirse, CHP kendisini o kadar başarılı sayacak.



CHP'nin seçim sonuçlarına ilişkin mantığı ve matematiği biraz farklı işliyor. Ortalama bir hesapla, Nisan halkoylamasında yüzde 45'in altında kalacak bir “hayır” oranı CHP için başarısızlık sayılacak.



İyi de, imkansız görünmekle birlikte, “hayır” oyları yüzde 45 ya da üzerinde bir orana dahi ulaşsa, sandıktan “evet” çıktıktan sonra CHP eski CHP olarak kalabilir mi?



Yeni sistemde CHP'nin mevcut politika kodlarıyla ayakta kalabilmesi imkansız. Yeni sisteme geçilmesiyle birlikte, CHP sadece yönetimini değil, zihniyetini, yaklaşımını, politikalarını, hedeflerini de köklü şekilde gözden geçirmek zorunda kalacak.



Mevcudu korumanın ya da mevcudun 1-2 puan üzerine çıkmanın CHP'yi hem “başarılı” hem de “statik” kılamayacağı bir sürece giriyoruz. CHP'nin 70 yıllık kutuplaştırma, germe, korkutma, istismar ve çatışma siyaseti için artık kara göründü.



CHP, eski kafanın ve eski taktiklerin kendisine kaybettireceğini bilerek, ama oylarını muhafaza edebilmek için seçime giriyor.



Ancak, görünen o ki, “Rejim elden gidiyor” yalanı, bu sefer CHP'yi kurtaramaz. Eski CHP, bu sefer son seçimine giriyor.




#Anayasa değişikliği
#CHP
7 yıl önce
Eski CHP’nin son seçimi
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle