Cumhurbaşkanımız istişare eder, mütalaa eder, müzakere eder, dinler, danışır; ama asla kavga etmez.

Cumhurbaşkanı oluncaya kadar hayatı kavga, direniş ve mücadeleyle geçmiştir. Kimi zaman şahıslarla, kimi zaman belli çevrelerle, medyayla, daha çok güç odakları ve vesayet kurumlarıyla kavgalar etmiştir. Ece Ayhan'ın meşhur dizelerinden mülhem, konuşmalarında da, “tüzüklerle çarpışarak büyüdüğünü” belirtmiştir. Davasını aynı zamanda kavgası olarak görmüş, bıkmadan, usanmadan, sabır ve sebatla kavga etmiştir.

Kavgası, uluslararası çerçevede bugün de devam etmektedir. Filistin için, Somali için, Afganistan, Suriye, Irak, Mısır için; ırkı, dini, mezhebi ne olursa olsun bütün mazlum ve mağdurlar için kavga vermektedir. Kimsenin kavga edemedikleriyle cesaretle kavga etmektedir.

Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olarak, 76 milyonun lideri, tüm kurumların başkanı, ülkenin başkomutanı olarak, ülke içinde hiç kimseyle ve hiç bir kurumla kavga etmez.

Cumhurbaşkanımızla kavga ediyor görüntüsü vererek kendisine paye elde etmeye çalışanlara da prim vermez.

Siyasetin yaşayan en tecrübeli lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır. O kavga etmez. Akılla, danışarak, istişareyle aldığı kararı uygular, ya da istikameti çizer. Gerçekleşmeyecek, akıl dışı kararlar almaz; bir karar aldığı zaman da sonuca ulaşmak için gayret eder. O bir istikamet gösterdiğinde, onun sevenleri, onun kurucusu olduğu partisi, o istikamete doğru kararlılıkla ilerler.

.

Kavga, AK Parti'nin iç işleyişini tanımlamada kullanılabilecek bir kelime de değildir.

AK Parti içinde bugüne kadar kavga olmamıştır. İstişare vardır, münazara, müzakere, mütalaa vardır, danışma, konuşma, münakaşa vardır; ama kavga yoktur.

AK Parti hiç bir zaman “tek adam” partisi olmamıştır.

Her mesele, alınacak her karar, parti içinde, partinin ilgili kurullarında enine boyuna konuşulur, tartışılır. Herkes söyleyeceğini söyler. Kimi zaman sert tartışmalar da yaşanır. Sonuçta, ortak akılla kararlar alınır ve bir kez karar alınınca da bu karar sorgulanmadan bütün teşkilat tarafından uygulanır.

AK Parti içinde kavga olması demek, AK Parti'nin kendisini inkar etmesi demektir, siyasetini tüketmiş olması demektir. AK Parti içinde kavga olması demek, parti içinde iki ayrı gücün, güç odağının olması demektir. AK Parti ayaktadır, en güçlü zamanlarındadır, yekvücuttur, kurucu liderin önderliğinde yoluna kararlılıkla devam etmektedir, hiçbir şekilde kavga potansiyeline ve temayülüne de sahip değildir.

.

Cumhurbaşkanımızın ilişkilerini, ya da AK Parti'nin iç işleyişini “kavga” odaklı tanımlayıp buradan kendilerine paye çıkarmaya çalışanlar da beyhude bir çabanın içindedirler.

Bir kavga olduğunu iddia edenler, Cumhurbaşkanımızın liderliğine ve AK Parti'nin iç işleyişine, kurumsal kültürüne ve dayandığı kadim dava geleneğine açık hürmetsizlik yapmaktadırlar.

İçerde ya da dışarda kavga bekleyenler, kavga için ellerini ovuşturanlar da, meseleyi hiç mi hiç anlamamışlardır.

Kavga iddiası üzerinden öne çıkmaya çalışanlar, sadece fitne bayraktarlığı yapmakla kalmaz, lidere ve davaya da haksızlık ve saygısızlık yapmış olurlar.

Özetle: Lider hayattadır. O kavga etmez; danışır, konuşur, istişare eder, karar verir, istikamet gösterir. Vereceği her karar, göstereceği her istikamet, dava terbiyesi içinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da rotadır.