|
Üst aklın beyni olan İngiltere’nin Başbakan’ı May hangi yüzle

Türkiye Fırat Kalkanı operasyonu ' ile Suriye ve Irak'ta Küresel güçler ve bazı aktör ülkelerin oryantalist politika ve stratejilerinin tekerine çomak sokarak büyük oyunu bozmuştu. Ortadoğu'da bölgesel bir güç ve oyun kurucu bir ülke olarak ağırlığını koyan Türkiye Suriye ve Irak'ı bölüp parçalamak isteyen savaş lobisine karşı başarılı diplomatik hamlelerle Suriye'de kalıcı ateşkesin sağlanmasında ve barış için siyasi görüşmelerin başlamasında Rusya ile birlikte önemli bir rol oynamıştı. Ancak Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonundan rahatsız olan Obama döneminin ABD'si ve kuklası İbadi, DEAŞ'ın Musul'dan temizlenmesine yönelik yapılacak göstermelik operasyonda Türkiye'yi dışlamaya yönelik tavırlar ortaya koymuşlardı. Türkiye'yi Ortadoğu'dan dışlamak ve yalnız bırakmaya yönelik olarak Rusya ve Türkiye'nin arasını açmak için 24 Kasım 2015'te Rus savaş uçağının düşürülmesi bir Provokasyon olarak gerçekleştirilmişti. Ancak Türkiye çok başarılı diplomatik ataklarla Putin ve Federal Rusya ile ilişkilerini düzeltmişti. Bu başarıda ABD ve AB ülkeleri ile Federal Rusya arasındaki Ukranya ve Kırım sorunun tekrar hortlaması ve Rusya'ya uygulanan ekonomik ambargonun devam ettirilmesinin de önemli bir payı vardı. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Karlov'un polis içine sızmış Kripto FETÖ tetikçisi tarafından öldürülmesi, 24 Kasım 2016 tarihinde gece saat 03 raddelerinde El Bab'ta Özel Kuvvetler Komutanlığına yapılan hava saldırısında 3 Mehmetçiğin şehit edilerek 10 askerimizi yaralanması olayı da açık bir Provokasyona işaret ediyordu. Hedef açık bir şekilde Türk ve Rus ilişkileriydi. Rus uçağının düşürülmesinin yıldönümünde gerçekleştirilen saldırıda Rusya'nın misilleme yaptığı izlenimi verilmeye çalışılıyordu. TSK bu saldırının arkasında ESED rejimin olduğunun değerlendirildiğini açıklamıştı. Ancak saldırıda İran parmağı olduğu yönünde ciddi iddialar da ortaya atılıyordu.



Son olarak 9 Şubat'ta Rus savaş uçakları EL Bab'ta Türk tankçı karargahının bulunduğu binayı vurdu. Saldırıda 3 askerimiz şehit olurken biri ağır 11 askerimiz yaralandı. Önce Rus yetkilileri bu olayın bir kaza olduğunu belirtirken daha sonra yapılan açıklamalarda Rus savaş uçaklarının terörist gruplara hava saldırıları düzenlerken kendilerine Türk Partnerleri tarafından verilen koordinatlar doğrultusunda hareket ettiğini belirterek bu koordinatlar içinde Türk askerlerinin bulunmaması gerektiğini açıklıyorlardı. TSK'den yapılan açıklamada ise saldırıya uğrayan askerlerimiz 10 gündür bu binada oldukları belirtilmişti. 8 Şubat'ta Rusya Federasyonu birliklerinin kontrolünde bulunan bölgeden dost unsurlarının bulunduğu noktaya bir roket atılması üzerine, unsurlarımızın bulunduğu noktanın koordinatları son olarak aynı akşam 23.11'de Hümeymim'de bulunan harekat merkezine iletilmişti. Aynı saatlerde Ankara'da Rus Silahlı Kuvvetler Ataşesi Genelkurmaya çağrılarak bir kez daha koordinatlar kendisine verilmişti. Rus Savaş pilotları bu konuda hayli sabıkalı. 23 Mart 2016'da Suriye'nin Palmira kentinde DEAŞ'a yönelik yaptıkları hava harekatında ESED'in elit ordusunu yanlışlıkla vurarak 17 askerin ölümüne 26 askerin yaralanmasına yol açmışlardı.



El Bab'ta Rus savaş uçaklarının, Türk askerlerini kazara ve koordinasyon eksikliği nedeniyle hedef aldığı üst düzey yetkililerce açıklanmıştı. Ancak yine de saldırıların zamanlamasını içinde bulunduğumuz Konjonktür açısından ilginç rastlantılar ve gelişmeler ile birlikte değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Türkiye, bir taraftan Putin'in Rusya'sı, diğer taraftan Trump ABD'si ile devam eden 'ulusal güvenliğimiz iç ve dış terörün arka planı' konularında stratejik görüşmelerin yapıldığı bir süreçten geçiyor. Böylesine önemli bir süreçte yapılan özensiz veya dikkatsiz açıklamalar ülke yararından çok Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak isteyen iç ve dış şer cephenin ve terör örgütlerinin işine yarar diye düşünüyorum. Türkiye'nin Ortadoğu'da bilhassa Suriye ve Irak'ta kendisinin merkezde veya içinde olmadığı bir proje veya oyun kurgulayanların artık başarılı olmasının mümkün olmadığı yaşanan olaylarla ortaya çıkan gerçeklere işaret ediyor. Ortadoğu'da güçlü ve istikrarlı bir Türkiye'ye hem Rusya hem de ABD'nin ihtiyaç duyduğu çok açık gözlemlenebiliyor.



Trump'un ABD Başkanı olarak görevine başladığı süreçte ilk olarak kendisini ziyaret eden İngiltere Başbakan'ı Therasa May görüşme sonrasında neredeyse acil olarak Türkiye'ye gelmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan ile görüşmüştü. Büyük bir olasılıkla Trump'tan önemli mesajlar getirdiği anlaşılıyordu. Ancak üst aklın beyni olan İngiltere'nin Başbakan'ı May hangi yüzle Türkiye'ye gelmişti? 15 Temmuz Kalkışması sonrasında 1 ayı aşan bir sürede Türkiye'yi hiçbir İngiliz yetkili arayıp sormamıştı. Herhalde May bükemedikleri eli öpmek için apar topar Türkiye'ye gelmişti. Tıpkı Obama yönetimindeki ABD Başkan yardımcısı Joe Biden gibi! Türkiye'nin Trump yönetimindeki ABD ile yakınlaşması, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump arasında yapılan 45 dakika süren telefon görüşmesinden hemen sonra yeni CIA Başkanı Mike Pompeo'nun ilk yurt dışı gezisine Türkiye'den başlaması, Obama döneminde bozulmaktan öte düşmanlığa dönüşen ilişkilerin tamiri amacını taşıdığı açık. Ancak NATO, CIA, Pentagon ve ABD Büyükelçisi John Bass'ın da içinde olduğu darbe lobisinin Türkiye içinde ve dışında FETÖ'ye 17/25 Aralık darbe girişiminde, 15 Temmuz Kalkışması'nda ve sonrasında verdikleri destek nedeniyle kamuoyunda ABD düşmanlığı had safhaya ulaşmış durumda. Bu nedenle Trump'un Türk kamuoyunu tatmin edecek önemli radikal kararlar alması gerekiyor. FETÖ elebaşı Gülen başta olmak üzere tüm FETÖ'cü kaçakların iadesi, PKK''nın Suriye Kolu PYD'ye silah ve mühimmat ve lojistik desteklerin kesilmesi, PYD'nin Fırat'ın doğusuna sürülmesi, güvenli bölgeler oluşturulması, Rakka operasyonundan PYD'nin çıkarılması, Türkiye'nin en önemli beklentilerini oluşturuluyor.



Putin Astana'da yapılan ateşkesin kalıcı olmasına yönelik toplantıya Türkiye'nin isteği üzerine PYD'nin katılmasını engellemişti. Ancak Rusya, Astana toplantısında Suriye ile ilgili olarak oluşturulan Anayasa taslağında Suriye Kürtleri ile ilgili olarak kültürel özerklik istemesi, Astana toplantısı sonrasında PYD'nin Rusya ya davet edilmesi, Rusya Federasyonu Dış işleri Bakanlığı'nın PKK ve YPG'yi terör örgütü olarak görmedikleri yönündeki açıklamaları Putin'in PKK kartını Suriye'de kullanacağının açık işaretlerini taşıyor. Trump'ın Müesses Nizamla ilişkileri, Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra kamuoyuna açıkladığı icraatları ne ölçüde gerçekleştirebileceğini gözler önüne serecek .



Türkiye'de 16 Nisan'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili referandumda çıkacak sonuç Putin, Trump ve bazı AB ülkelerinin Türkiye'ye yönelik dış politika stratejilerinde bir şekilde yansıyacak. Trump'un özellikle Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğüne bakış açısı, FETÖ ve PYD terör örgütlerine destek verip vermeyeceği, İran ile ilişkileri birkaç ay içinde ortaya çıkacak. El Bab'ın merkezine giren Türkiye ise Bab'ın tamamen işgali sonrasında istikametini Afrin ve Mümbiçe mi çevirecek yoksa ABD ile birlikte Rakkaya mı yönelecek? Bekleyip yaşayacağız.

#İngiltere
#Fırat Kalkanı
#DEAŞ
#Musul
#ABD
#Türkiye
7 yıl önce
Üst aklın beyni olan İngiltere’nin Başbakan’ı May hangi yüzle
"İmamoğlu İstanbul’un trafik sinyalizasyon ve kamera verilerini ABD’li bir şirkete sattı" iddiası?
Siyaset, heyecan ve kararlılık
Kara dinlilerle milletin savaşı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”