|
Demirtaş'ın hazin sonu
Türkiye'de son üç yıldır acı bir tecrübenin dışa vurumu olarak “mert düşmanım” olsa arzusu duyarak yaşıyoruz. Gezici nefreti, Paralel Örgüt ve Paralel Örgüt'ün bu ülkeye açtığı ihanet yoluna eklemlenen HDP ile birlikte, eylemi ile sözü birbirine tam bir tezat oluşturan, düşmanlığından yüksünmediğimiz ama namertliğinden dert yandığımız birbirine eklemlenmesinin tek dinamiği Ak Parti ve İslam karşıtlığı olan bir kitle ile muhatabız. Bu kitlenin Avrupa'dan aldığı destek de artık ayan beyan ortada olan bir şey.

Ergenekon davasını sıfırlayan, Oslo'yu sabote eden, Çözüm Süreci'ni tıkayan, HDP'ye oy veren bugün ise PKK'ye açık destek veren Paralel Örgüt'ün savcısı Zekeriya Öz, ağzındaki baklaları bir bir çıkartıyor; kendilerinin hazır bulunduğu Gezi'de, PKK niye yokmuş, bunun derdine düşmüş devletin eski savcısı… Ah düşmanım keşke mert olsa…

Düne kadar 17500 faili meçhul vakıasının faili olan resmi ideolojinin neferi bir takım kitleler, bugün PKK bu ülkeye, askere, vatandaşa, polise, hepimize silah doğrultmuşken, hiç rahatsızlık duymadan PKK ve HDP'yi destekliyor. Seçim sürecinde, Ak Parti vekil sayısı düşsün diye HDP'yi desteklemelerini anlayabildiğimiz bu kitlenin, HDP'nin ve PKK'nin bu ülkeye silah doğrultmuşken halen onların terörünü savunuyor olmalarını anlamak mümkün değil.

Düne kadar, Kürt olduğu için kendi toprağında yaşam hakkı başta olmak üzere tüm hakları gasp edilmiş, partileri kapatılmış, siyasi yolları tıkanmış PKK/HDP hareketine, Çözüm Süreci başta olmak üzere haklarını iade etme yoluna giden, seçim yolunu açan, bugün bile, HDP'nin savaş çağrılarına rağmen “parti kapatılamaz” diyen bir Ak Parti hükümetine karşı Kobani ve Suruç'u bahane edip bu ülkede iki yıldır durmuş olan kanı yeniden akıtan HDP ve PKK, eski Türkiye'de kendilerinin celladı olanlarla kol kola girip bu ülkeye savaş açmışken, bu ülkeye kendi terörlerini örtmek için yalan ve iftiralar ile DAEŞ ile ilişkilendiren iftiralar atmışken, Demirtaş hiç utanmadan “Ak Parti'ye soruşturma açılmalıdır.” diyebiliyor. Türkiye, size hakkınız olan hakları iade ettiği için teşekkür beklemiyor ama barışa savaş; samimiyete ihanet ile cevap veren bu tavrınızı da hiç hak etmedi, dolayısı ile barışımıza savaş; samimiyetimize ihanet ile cevap veren hareketinize karşı, meşru müdafaa hakkımız olduğunu ve bunun da sonuna kadar kullanılacağını aklınıza yerleştirin.

Ahmet Hakan'dan başlamak üzere, Doğan Medya'nın da hızlı adımlarla terk ettiği, sırt döndüğü HDP'yi, kendi canının derdine düşmüş Paralel Örgüt de kurtaramayacağına göre, Almanya'dan gelecek desteği bekleyen, ikidir bir medet umarak Avrupalı yabancı basına röportaj vererek kendini kurtarmaya çalışan, Avrupa'ya ağlayan, bu ülkedeki ve dünyadaki tüm meşruiyetini kaybetmiş, terör altında kalmış HDP'nin, Kürtlere verdiği zararı kimse vermedi diyebiliriz.

Kürtlerin hakkını, Doğan medyacıların gazına gelerek hiçe sayan, Çözüm Süreci'ni savaş çağrısı ile heder eden, Öcalan gibi olumlu ve yapıcı bir aktörü saf dışı bırakmaya çalışan, CNN'de iki üç kez “harika çocuk” muamelesi gördüm diye Kürtlerin lideri oldum zanneden, KCK/PKK beni dinlemez diyen, onların nezdinde ağırlığı olmayan Demirtaş, bitmiştir, harcanmıştır. Geçmiş olsun.

Bundan sonra terör çağrısı, sokak çağrısı cevap bulmamış, etkinliği olmayan, kan akıtan, teröre taraf olan biri olarak anılan Demitaş'ın iki sıkımlık kurşunu vardı: Kobani ve Daeş.

Türkiye, DAEŞ mevzilerini vurarak, DAEŞ'e operasyon yaparak kurşunların birini Demirtaş'ın eline bıraktı.

Kobani mevzusu için ise Kobani'de DAEŞ ile çatışmaların şiddetlendiği dönemde ABD Başkanı Obama'nın kendisine “Kobani iki güne kalmaz düşebilir” dediğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kobani düştü düşecek” şeklindeki sözünün çarpıtıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kobani'nin düşmesinin Türkiye'ye kazandıracağı bir şey olamaz. Nitekim Özgür Suriye Ordusu ve peşmergenin Kobani'nin imdadına koşmalarına imkan sağladık” dedi.

Dolayısı ile ikinci kurşun da Demirtaş'ın elinde kaldı.

Film senaryolarındaki fakir oğlan karakteri formu almış, zengin birkaç veledin arkadaş muamelesi yapıp, suç işlettiği, birlikte suç işlediği, işledikleri suç ortaya çıktığında zengin veletlerin patron babalarının avukatlarıyla sıvıştığı, işledikleri suçun küçük Selahattin'e kaldığı bu senaryonun sonunda elleri başı arasında pişmanlıkla oturacak olan Demitaş'tır.


#cemile bayraktar
#cemile bayraktar yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
Demirtaş'ın hazin sonu
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü