Şenol Hoca, Atınç tercihi dışında beklenen 11 ile başladı derbiye. Tudor ise Beşiktaş'ı yenmek için başka bir şey denemek zorunda olduğuna inanmış olacak ki 3'lü savunmayı tercih etti. Semih-Chedjou-Hakan'dan oluşan savunma bloğunun neler yapacağı maçın başlaması ile temel merak konusu haline geldi. Beşiktaş kontrollü Galatasaray ise daha iştahlı başladı maça. Tudor'un nasıl bir takım istediğinin emarelerini geçtiğimiz hafta Rize'de görmüştük aslında. İlk 25 dakika her iki takım adına tempo vardı ama pozisyon yoktu. "Yeni Galatasaray'ın en azından ilk yarım saat itibariyle Beşiktaş'ın hücum etkiliğine izin vermediğini söylemek yanlış olmaz. İlk yarının sonlarına doğru Galatasaray'ın takım bütünlüğü biraz bozulur gibi oldu ve Beşiktaş nispeten alanlar buldu ama pozisyon çıkmadı.

İlk yarı sonunda Galatasaray'ın eskiden olduğu gibi hem bol pozisyon bulan hem de rakibe pozisyon veren takım olmadığı bir görüntü vardı. Beşiktaş'ta ise rakibin savunmada 5'li yapısı hem Babel'in hem de ve beklenenden çok daha fazla Quaresma'nın etkinliğini bitirmiş göründü. Bu tabloyu her iki takım adına da bir duran top veya kaza golü değiştirecek gibi idi, öyle de oldu. Talisca'nın golüyle ikinci yarının hemen başında Beşiktaş öne geçince maçta artık hiçbir şeyin ilk yarıdaki gibi olmayacağı aşikardı. Golden sonra kısa bir süre Beşiktaş ardından Galatasaray rakip kalede etkili olmaya başladı. Bu dakikalarda sahne alan Bruma'nın yeteneklerini rasyonel tercihlerle desteklemediğini bir kere daha gördük. Karşılıklı oyuncu değişikliği hamleleri ile girilen son bölümde Galatasaray'ın ciddi baskısı oldu ama gol gelmedi. Böylece Şenol Hoca ve Beşiktaş 2. şampiyonluğa bir adım daha yaklaşırken Galatasaray için önümüzdeki sezonun yapılanmasını düşünmek süreci fiilen başlamış oldu.