Fenerbahçe kontrollü ama iştahlı, Antalyaspor da "Benim kadromda Etoo var" özgüveni ile başladı maça. Önceki maçlara oranla kanatları daha çok kullanacağının sinyali orta sahada formayı kimlerin alacağının belirsizliği ilk dakikaların bir diğer mesajıydı ilk bölümde Fenerbahçe adına. Arzulu oyun Fenerbahçe'ye istediği golü hatta net pozisyonları getirmeyince Antalyaspor daha çok "ben de varım" demeye başladı. Bu reaksiyon Fenerbahçe'nin daha baskılı ve daha tutkulu oyunu ile karşılık buldu. İlk yarının son bölümünde bilhassa sol kanattan gelen Fenerbahçe atakları Antalyaspor'un kontrolü kaybetmesine neden oldu. 'Geliyorum' diyen gol Eskişehirspor karşısında atılan golün benzeri olarak tabelaya yansıdı: Hasan Ali'nin getirdiği topta ortayı yapan van Persie, kafayı vuran ise bu kez Nani idi. Fenerbahçe'nin golünde yine hafta içi iyi sinyaller veren Abdoulaye Ba'nın önce atağı kesip sonra doğru adama gecikmeden topu atıp "asiste asist" yapması genç stoperlere ders kabilinden bir pozisyondu. İkinci yarıya Antalyaspor biraz daha istekli başlasa da gayreti pozisyona dönüştürecek üretkenlik çıkmadı bu bölümde. Skordan bağımsız olarak Antalyaspor'un doğru şeyleri denediğini mutlaka hatırlatalım unutmadan. Yine temas edilesi olan Nani ve Diego'nun gayretiydi. Her iki takım oyuncularının ikili mücedelelerde ortaya koyduğu hırs da zikredilmeli... Fenerbahçe maç boyunca önde baskı anlamında sezonun en agresif oyununu oynadı; kaderin cilvesi golü de böyle bir pozisyonda yedi. Kadlec'in kaybettiği topta Kjaer'in bulunduğu yer Antalyaspor golünde kolaylaştırıcı rol oynadı sanki. İki takım oyuncularının yogunluk belirtilerinin had safhaya çıktığı son bölümde bir Fornezzi'nin bir Volkan'ın kurtarışları dengenin bozulmasını önledi. Antalyaspor adına topu kaptırma ihtimaline rağmen gelişigüzel top şişirmeye başvurmama alışkanlığı kesinlikle takdire şayandı maç boyunca. Uzatmaların uzatmasında gelen duran top golü ise Fenerbahçe için kısmetten öte idi...