Risaleler metni, “cemaatçi metin” bağlamında da bir daralmayı ve tekelleşme sorununu yaşıyor. Ancak pratiğe baktığımızda onlarca cemaate ait metinler ve bunların serbest rekabeti söz konusudur. Her cemaat kendi açısından “cemaatsel metin” ile beraberdir, ancak genel manada bütün cemaatlere tek bir metin dayatması yoktur. Belki de ilk defa DİB aracılığıyla bu yapılacaktır. DİB, “Diyanet metni”ni bütün toplum kesimlerine sunacaktır. Herkes bu tek metne mecbur olacaktır.
Ünlü filozof Gadamer anti-metin, ön metin ve sahte metin kavramlarını geliştirir. Bu sınıflama aracılığıyla Risalelerin metin tarihini okumak mümkün. Bir bakıma cumhuriyetin resmi ideoloji tarihini bu metinlerin başından geçenleri izleyerek okuyabiliriz. Bu çerçevede Risaleler resmi ideolojinin metinlerine karşı önce anti-metindir. Pozitivizm ve din karşıtı siyasetlere karşı yazılan anti metinlerdir. Dini yerinden etmeye, çarpıtmaya ve anlamını bozmaya yönelen metinlere karşı meydan okur. Bundan dolayı metinler büyük baskılarla karşılaşır. Bu baskılar nedeniyle gizli bir biçimde okunan, yazılan, basılan ve dağıtılan bir metin ağı gelişir. Metnin en büyük tehdit oluşturduğu bir düzende, mahrem bir metin ağı inşa edilir. Bunun etrafında seferber olan insanlar ortaya çıkar. Bir açıdan Nurculuk, Risale-i Nur metinlerinin etrafında meydana gelen dayanışma ağlarıdır: Metin ağlarıdır. Metnin anlamını korumak, taşımak, yaymak ve saklamak için var olurlar.
Bundan dolayı Nurculuğun varlığı metinseldir; metin yoksa, Nurculuk da yoktur! Nur cemaatlerin bütün meşruiyet ve var oluş gayesi buradan doğmaktadır. Bundan dolayı egemen ideoloji her fırsatta en büyük saldırıyı metne karşı yapar. Saldırdığı nesne metindir. Metin burada özneleşmiştir. Ele avuca sığmayan, denetlenmeyen, yola gelmeyen ve meydan okuyan metin… Bu metne saldırarak, onu çözerek ve onu yasaklayarak dayanışma ağını yok etmek istiyorlar. Bunun ilk kaba tarzı metnin tümden yasaklanmasıdır. Risalelerin rengi bile telaffuz edilmez bir dönem. En büyük suçtur onu konuşmak ve onu taşımak. Çünkü ondan gelen efsunlar, resmi efsunları bozmaktadır.
Risaleler metni, “cemaatçi metin” bağlamında da bir daralmayı ve tekelleşme sorununu yaşıyor. Ancak pratiğe baktığımızda onlarca cemaate ait metinler ve bunların serbest rekabeti söz konusudur. Her cemaat kendi açısından “cemaatsel metin” ile beraberdir, ancak genel manada bütün cemaatlere tek bir metin dayatması yoktur. Belki de ilk defa DİB aracılığıyla bu yapılacaktır. DİB, “Diyanet metni”ni bütün toplum kesimlerine sunacaktır. Herkes bu tek metne mecbur olacaktır.