Bugün Ak Parti'nin, 3. Olağanüstü Kongresi gerçekleşiyor. 15 yılı aşan bir iktidar sürecinde büyük reformlar ve değişimlere öncülük yapan Ak Parti, aynı zamanda önemli blokajlarla karşılaştı. Darbe girişimleri, Cumhuriyet Mitingleri, 17-25 Aralık cunta teşebbüsleri, partiyi kapatma çabaları, Cumhurbaşkanı seçilme bunalımları ve en son 15 Temmuz hain darbe saldırısı… Bu süreçte Ak Parti iktidarı hem değişimin ve reformların sözcülüğünü yaptı hem de kendisine yönelen büyük saldırıları bertaraf etmeyi başardı. Bu başarıda Erdoğan liderliğinin ve Ak Parti teşkilatlarının büyük katkısı var. Elbette bilimde “belirsizlik faktörü” dediğimiz ve teolojide “ilahi el” diye ifade ettiğimiz hakikati de unutmamak gerekir!
Erdoğan ve Ak Parti ortak bir kaderi temsil ediyor. Erdoğan da ilk siyasal tecrübesinden itibaren hep engellenmeye çalışılan bir şahsiyet, Ak Parti de. Erdoğan da bu blokajları hep yıkarak ilerleyen ve yolunda yürümeye devam eden bir lider, Ak Parti siyaseti de. Engellere takılmayan, umutsuzluğa düşmeyen ve Türkiye'yi reforme etmeye devam eden bu siyaset tarzı, bugün yeni bir aşamaya varıyor. Çıraklık, ustalık ve şimdi de pirlik dönemine geçilecek. Pirlik dönemiyle kast ettiğimiz büyük tecrübelere sahip bir siyasi hareket ve liderliktir. Başlangıçta hiçbir devlet tecrübesi olmayan Erdoğan, bugün bir dünya lideridir. Darbeleri, engelleri ve suikast girişimlerini atlatmış; üstelik büyük reformlar ve kalkınma teşebbüslerini başarıyla gerçekleştirmiş bir Erdoğan bulunmaktadır. Benzer şeyi Ak Parti siyaseti için de söylemek mümkün. Dolayısıyla acılar ve sevinçler toplamında önemli bir tecrübe ortaya çıkıyor.
Bu büyük tecrübe ile beraber yeni bir sisteme geçiliyor. Cumhurbaşkanı, Ak Parti'nin Genel Başkanı oluyor. Devletin tepesine en aşağıdan yürüyerek ve meydanlar okuyarak ulaşan bir lider, şimdi de yeniden partisinin başına geçiyor. Halkın ve devletin farklı bir biçimde yaşadığı beraberliktir bu. Muhafazakarlığın devleti yönetme kapasitesini ortaya koymasıdır. CHP ve batıcı pozitivist iktidar seçkinleriyle yönetilen bir devlet tarihinin, yerini yeni kadrolara bırakmasıdır. Yüzyıldır süren devlet ve millet gerginliğinin bitmesidir. Millet ve devlet kucaklaşmasının Erdoğan liderliğinde ve siyasetinde tecessüm etmesidir.
Ak Parti'nin bu yeni dönemi “yeni atılım” olarak tanımlanıyor. Demokrasiyi, değişimi ve reformları hedefleyen bu yeni atılım, temelde devletin yeniden yapılanmasını odağa alıyor. Çünkü FETÖ, bürokratik oligarşi, batıcı pozitivist seçkinler ve 1930'lara takılan eski rejim elitlerinin ürettiği çatışma ve dirençle beraber devlet kaotik bir durumla karşı karşıya bulunuyor. Bir yandan devleti emperyalizmin kucağına çekmek isteyen öte yandan içe kapalılığa mahkum etmeye uğraşan kadroların savaşları var. Burada yeni atılım şarttır. Bunu yapabilecek tek seçenek de Erdoğan liderliğidir. Bu realite hem halk oylaması ile kanıtlandı hem de Erdoğan'ın mücadele biyografisi ile. Devletin yeniden Cumhurbaşkanlığı Sistemi etrafında yapılanarak Türkiye'nin geleceğe taşınması, beka sorununu çözmesi, demokrasi ile yoluna devam ederek açılımlarını sürdürmesi büyük bir önem taşımakta.
Üçüncü Olağanüstü Kongre, Ak Parti'nin kendisi ile yüzleşerek yenilenmesini de beraberinde getirecektir. Büyük şehirlerdeki oy kaybı ve yine kendi seçmeninde yaşadığı oy kayıpları bunu tetikleyen somut olgular. Türkiye'nin işsizlik, işçi sorunları, üretim ekonomisine geçiş aciliyeti, kentleşme politikalarındaki kimi çarpıklıklar, gençlik sorunlarının yükselişi, Ortadoğu'da PYD-PKK'nın konumlanışı, FETÖ ile mücadele gibi büyük sorunlar varlığını sürdürüyor. Bu devasa sorunların çözümünü halk yine Erdoğan'dan ve Ak Parti siyasetinden bekliyor. Yeni atılım, bu sorunlara yeni kadrolar, yeni bakışlar, yeni yöntemler ve yeni siyasetlerle cevap getirmek zorunda. Muhafazakar siyaset, bu cevapları ürettiği oranda hem Türkiye'yi reforme etmeye devam edecek hem de bölgede alternatif siyaset olma imkanını sürdürecek. Bu nedenle 3. Olağanüstü Kongre sadece Türkiye için değil, İslam dünyası için de devam eden kaos ve çatışmaların aşılması açısından alternatif bir “yeni atılım” anlamına gelmektedir.
