|
Sosyal medya kabileleri ve kitlesel linç

Türkiye karanlık günlerden geçiyor. Toplumun ruh hali hiç de normal değil. Kitleselleşen, kalabalıklaşan ve sürüleşen bir durumla karşı karşıyayız. Böyle bir durumda özne ölür. Öznenin dindar ya da seküler olmasının önemi yok. Millet sürüleştikçe özneler kaybolur. Kolektif bilinç onun yerini alır. Komünalizm hakim olmaya başlar. FETÖ de komünalist bir harekettir. O nedenle generali de, profesörü de alimi de kolektif bilinç içinde öldürmüştür. İnsanlar kendi kafalarını ve akıllarını kaybetmiştir. Toplulukla bütünleşmenin hayalleri ve ruhu içinde kayıplara karışmışlardır. Şimdi bu komünalizm marazı sürüleşme ile ortaya çıkıyor. Bütün topluma yayılıyor. Birçok komünalist toplumsal kesimler ortaya çıkıyor. Her biri kendisini mutlak sanıyor. İnsanlar bu yapılar içinde özne kimliklerini öldürüyorlar. Sosyal ruhun muhabbeti ve coşkusuyla kendinden geçiyorlar. Bütün Türkiye bu sürü komüniteleri( cemaatleri) ile dalgalanıp duruyor. Millet olmanın büyük bunalımıdır bu.


Sürüleşen kitleler, linç psikolojisine kolaylıkla yöneliyorlar. Çünkü kendilerini cesur hissediyorlar. Sosyal grubun ya da ideolojik grubun kolektif enerjisiyle coşuyorlar. Maffasoli tam da bu sosyal enerjinin üzerinde duran bir sosyolog. Bunun hem yıkıcı hem de diriltici ruhuna dikkat çekiyor. İnsanlar bu enerji ile kendi fakirliğini, zayıflığını ve cehaletini unutuyor. Bir sosyal kuvvet meydana geliyor. İşte saldırganlığın sosyolojik kökeni budur: Türkiyede bugün yaşanan budur. Bu komünalist gruplar, birer kabile gibidir. Elbette çölde yaşayan, başlarında Ortaçağ giysisi olan şefleri yoktur. Develerle yolculuk yapıp atlarla da savaşmıyorlar. Ama ortak ruh aynıdır. Heyecan , coşku , sosyal kuvvet, öznenin ölümü ve saldırganlık.

Bu sosyal medya kabileleri, yeni komünalist yapılardır. Bir çöl fanatiğini andırıyorlar. Mensubiyet duydukları medya grubu, ideolojik grup ya da siyasal parti onlara yol haritası veriyor. Onlara sosyal kimlik veriyor. Sosyal medya kabileleri, çöl kabileleri gibi tek kelime ile dünyayı öğrendiklerini sanıyorlar. Tek cümle ile bütün Türkiye’yi açıklıyorlar. Basit, keskin ve mutlak bir dilleri var. Saldırganlık, küfür ve hakaret buradan fışkırıyor. Her çeşit fikre saldırıyorlar. Tek ölçüleri onların grup düşüncelerine uyup uymaması. Onlara karşı gözüken onların ötekisidir. Hatta onlara göre “kafir” mertebesinde. Bir İŞİD’linin bilincindeki imansız gibi! İŞİDli gibi gözü kara bir biçimde her çeşit saldırganlığı yapmaktan geri durmuyorlar. Fiziksel temas imkanı olsa fiziksel linçe başvuracaklar.

Sosyal medya kabileleri, sosyal linç uyguluyorlar. Eskiden meydanlarda toplanan insan sürüleri insanları linç ederdi. Bugün sosyal medyada bu linçler gerçekleşiyor. Cehaletin, karanlık ruhun, mutlakçılığın ve sosyal enerjinin birleşimiyle ortaya çıkan bir linçtir bu. Önüne kattığı kişiyi yok edip gider. Bir sel misali.

Bir kabileler savaşı yaşıyoruz. Türkiye’nin kutuplaşma sosyolojisi budur. Bu kabile savaşlarında her bir sosyal medya grubu bir ideolojik ve kültürel kabiledir. Rakip gördüğü ve düşman saydığı grubu kabileye çeviriyor ve ona saldırıyor. Yurttaşlık, demokrasi ve insan hakları can çekiyor burada. Çünkü farklı görüşe tahammül yok. Özneye tahammül yok. Kritiğe tahammül yok. Şahsa ve şahsiyete tahammül yok. Şefler büyük bir mutlulukla hınzır hınzır kahkaha atıyorlar kabilelerinin başında! Eserleriyle gurur duyuyorlar.

Bir sosyal destek üzerine ortaya koyduğum görüşler üzerine, sosyal medya kabilelerinin saldırganlığı ve sürü linciyle karşılaştım. Engellilere tanınan vergi uygulamasının yanlış olduğunu belirttim sadece. Görüşümde yanılabilirim de. Ancak bana gösterilen tepkiler, benim için aynı zamanda kabile bilincinin bitmeyen sosyolojik varlığını yeniden hatırlattı. Türkiye’deki kutuplaşma ve sürüleşmenin hangi boyutlarda olduğunu gösterdi. Ne şahsiyetim, ne akademisyenliğim, ne Ak Partililiğim ne de profesörlüğüm kaldı. Nedir bu kritiğe ve farklı fikre tahammülsüzlük? Türkiye sosyal medya kabilelerinin işgali altında. Şahsiyetler ve özellikle herhangi bir kolektif grup kuvvetinden yararlanamayanlar bu işgalin en büyük mağdurları. İnsan hakları, hukuk devleti ve adalet tez elden bu işgallere karşı yeni bir yol bulmalı. Yoksa, gün geçtikçe bu işgal hareketi derinleşecek ve Türkiye sosyal medya işgal kuvvetleri arasında parçalanacak!

#Sosyal medya
#Dijital Medya
7 yıl önce
Sosyal medya kabileleri ve kitlesel linç
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî