|
Farklı mezhep alanları

Tekrar mezhep meselesine dönelim.

İslam tarihinde ilk mezhepleşme siyasi olaylar sebebiyledir. Belki buna ayrışma demek daha doğrudur. Ama ilginçtir ki, akidedeki mezhepleşmeyi körükleyen şey siyasi ayrışmalardır. Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasındaki savaşlar önce her ikisine de karşı olan Haricileri ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple tarihimizdeki ilk mezhep Hariciliktir diyebiliriz. Onlar her iki halife adayına da karşı çıkınca bu karşı çıkışın gerekçesini ve bir bakıma teolojisini hazırladılar.

Sonra Hz. Ali taraftarları olarak Şia ortaya çıktı. İlk Şia salt bir hak taraftarlığıdır ve Ebu Hanife"ye kadar sahabenin ve Tabiinin çoğu hakkın Hz. Ali"den yana olduğu kanaatindedir. Ebu Hanife de bu anlamda Şiidir.

Ancak ondan sonra bu siyasi ayrışma da kendi akidesini pekiştirme yoluna gitti ve artık Şia bir akide mezhebi haline dönüştü. Siyasi argümanlarla beslenen bu akideye karşı olanlar da bir bakıma tepkisel olarak kendilerine Ehlisünnet ve"lcemaat adını uygun gördüler.

O halde bu ilk siyasi çıkışlardan sonra mezhepler:

1.Akide mezhepleri: Hariciler, Şia, Mutezile ve Ehlisünnet olmak üzere temelde dört ana gruba ayrılır. Ehlisünnet de Eş"arilik ve Matüridilik olarak önce ikiye, günümüzde yeni Selefilerin ortaya çıkmasıyla da üçe bölünebilir. Mutezile günümüzde mezhep olarak kalmamıştır, ama Mutezililer İslam"ın bir bakıma Rasyonalistleri oldukları için bireysel düzeyde her zaman temsilcileri bulunagelmiştir. Günümüzde de vardır. Fıkhın kaynaklarından birinin akıl olduğunu söyleyen Şia da Mutezilenin devamı sayılabilir. Şia"nın bazı kolları Batıniliğe kaymış ve artık Ehlisünnet tarafından sapık mezhepler/fırak-ı dâlle olarak vasıflandırılmışlardır. Çünkü Batınîliğin ölçüsü yoktur.

2.Fıkıh Mezhepleri: Aslında pek çoktur ve bu manada mezhep, mükelleflerin fiillerinin hükümlerini tespitten ibarettir. Dolayısıyla fıkıh mezhepleri temelde birbirlerinden ayrı değildirler. Daha önce de dediğimiz gibi, Hicrî İkinci Asrın yarısıyla Üçüncü Asrın ilk yarısı arasındaki bir asırlık sürede mezhep sahibi yüze yakın müçtehit imam yetişmiştir. Dört İmamla beraber İmam Evza"î, Leys bin Sa"d ve benzerleri bunlardandır.

Daha sonra Davud ez-Zahirî (v. 270 H) ile birlikte Zahirilik mezhebi doğmuş, bir ara kaybolmuş, nihayet İbn Hazm (v. 456 H) ile tekrar canlanmış ama tekrar tarihten silinmiştir. Biz yuvarlak olarak dört mezhepten söz ederiz ama Zahirilik gibi mezhepler de Ehlisünnet dışı sayılmazlar.

Bir yönüyle akide mezhebi olan Zeydiyye, İbadıyye ve Caferiyye de fıkıhta Ehlisünnetten çok uzak mezhepler değillerdir. Bu sebeple Ezher Fetva Meclisi fıkıhta bu sekiz mezhepten de yararlanılabileceği kararına varmıştır.

3.Tasavvuf Mezhepleri: Tasavvuf zühdü, takvayı ve nefis tezkiyesini, ahlakî erdemleri hedefleyen bir yaşama biçimidir, bu itibarla İslam"ın özü ve ta kendisidir ve diğer mezhepler gibi, adı konmamış olsa bile Hz. Peygamber"in hem kendi hayatında hem de arkadaşlarının/sahabesinin hayatlarında en saf ve berrak biçimiyle vardır.

Belki bu üç alandan en son mezhepleşeni tasavvuftur. Hicri altıncı asırdan itibaren Tasavvufun mezhepleri diyebileceğimiz tarikatlar ortaya çıkmış ve o zamana kadar öyle ya da böyle tasavvufun merkezinde Kuranı Kerim ve Sünnet örneği, ya da İmam Rabbanî"nin ifadesiyle, ölçü alınması gereken zahir ilimler varken artık bazı tarikatlara başka inançlardan gelen âyinler karışmaya başlamıştır. Bu karışma artarak devam etmiş ve Ehlisünnet olduğu sanılan pek çok tarikat Şia"dakinden daha uzak bir batıniliğe doğru kayıp gitmiştir. Bunların günümüzde pek çok örneği vardır ve ne yazık ki, diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda doğruyu yanlışı ayıklayacak ilmî bir mekanizma gelişmemiştir. Bu sebeple ya tasavvufa ya toptan karşı çıkılır, ya da tasavvuf adına ortaya çıkan her fikre saygı istenir.

11 yıl önce
Farklı mezhep alanları
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!