|
Hangi Ehlisünnettensiniz?

Konuların içine girdikçe durumun vahametini daha iyi görüyorsunuz. Ülkemizde dinî düşünce adına gerçekten bir curcuna ve savrulmuşluk var. Bunun sebepleri üzerinde kafa yormaya değer. Ama hiç kuşku duyulmasın ki, en önemli sebeplerinden biri; geleneğin temsilcisi olan Osmanlıdan Modern Cumhuriyete geçerken geçmişe ait ne varsa temizlenmesidir. Düşünün; âlimleriniz bir şekilde imha ediliyor, ya da bugünkü tabiriyle etkisiz hale getiriliyor, kitaplarınız kâğıt fabrikalarına gönderiliyor, yazınız değiştiriliyor, kültürünüz yok ediliyor, sembolleriniz siliniyor ve elli yıl Allah demeniz yasaklanıyor… Yani elli yaşına gelen insanlar din adına hiçbir şey duymadan bilmeden gelmiş oluyorlar. Sovyet Rusya"sında bu durum yetmiş yıl sürdü. Bu devrim dünya tarihinde hiç görülmedik bir devrimdir. Tarihçiler, siyaset bilimciler, sosyologlar, hatta psikologlar bunu yeniden ele almalıdırlar. Ve ruhlara öyle bir korku salındı ki, adeta genlere işledi ve sözünün edilmesinden bile çekinilir oldu.

Bir sebep de elbette modern deccal olan medyanın manipülasyonları. Aykırılığı belli tahrip gücüne ulaşabilen düşüncelerin uyduya çıkarıldığını ve bunun devam edeceğini daha önceki yazımızda söyledik.

Bu arada önceki şöhretine binaen Ehlisünnet anlayışı bazı grupların sığınağı, ya da meşruiyet bulacakları bir kale haline geldi. Her cemaat kendine göre bir ehlisünnet oluşturdu. Kendilerine karşı olunmasını ehlisünnete karşı olunmakla suçlayanlar çıktı. Çok garip anlayışlar, hatta batınîliğin ve bu günlerde de zahiriliğin aşırı versiyonları ehlisünnet diye takdim edilir oldu. Ne kadar farklı inanç ve ibadet icat etmişlerse hepsinin Ehlisünnetin gereği olduğunu söylediler. Ama hiç birinin Ehlisünneti de diğerininkine benzemedi. Oysa Allah"ın Zahir ismi olduğu gibi Batın ismi de vardır ve Ehlisünnet orta çizgide durup bu iki uca da hakkını vermedir.

Peki, nedir Ehlisünnet?

Ehlisünnet, Sünnet ehli, sünnete bağlı olan demek. Sünnet ise Allah Rasulü"nün Kuranı Kerim"i yaşama biçimi. O ümmetinin Yahudiler gibi pek çok fırkaya ayrılacağını, sadece kendisi ve ashabı gibi olanların kurtulacağını, diğerlerinin helak olacağını haber verdi. Ama bu kurtulacak olanlara Ehlisünnet adını o vermedi. Daha sonra pek çok fırkanın ortaya çıkması ve kendilerine Şia, ya da Haricî gibi isimler vermeleri üzerine bu peygamberi model üzerinde olanlar da tepkisel olarak kendilerine Ehlisünnet demeye başladılar. Hatta sadece sünnet üzere olmak değil, bir de bunun ittifakla, yani cemaat olarak yaşanan anadamarı kastedilerek Ehlisünnet ve"l-cemaat denir oldu. Bazen ehlisünnet yerine ehlihak da kullanıldı.

Gerçekten de Hz. Peygamber"in şöyle bir sözü vardır: "Benim ümmetim asla dalalet üzerinde birleşmez. O halde bir ihtilaf gördüğünüzde siz sevad-ı azamla beraber olun". Sevad-ı azam en büyük karartı, ana kalabalık demektir. Ayrıca o; "Allah"ın eli/desteği cemaatle beraberdir" buyurdu. İşte bu ve benzeri işaretlerden hareketle onun sevad-ı azam dediği yola bilahare Ehlisünnet ve"l-cemaat denir oldu. Gerçekten de o gün bu gündür Muhammed Ümmetinin ana damarı Ehlisünnet olageldi. Anadamardan öyle ya da böyle ayrılanların en büyüğü olan Şia bile müslümanların ancak yüzde onunu oluşturabildi. Tirmizî"ye göre ise; cemaat âlimler, fakihler ve hadisçilerdir.

Yukarıdaki hadisi şerifin anlamı şudur: Aykırı fikirlerin hepsi yanlış olmayabilir. Ama eğer bir yerde insanları farklı fırkalara ayıracak kadar bir görüş ayrılığı varsa o halde ihtiyatlı olan tutum Ehlisünnet ve"l-cemaatin sevad-ı azam haline gelen görüşüyle beraber olmaktır. Bu durum içtihadi alanlardan ziyade İslam"ın sabitesi diyebileceğimiz akide ve ibadetler alanında böyledir. Yoksa bundan fikri donukluk ve düşüncenin dumura uğratılması anlamı çıkarılmamalıdır.

Peki, Ehlisünneti Ehlisünnet yapan temel özellikler nelerdir? Onları da Pazar günü görelim.

11 yıl önce
Hangi Ehlisünnettensiniz?
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet