Vekillere, referandum sürecinde izlenecek yol yordam hakkında bilgi vermiş, uyarılarda bulunmuş.
İki nokta dikkatimi çekti;
Birincisi referandum tarihiyle ilgili spekülasyon yapılmaması, ikincisi de referandum sonuçlarına yönelik olarak tahminde bulunulmaması…
Referandumunun ne zaman yapılacağı üç aşağı beş yukarı belli, bu işlerde uyulması gereken kurallar var,
'nın meclisten geçen teklifi imzalamasından sonra 60 gün içinde referanduma gidilmesi gerekiyor.
'nın teklifi imzalamak için kullanacağı süre de belli olduğuna göre
'in, vekillere yaptığı
uyarısı ne anlama geliyor?
Bana kalırsa hükümet, referandum tarihini belirlemek için bazı gelişmelere bakacak, toplumun nabzını tutacak, sonuçları önceden görmeye çalışacak, uygun zamanı işaretleyecek.
Bu mümkün müdür, evet bal gibi de mümkündür.
Peki bu değerlendirmeleri yapmak, uygun zamanı kollamak doğru mudur, evet bal gibi de doğrudur.
Tabi muhalefetin de referandum tarihi konusundaki görüşünü, mümkünse onayını almak şartıyla doğrudur.
Doğrunun doğrusu budur, böyle yapılırsa demokrasinin muhtevası gerçek zemininde işlemeye başlayacak, itirazlar asgariye inecektir.
…
Gelelim referandum sonuçları hakkında tahmin meselesine…
, ekibini, partisini uyarıyor, sürecin selametini korumaya çalışıyor, yol kazası yaşamak istemiyor.
Teklifi hazırlayan, sistem değişikliğini öneren partinin genel başkanı olarak doğru yapıyor.
Milletvekillerinin rehavete kapılmamalarını, yeni sistemin kesin olarak kabul edileceği hissiyle hareket etmemelerini istiyor.
Referandumdan ezici çoğunlukla
çıkacağı yönünde tahminler yapıp, muhalefet cephesinin tahrik edilmemesini öneriyor, hatta uyarıyor.
'in ne yapmaya çalıştığını çok iyi anlıyorum, çünkü ben
Bizim takımın
'den galip çıkamamasının en büyük sebebi,
seyircisiyle sahada giriştiğimiz anlamsız gerginlik, yaşadığımız sinir harbidir.
'nin ölüsünü,
karşısında dirilten şey gereksiz tahriktir, üstten bakıştır, faydasız iddialaşmadır.
Herkes bunu bilir, fakat kimse önlem alamaz, sonuç da malumdur zaten.
Seçimler de böyledir, seçim sonucunu tahmin etmek, oranlar konusunda iddiaya girmek,
demek keyifli bir şeydir.
Nereden biliyorum,
maçlarının ve anketlerin tartışıldığı seçim programlarının izlenme oranlarından…
kızmasın ama millet bu işi seviyor, vekili mekili yok, herkes o tahminleri yapacak, referandumun keyfini çıkaracak.
Bence referandum sürecinde
vekillerin tahmin yapıp yapmalarından daha önemli sorunlar var.
Tartışma programları mesela…
bir tarafta
karşı tarafta, kızılca kıyamet kopuyor ekranlarda.
İlk gözlemimi söyleyeyim,
tarafını savunan katılımcılara bakıyorum da çok zayıf kalıyorlar, çabuk tıkanıyorlar, ihtimalli sorulara cevap veremiyorlar.
uyanık, işi hukuk penceresinden tartışmaya açıyorlar, evirip çevirip yeni sistemi
bağlıyorlar.
yeni teklifin maddeleri arasında kayboluyorlar, çünkü
mevzuyu hukuki zemine hapsedip, akla hayale gelmez ihtimallerin olasılıkları üzerinden tartışılmasını istiyorlar.
,
hukuk sisteminde idam cezası var diye,
diktatör olmadığını biliyorlar ama benzer sisteme geçmek isteyen
'den bir diktatörün çıkacağını ima ediyorlar.
benim aklıma ihtiyaçları yok, gerçi
de yok ama yine de
bir taktik vereceğim, iyi dinlesinler...
Sistem değişikliği
bir mesele olmaktan çok
bir meseledir, tartışmayı
zemine taşıyamadığınız müddetçe ekranda zayıf görüneceksiniz.
cephesi adına tartışmalarda boy gösteren katılımcıları sosyologlardan, siyaset bilimcilerinden, tarihçilerden hatta edebiyatçılardan seçin, ekranda daha iyi konuma gelirsiniz.
Mevcut sistemdeki cumhurbaşkanının yetkileriyle, yeni sistemdeki cumhurbaşkanının yetkilerini hukuki anlamda kıyaslamanın,
cephesi adına bir faydası yok.
Yeni sistemin kabul edilmesiyle birlikte esas hukuki tartışmaların başlaması gerektiğini, yeni sistemde
yapılacağını, işte o zaman hukukçuların sahaya inmesi gerektiğini anlatın, bu daha iyi olur.
Haa bir de,
Referandumda
oyu verecekleri peşinen terör örgütü destekçisi ilan etmeyin,
deyin.
15 yıldır muhtarın bile
olanını seçen bazı tanıdıklar henüz karar veremediklerini söylüyorlar.
Anlatabiliyor muyum…