|
Lozan, Musul’da yıkılır…
Türkiye, Musul'dan
kârlı çıkarsa,
Erdoğan'ın
padişah olacağını düşünüp kahrolanlara müjdeli bir haberim var.


Sakin olun, heyecanlanmayın, müttefiklerimizle(!) havada anlaşmışız, masada da olacakmışız ama kimsenin toprağında gözümüz olmayacakmış, sadece kendi topraklarımızı koruyacakmışız.



Türkiye'nin,

hakiki

Misak-ı Milli

sınırlarına ulaşması engellenecekmiş, o zevkten mahrum bırakılacakmış

Erdoğan

, endişelenmenize gerek yokmuş.



Türkiye

, belki bir şeyler kazanır diye boşuna telaşlanmışsınız!...





“Musul'a bulaşmayalım”

diyen, iç mihrakları iyi takip edin, neyi niçin söylüyorlar, gerekçeleri nedir, ne demek istiyorlar, anlayın dertlerini, ona göre tavır alın, dostu düşmanı tanıyın.



“Belki bir gün yeniden inşa ederiz”

umuduyla, kendi yaptığımız minareleri yıkmaya gelen canavar sürüsüne dahil olduk, o mahkumiyet yarası bir yanımızda duruyor, bunu biliyoruz.



Zalim,

“gez göz arpacık”

ayarını yapmış, elini koymuş tetiğe, çevirmiş namlusunu

Musul'a,

ama kimsenin toprağında gözü de yokmuş!...



Şimdi hatırlamıyorum, birisi demişti,

“Yanlışlıkla ayağın taşa takılsa, sen yine de Amerika'ya küfret”

diye.



Vallahi adam haklıymış…





Türkiye'nin

,

Musul

üzerinde, resmi anlaşmalardan mütevellid hukuku var, daha sonra yapılan

Ankara Anlaşması

var, hileyle elinden alınan toprakları var.



Yeryüzünde inşa edilmiş her kubbeli binanın temelinde

Türkiye'nin

emeği var, alın teri var, söyleyeceği sözü var.



“Türkiye bunu nasıl yapacak, yıl olmuş 2016, bugünün dünyasında bunların karşılığı mı var?”

diyenlerin niyetini okuyun, niyet okumak helaldir, böyle durumlarda



Uluslararası geçerliliği olan, karşılıklı imzalarla garanti altına alınmış antlaşmalardan bahsediyoruz,

Türkiye

söz konusu olunca mı zaman aşımına uğruyor bu metinler?





“Kanal İstanbul Projesi'ni yapamazsınız”

diyenlerin dayanağı

1936'da

imzalanan

Montrö Boğazlar Sözleşmesi

değil mi?



Montrö, 1923'te

ki

Lozan Anlaşması'nın

,

Boğazlarla

ilgili maddelerine itiraz edildiği için yenilenen bir anlaşmaydı,

Lozan'ın

yerine konuldu,

İngilizlerin

de işine geldiği için

Türkiye'nin

,

Boğazlardaki

hakları bir nebze olsun iade edildi.



Peki,

Lozan'da

yarım kalan

Misak-ı Milli

sınırlarının tamamlanması için açık kapı bırakan ve

1926'da

imzalanan

Ankara Anlaşması'nın

ihlaliyle

Türkiye'nin

uğradığı zararlar ne olacak?



Hani

Musul'

un durumu, hani yasa dışı silahlı çetelerin yol açtığı zararların tanzimi, hani suçluların karşılıklı olarak iade edilmesi, hani nerde?...





Lozan'da

,

İngiliz'in

işine gelmeyen şeyleri

“hak iadesi”

kılıfıyla

Monrö'de

değiştirip uyguluyorsun ama

Türkiye'nin

aleyhine olan şeyleri daha sonra

Ankara Anlaşması

yapmış olsan da değiştiremiyorsun, uygulayamıyorsun.



Neden?



Çünkü her iki masanın horozu

İngiliz

de ondan!...





Erdoğan'ın

, yakın zamandaki

Lozan

çıkışını,

“Musul'un geleceği”

olarak okumanızı tavsiye ederim, çok isabetli olur.



Erdoğan'a

karşı içeriden yükseltilen tepkileri hatırlayın, sebebini düşünün,

Türkiye'nin

nasıl bir

grekoromen boyunduruğa

alındığını göreceksiniz.



Türkler

dışında herkesi mutlu eden

Lozan'ı

savunma görevini üstlenen

Türk postuna

bürünmüş

grekoromenlerin

,

Musul

konusundaki endişelerini anlayın, hissedin, koklayın, ne bileyim bir şeyler yapın işte!...





Herkes biliyor değil mi,

Lozan'ın

,

Musul'da

yıkılacağını,

Ankara Anlaşması'na

göre,

Türkiye'nin

bin kere

Musul'a

girme hakkının olduğunu, herkes biliyor.



Gelin görün ki, dışarıdan çok içeriden tepki var

Erdoğan'a



Neden?



Çünkü

Musul'da

elde edilecek en küçük bir kazanım bile,

Lozan kahramanlarının(!)

sonu demek de ondan.



Sanki,

Sevr'i

tersine çeviren asker,

Fransız İhtilali'nden

kalma özgür tugaylarda yetişti, manastır ahalisinden ders aldı, talim terbiye gördü.



Sanki,

Sevr'i

tersine çeviren asker,

Batılı olmak için Batı'ya karşı savaştı

, böyle de transparan bir gerzekliğe imza attı!





“İyi ki Musul bize kalmamış, iyi ki petrolle işimiz olmamış, bizim de Araplar gibi başımızdan savaş eksik olmazdı”

diyen bir sürü geri zekalıyı ben mi dinledim sadece, rastlamadınız mı bunlara?



“Lozan, Cumhuriyet'in teminatıdır”

derken,

Türkiye'nin

mevcut sınırlarının korunmasını kastetmiyorlar, onlara göre

Lozan,
Türkiye'nin

, sınır dışına taşmaması için karşıdakilere verilmiş bir teminat,

Türkiye'ye

karşı alınmış bir önlem…



Lozan

,

Bağdat'ta

,

Türk Büyükelçiliği

önünde toplanıp,

“Osmanlı işgali bitti!”

dövizleri açanların ve açtıranların teminatı.



Lozan

, vatanın değil, rejimin teminatı, onun için önemli, onun için kutsal.



“Lozan, o kadar kutsal ki, Atatürk'ün kurtardığı vatana toprak katmaya bile engel olacak kadar kutsal, gerisini anlayın artık!...”




Kim ne derse desin, şu yaşananlar vatan sevgisini, İngiliz'in kantarında tartanlarla, mahzun kalmış vatan topraklarının acısını tartacak kantar bulamayanların savaşıdır, gerçeği bilmek isteyenler için de apaçık deliller vardır…

#Lozan
#Musul
#Osmanlı
8 years ago
Lozan, Musul’da yıkılır…
Önümüzü açacak Öncü Kuşak: Sıradışı ama sınırdışı değil!
İKİ YÜZLÜ FENER
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı