|
Perinçek “gizli evetçi” çıktı…
Devlet Bahçeli
, para birimi olsaydı, bütün zamanların en değerli parası olurdu kuşkusuz.


Bir değil iki değil, hamle üstüne hamle, atak üstüne atak…



Her devirde her dönemde, hem partisini hem kendisini memleketin merkezinde tutmayı biliyor.



Bahçeli

, ne yaparsa yapsın, rejim için tehdit olarak görülmüyor, topa buradan girenleri boşa çıkarıyor, yanındakileri rahatlatıyor.





Önce

Ahmet Türk

için hamle yaptı,

Türk

, tahliye edildi,

Kürtlerin

gönlüne su serpildi, bu taraftan kimse de çıkıp itiraz etmedi.



Sırrı Süreyya

uyanık tabii,

Ahmet Türk

'ün tahliyesi için

Başbakan

veya

Cumhurbaşkanı

ile görüşmedi, gitti

Bahçeli

'yle görüştü.



Oysa

Cumhurbaşkanı'nın

direk olarak

'affetme'

yetkisi var.



Var da,

Bahçeli

devreye girmeden,

Cumhurbaşkanı

aracılığı ile bu yetki kullanılarak tahliye gerçekleşseydi,

“hayırcılar”

kıyamet koparacaklardı.



Diyeceklerdi ki;



Ahmet Necdet Sezer

'in affettiği mahkumların siyasi çizgileriyle,

Ahmet Türk

'ün temsil ettiği siyasi çizgi arasında ne fark var,

Sezer

'i neden eleştirdiniz!...



Şimdi diyemiyorlar, deseler bile cevap hazır;

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli

istedi, itirazı olan?...



Herhalde

MHP Genel Başkanı'nın

, teröristler için aracılık edeceğini düşünmüyorsunuz değil mi…



Diyelim düşündünüz, bu sefer inandırıcılığınızı kaybediyorsunuz, nefesiniz tükeniyor, boğuluyorsunuz vs. vs…



Referandumda

“evet”

tarafı da buradan itibaren ağırlık kazanıyor işte.





Bugüne kadar gerek

Ak Parti

'nin, gerek

MHP

'nin sivri çıkışları, birbirini törpüleyerek düzleştirdi.



Erzurum

'da konuşurken,

“İmralı canisini asmak için ip mi bulamadınız?”

deyip meydana ip atan

Bahçeli

, bugün

Ahmet Türk

'ün affedilmesi için aracılık edebiliyor, kimse de itiraz edemiyor.



Ama

Erdoğan

,

“çözüm sürecini”

başlattı diye hala eleştiriliyor.



Neden?



Çünkü bir

Başbakan

,

Başbakanlık'ta

iftar yemeği verdi diye rejimin yıkılacağını iddia edip darbe yapan aklın suyunun suyunun suyu, bugünkü

“hayır”

cephesini oluşturuyor da ondan…





Benim derdim, ne

Ahmet Türk

'ün affedilmesi, ne de

Bahçeli

'nin buna aracılık etmesi...



Benim derdim muhafazakar siyasetin her teklifine ihanet ve hıyanet olarak bakılması, muhafazakar siyasetin her teklifine bir kefil aranması.



Bahçeli

, teröre hizmet edenleri sıralarken

Sözcü Gazetesi

'ni de sayıyor.



Bakıyorum, o

Sözcü

, dünkü manşetinde,

Erdoğan

'ı,

Bahçeli

'ye şikayet ediyor.



Anlatabiliyor muyum…





Sayın Bahçeli

, salı günü grup toplantısında kürsüye çıktı,

Türkiye solunu

ve

sol menşeli

terör örgütlerini saydı saydı,

“Referandumda kimin yanında olalım, sizin mi Sayın Erdoğan'ın mı?”

dedi.



Kendi sorusunu cevapsız bırakmadı,

“Elbette ki Sayın Erdoğan'ın”

dedi, alkış kıyamet koptu.



Bahçeli

, bu konuşma ile aynı zamanda

Ulusalcıların

da kolunu kanadını kırdı,

Doğu Perinçek

'in,

“gizli evetçi”

olduğunu ortaya çıkardı.





Geriye kaldı

CHP

, istesin

CHP

'yi de yola getirir.



Hatırlayın, daha geçen gün,

“Bu CHP'nin yaptıklarını Atatürk görse mezarında ters döner”

dedi, kimse mevzuyu yanlış anlamadı.



Bakın, burası çok önemli, mevzu yanlış anlaşılmadı.



Bahçeli

,

Atatürk istismarcılığıyla

suçlanmadı, şayet o konuşmayı

Ak Partili

biri yapsaydı, ortalık yıkılmıştı,

Atatürk

'e mezarında bile rahat verilmemişti, falan olmuştu filan olmuştu!



Neden?...



Çünkü

Ülkücülerin

, vatan, millet, devlet, rejim gibi değerlere olan bağlılıkları asla tartışılamaz, tartışılması teklif dahi edilemez de ondan.



Şimdi

Bahçeli

çıksın,

Topçu Kışlası

meselesini gündeme getirsin,

“Taksim'e cami yapılacak”

desin, hiçbir

CHP

'li,

“Cumhuriyet elden gidiyor!”

yaygarası koparamaz, etrafı birbirine katamaz, iddia ediyorum.



“O kadar da uzun boylu değil”

demeyin.



Türk siyasetinde

bugüne kadar

MHP

'nin tahammülünü aşan bir ittifak,

MHP

'nin

“Kesinlikle olmaz”

dediği bir ortaklık kurulamamıştır, boşuna iddiaya girmeyin.



Çeşitli koalisyonlarda yer aldı

MHP

, tercihlerine bakın, devlet yapısıyla, devlete hakim olan

“çekirdek fikirle”

alakalı olduğunu göreceksiniz.





Bahçeli

'nin, vakti zamanında

Fazilet Partisi

ile değil de,

DSP/ANAP

ittifakıyla girdiği koalisyon, o dönemin devlet yapısına uygun bir koalisyondu, ordu istiyordu, yargı istiyordu, bilmem kim istiyordu.



O devleti yöneten

“çekirdek fikir”

iflas etti, yerini

FETÖ

doldurdu, o da parçalandı, şimdi

Türk/İslam

sentezine dayalı,

Doğu

'yu yurt,

Batı

'yı gurbet olarak gören,

Selçuklu/Osmanlı

karışımı yeni

“çekirdek fikrin”

devletleşme süreci başladı.



Detaylı, derinlikli bir konudur bu.



Türkiye

'de, hükümetlerin ömrü kısadır, fakat

Türkiye

'de devlete hakim olan

“çekirdek fikrin”

ömrü de kısadır, değişimi hızlıdır.



Son yirmi yılda üç farklı fikri akım, devlete hakim oldu.



Şimdi

“hayırcılara”

soruyorum, peki bu yanlış değil mi, devletin aklı bu kadar karıştırılır mı, sabah erken kalkanın ideoloji tayin ettiği bir devlet olur mu?



Doğu Perinçek

'i, bile

“gizli evetçi”

yapan şey, devletin

“çekirdek fikrinin”

sürekli olarak işgale, istilaya açık olmasıdır.



Haa, bu arada,



Erbakan Hoca

üzerinden

“hayır”

kampanyası yürütenlere de

Erbakan Hoca

'nın meşhur hicviyle cevap vereyim;



“Yahu sakallı Hüsnü, şu meseleyi bir kere de siyonistten önce sen anla be!...”

#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan
#Devlet Bahçeli
#Doğu Perinçek
7 yıl önce
Perinçek “gizli evetçi” çıktı…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle