Bir değil iki değil, hamle üstüne hamle, atak üstüne atak…
Her devirde her dönemde, hem partisini hem kendisini memleketin merkezinde tutmayı biliyor.
, ne yaparsa yapsın, rejim için tehdit olarak görülmüyor, topa buradan girenleri boşa çıkarıyor, yanındakileri rahatlatıyor.
Önce
için hamle yaptı,
, tahliye edildi,
gönlüne su serpildi, bu taraftan kimse de çıkıp itiraz etmedi.
uyanık tabii,
'ün tahliyesi için
veya
ile görüşmedi, gitti
'yle görüştü.
Oysa
direk olarak
yetkisi var.
Var da,
devreye girmeden,
aracılığı ile bu yetki kullanılarak tahliye gerçekleşseydi,
kıyamet koparacaklardı.
Diyeceklerdi ki;
'in affettiği mahkumların siyasi çizgileriyle,
'ün temsil ettiği siyasi çizgi arasında ne fark var,
'i neden eleştirdiniz!...
Şimdi diyemiyorlar, deseler bile cevap hazır;
istedi, itirazı olan?...
Herhalde
, teröristler için aracılık edeceğini düşünmüyorsunuz değil mi…
Diyelim düşündünüz, bu sefer inandırıcılığınızı kaybediyorsunuz, nefesiniz tükeniyor, boğuluyorsunuz vs. vs…
Referandumda
tarafı da buradan itibaren ağırlık kazanıyor işte.
Bugüne kadar gerek
'nin, gerek
'nin sivri çıkışları, birbirini törpüleyerek düzleştirdi.
'da konuşurken,
deyip meydana ip atan
, bugün
'ün affedilmesi için aracılık edebiliyor, kimse de itiraz edemiyor.
Ama
,
başlattı diye hala eleştiriliyor.
Neden?
Çünkü bir
,
iftar yemeği verdi diye rejimin yıkılacağını iddia edip darbe yapan aklın suyunun suyunun suyu, bugünkü
cephesini oluşturuyor da ondan…
Benim derdim, ne
'ün affedilmesi, ne de
'nin buna aracılık etmesi...
Benim derdim muhafazakar siyasetin her teklifine ihanet ve hıyanet olarak bakılması, muhafazakar siyasetin her teklifine bir kefil aranması.
, teröre hizmet edenleri sıralarken
'ni de sayıyor.
Bakıyorum, o
, dünkü manşetinde,
'ı,
'ye şikayet ediyor.
Anlatabiliyor muyum…
, salı günü grup toplantısında kürsüye çıktı,
ve
terör örgütlerini saydı saydı,
dedi.
Kendi sorusunu cevapsız bırakmadı,
dedi, alkış kıyamet koptu.
, bu konuşma ile aynı zamanda
da kolunu kanadını kırdı,
'in,
olduğunu ortaya çıkardı.
Geriye kaldı
, istesin
'yi de yola getirir.
Hatırlayın, daha geçen gün,
dedi, kimse mevzuyu yanlış anlamadı.
Bakın, burası çok önemli, mevzu yanlış anlaşılmadı.
,
suçlanmadı, şayet o konuşmayı
biri yapsaydı, ortalık yıkılmıştı,
'e mezarında bile rahat verilmemişti, falan olmuştu filan olmuştu!
Neden?...
Çünkü
, vatan, millet, devlet, rejim gibi değerlere olan bağlılıkları asla tartışılamaz, tartışılması teklif dahi edilemez de ondan.
Şimdi
çıksın,
meselesini gündeme getirsin,
desin, hiçbir
'li,
yaygarası koparamaz, etrafı birbirine katamaz, iddia ediyorum.
demeyin.
bugüne kadar
'nin tahammülünü aşan bir ittifak,
'nin
dediği bir ortaklık kurulamamıştır, boşuna iddiaya girmeyin.
Çeşitli koalisyonlarda yer aldı
, tercihlerine bakın, devlet yapısıyla, devlete hakim olan
alakalı olduğunu göreceksiniz.
'nin, vakti zamanında
ile değil de,
ittifakıyla girdiği koalisyon, o dönemin devlet yapısına uygun bir koalisyondu, ordu istiyordu, yargı istiyordu, bilmem kim istiyordu.
O devleti yöneten
iflas etti, yerini
doldurdu, o da parçalandı, şimdi
sentezine dayalı,
'yu yurt,
'yı gurbet olarak gören,
karışımı yeni
devletleşme süreci başladı.
Detaylı, derinlikli bir konudur bu.
'de, hükümetlerin ömrü kısadır, fakat
'de devlete hakim olan
ömrü de kısadır, değişimi hızlıdır.
Son yirmi yılda üç farklı fikri akım, devlete hakim oldu.
Şimdi
soruyorum, peki bu yanlış değil mi, devletin aklı bu kadar karıştırılır mı, sabah erken kalkanın ideoloji tayin ettiği bir devlet olur mu?
'i, bile
yapan şey, devletin
sürekli olarak işgale, istilaya açık olmasıdır.
Haa, bu arada,
üzerinden
kampanyası yürütenlere de
'nın meşhur hicviyle cevap vereyim;