'den bu yana devam eden kalkışmanın boynunu
'nde vuran
tesirinden kurtulmak isteyenlerin kortejiydi, o cenaze.
O cenaze, toplum baskısından çekinip (bir dönem mahalle baskısı diyordu buna
)
'ya
katılan ılımlı solun, sertleşmeye başladığı bir cenazeydi.
Bundan sonra,
'ndeki cenazelerde yaşanan izdiham,
'de de yaşanacak, ölen kim olursa olsun, bu böyle olacak.
'den kalkan her cenaze, devrimciliği,
olarak anlayan zihniyetin kutsadığı bir cenaze olarak, hak ettiği kalabalıkla gönderilecek, mezarlığa.
Çünkü orası
söylemlerine, icraatlarına, önerdiği nizama, cenazeler üzerinden cevap verme yeridir artık.
'i ayırıyorum, sahi onun ne işi vardı orada, hâlâ anlamış değilim.
'ın cenazesi,
nun
derin meselesini işaret etmesi adına da önemli bir gösteriydi.
musallasındaki tabuta
,
yolundaki tabuta ise
sloganlar eşlik etti.
Ortada yaman çelişki falan da yoktu, yaşananlar,
nun yıllardır anlattığı
ın ete kemiğe bürünmüş haliydi.
Bu manzara, bu dil, bu çıkış, bu tarz yeni değildi, bilen biliyordu zaten.
, denklemi şöyle kurmuşlardı;
bir ülkede sistemleştirmeye çalıştığın sosyalizm, ancak
'yı,
seviyesi olarak gören bir noktaya kadar yükselebilirdi, bundan ötesi olmazdı.
Yola devam etmek için de
taraflarında
yollarında
yapılırdı, kervan böyle yürürdü.
Hatırlıyorsunuz, birkaç sene evvel ilköğretim okullarından
kaldırıldı.
'ın,
'na bağlı olarak faaliyet gösteren okulu
bakanlığın bu uygulamasını pek sallamadı.
yerine, yanlış bilmiyorsam,
'na, bir metin hazırlatıldı ve
öğrencilerine bu metin okutuldu.
Yasal olarak sıkıntılı bir durum ama okutulsun, sorun yok.
Okulu olan herkes, kendine uygun bir yemin metni hazırlatsın, veliler de onaylıyorsa öğrenciler günde üç öğün bu metni okusun, çok da umurumda...
Esas konu bu değil, esas konu,
gibi son derece milliyetçi bir metnin kaldırılmasına isyan eden bir devrimciden geriye kalan komik feritlik…
Yahu bakıyorum,
sarı kırmızı flamalarıyla sahnedeki cenazenin yanında saf tutmuşlar fakat cenazenin ruhu,
ululayan bir metnin kaldırılmasına isyan edip, yeni arayışlara girişmiş devrimci bir ruh…
Yani şöyle,
olunur,
olunur,
olunur, buradan ırkçılığa çıkılmaz, ama asla
olunmaz, olunursa faşizme karşı omuz omuza verilir…
Mesela
, çocuğunun
okumasını istemiyorsa, kafadan vatan hainidir.
Fakat
, çocuğunun
ı
okumasını istemiyorsa, bu konu insan hakları çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Bakın,
safı burada da böyle oluşuyor işte.
problemlerini anlatan birçok filmde başrol oynayan
,
e gelince
dibini buluyor.
Yakışmayan bu, yoksa
, neye inandığı, kime sevdalandığı kimseyi ilgilendirmez.
Saygın bir insanoğlu olarak nasıl yaşadıysa öyle muamele görecek, herkes geldiği yere döndürülecek, bunda hiç şüphe yok.
Daha önemlisi bu fani âlemde kimsenin kimseyi yargılamaya, sorgulamaya hakkı da yok.
Fakat bir cenazenin başında atılan sloganlar, o anın acısına duyulan saygıdan dolayı cevaplanmadı diye, öteki tarafı tokatlamaya devam edecekse, birkaç şey söylemek gerekir tabi.
Yoksa bu âleme gözlerini kapamış bir faninin arkasından dedikodu yapıp, özelini çekiştirecek değiliz elbet.
Benim demem odur ki, yaşayan herkes sadece ölür ve bugüne kadar ölümle kazanılan bir tek kişi de yoktur.
Allah rahmet eylesin…