|
Tarık Akan’ın yolu…
Tarık Akan'ın
cenazesindeki kalabalık,
siyasal İslamcılara
karşı
FETÖ
safına geçen solcuların yaşadığı psikolojik kırılmayı tamir etmek isteyenlerin oluşturduğu bir kalabalıktı.


Gezi

'den bu yana devam eden kalkışmanın boynunu

Boğaziçi Köprüsü

'nde vuran

İslamcıların

tesirinden kurtulmak isteyenlerin kortejiydi, o cenaze.



O cenaze, toplum baskısından çekinip (bir dönem mahalle baskısı diyordu buna

CHP

)

Yenikapı

'ya

katılan ılımlı solun, sertleşmeye başladığı bir cenazeydi.





Bundan sonra,

Fatih Camii

'ndeki cenazelerde yaşanan izdiham,

Teşvikiye

'de de yaşanacak, ölen kim olursa olsun, bu böyle olacak.



Teşvikiye

'den kalkan her cenaze, devrimciliği,

“İslam'la mücadele”

olarak anlayan zihniyetin kutsadığı bir cenaze olarak, hak ettiği kalabalıkla gönderilecek, mezarlığa.



Çünkü orası

siyasal İslam'ın

söylemlerine, icraatlarına, önerdiği nizama, cenazeler üzerinden cevap verme yeridir artık.



Müslüm Gürses

'i ayırıyorum, sahi onun ne işi vardı orada, hâlâ anlamış değilim.





Akan

'ın cenazesi,

Türkiye
solu

nun

derin meselesini işaret etmesi adına da önemli bir gösteriydi.



Teşvikiye

musallasındaki tabuta

Atatürkçü

,

Bakırköy

yolundaki tabuta ise

devrimci

sloganlar eşlik etti.



Ortada yaman çelişki falan da yoktu, yaşananlar,

Türkiye solu

nun yıllardır anlattığı

antiemperyalist masal

ın ete kemiğe bürünmüş haliydi.



Bu manzara, bu dil, bu çıkış, bu tarz yeni değildi, bilen biliyordu zaten.



Anti İslamcılar

, denklemi şöyle kurmuşlardı;

Müslüman

bir ülkede sistemleştirmeye çalıştığın sosyalizm, ancak

Batı

'yı,

muasır medeniyet

seviyesi olarak gören bir noktaya kadar yükselebilirdi, bundan ötesi olmazdı.



Yola devam etmek için de

Teşvikiye

taraflarında

Batıcı Atatürkçülük, Bakırköy

yollarında

Kemalist devrimcilik

yapılırdı, kervan böyle yürürdü.





Hatırlıyorsunuz, birkaç sene evvel ilköğretim okullarından

“Andımız”

kaldırıldı.



Akan

'ın,

Milli Eğitim Bakanlığı

'na bağlı olarak faaliyet gösteren okulu

Taş Mektep,

bakanlığın bu uygulamasını pek sallamadı.



“Andımızın”

yerine, yanlış bilmiyorsam,

Ataol Behramoğlu

'na, bir metin hazırlatıldı ve

Taş Mektep

öğrencilerine bu metin okutuldu.



Yasal olarak sıkıntılı bir durum ama okutulsun, sorun yok.



Okulu olan herkes, kendine uygun bir yemin metni hazırlatsın, veliler de onaylıyorsa öğrenciler günde üç öğün bu metni okusun, çok da umurumda...



Esas konu bu değil, esas konu,

“Andımız”

gibi son derece milliyetçi bir metnin kaldırılmasına isyan eden bir devrimciden geriye kalan komik feritlik…





Yahu bakıyorum,

DİSK'çiler,

sarı kırmızı flamalarıyla sahnedeki cenazenin yanında saf tutmuşlar fakat cenazenin ruhu,

şamanist Türkçülüğü

ululayan bir metnin kaldırılmasına isyan edip, yeni arayışlara girişmiş devrimci bir ruh…



Yani şöyle,



Jön Türk

olunur,

yan Türk

olunur,

mankurt

olunur, buradan ırkçılığa çıkılmaz, ama asla

Müslüman Türk

olunmaz, olunursa faşizme karşı omuz omuza verilir…



Mesela

Müslüman bir Kürt

, çocuğunun

“Andımızı”

okumasını istemiyorsa, kafadan vatan hainidir.



Fakat

Devrimci bir Kürt

, çocuğunun

“Andımız

ı

okumasını istemiyorsa, bu konu insan hakları çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur.



Bakın,

“faşizme karşı omuz omuza”

safı burada da böyle oluşuyor işte.



Kürtlerin

problemlerini anlatan birçok filmde başrol oynayan

Akan

,

Taş Mekteb

e gelince

Türkçülüğün

dibini buluyor.



Yakışmayan bu, yoksa

Akan'ın

, neye inandığı, kime sevdalandığı kimseyi ilgilendirmez.



Saygın bir insanoğlu olarak nasıl yaşadıysa öyle muamele görecek, herkes geldiği yere döndürülecek, bunda hiç şüphe yok.



Daha önemlisi bu fani âlemde kimsenin kimseyi yargılamaya, sorgulamaya hakkı da yok.



Fakat bir cenazenin başında atılan sloganlar, o anın acısına duyulan saygıdan dolayı cevaplanmadı diye, öteki tarafı tokatlamaya devam edecekse, birkaç şey söylemek gerekir tabi.



Yoksa bu âleme gözlerini kapamış bir faninin arkasından dedikodu yapıp, özelini çekiştirecek değiliz elbet.





Benim demem odur ki, yaşayan herkes sadece ölür ve bugüne kadar ölümle kazanılan bir tek kişi de yoktur.



Allah rahmet eylesin…


#Tarık Akan
#Jön Türk
#Mankurt
8 yıl önce
Tarık Akan’ın yolu…
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu