|
Anlamakta neden zorlanıyoruz?
Geçen hafta sonu Zürih'te idik ve İslam'ı doğru anlamanın önündeki engelleri yerinde konuştuk. Neden İslam'ı anlamakta zorlanıyoruz? Oysa Allah Kuranıkerim'in çok kolay olduğunu söylüyor, Resulüllah Efendimiz de (sa) '
bu din çok kolaydır
' diyerek Allah'ın söylediğini teyit ediyor.


Bu konuda aklımıza gelenleri anlattık. İkmal edilme beklentisiyle söylediklerimizin özetini sistematik olmasa da parça parça sunmak istiyorum.



İlk olarak şunu söylemeliyiz: Biz şu anda İslam'ı tam olarak yaşayan bir toplumda bulunmuyoruz. Tam olarak derken, İslam'ın hem ahlakını hem de hukukunu kastediyorum. Müslümanlar çok uzun zamandır bundan mahrum kaldılar. Başları ve ulül-emirleri yok. Ulül-emr yerine geçecek âlimler ittifakı da yok. Herkes başına buyruk hareket ediyor, en iyisini ben bilirim, benden başkası anlamaz düşüncesi âlimlerimizin çoğunda var. Yani önümüzde model bir İslam toplumu olmadığı gibi, her biri canlı İslam diyeceğimiz, görüldüklerinde Allah'ın hatırlanacağı, birlikte düşünebilen yeterli derecede âlimlerimiz de yok. Anlaşılan o ki, bir İslam toplum modeli ortaya koyabilmemiz için öncelikle beraber düşünen âlimlerimizin bulunması gerekir. Her şeyi tek başımıza anlayamayacağımızı anlamamız çok önemli bir adımdır. Yani vahdeti önce âlimler sağlamalı. Bu da olgunlaşması gereken belli bir süreci gerektiriyor. Ama olumlu belirtilerinin gözükmekte olduğunu söyleyebiliriz.



Buna bağlı olarak bugün bizim yaşadığımız ortamlarda ve kültürlerde İslam'a ait diyebileceğimiz çok az şey var. İnsan, içinde yaşadığı gerçekliğe ve kültüre göre düşünmek zorundadır. Modern ya da popüler kültürlerde yaşayıp müslümanca düşünebilmek kolay değil. Cinsellikle ilgi ahkâmdan gıda rejimine kadar bizi kuşatan her şey şu anda bize yabancı. Zaten hayatı bu ikisi belirliyor. Biz âdeta selin kapıp götürdüğü küçücük bir adacıkta düzen kurmaya çalışıyoruz. Modern kültür bizi vakum gibi evirip çevirip yutuyor, ya da fırlatıp hayatın dışına atıyor. Kendi içinde çok kolay olan din, günümüzde bu vakumdan kurtulabilmemizi de gerektirdiği için zorlaşıyor. Sadece çocuklarımız değil, bizler bile bu hâkim anlayışın mahalle baskısına maruz kalıyoruz. Bazen müslümanca düşünüp müslümanca yiyip içip giyinmekten eziklik duyuyoruz.



Öte yandan küçük bir çocuğun başa çıkamadığı arkadaşlarına, sizi babama söyleyeceğim demesi gibi, aciz kaldığımızda gücünü arkamızda hissedeceğimiz bir devlet babamız yok. Vakti zamanında İran devrimi için bütün müslümanlar bu yüzden sevinç duymuşlardı. Ancak zamanla bunun bir İslam devrimi değil, Pars ya da en iyimser bakışla Şia devrimi olduğu görülünce hayal kırıklığı yaşandı. Bu gün Yemen'de, Irak'ta, Suriye'de, hatta Suudi Arabistan'da yaşayan Şiiler, arkalarında bu devlet gücünü bir Şii olarak hissediyor, Pars kavmiyetçiliğine destek çıkıyorlar. Ama bir müslüman olarak bunu söylemek mümkün değil.



Elbette Allah bizden sadece yapabileceğimizi istiyor ve biz bu kadarını yaparsak hem imtihanımızın bize ait sorularını cevaplamış hem de bu sürecin tamamlanmasına katkıda bulunmuş olacağız.



Bu söylediklerimize bağlı olarak Allah tasavvurumuzda bozulmalar, ahiret inancımızda belirsizlikler oluşuyor. Oysa her şeye kadir, her şeyi gören, duyan ve bilen, her an yaratmakta olan, bize şah damarımızdan yakın, her şeyi kaydeden, kulluğa ve boyun eğmeye layık yegâne mabud ve her şeyi yaşatan, her şeyin hayatını ve varlığını O'ndan aldığı, hakkıyla tevekkül edip dayandığımızda bize destek vaat eden, hiçbir duayı ihmal etmeyen, her an herkesi gözetmekte olan bir Allah'a kesin inanan insan bizden çok daha farklı düşünür, endişeleri azalır, ümidi canlı kalır, enerjisi artar, günah işlerken O'nu yanı başında hissedip bundan vaz geçer. Dinde esas olan Allah'ı olduğu gibi tanımaktır. O'nun esmasını bilen ve inanan insan da O'nu olduğu gibi tanımış olur.



Ahiret inancı da yaşayışımızla alakalı bir şeydir. Özellikle Batı ülkeleri için söyleyecek olursak, Kuranıkerim'de sözü edilen cennet nimetlerinin benzerini her an her yerde hazır bulan insanlar dünyayı asıl sanıp, ahireti unutabiliyorlar. Ahiret inancı belirsizleşince de haşri, hesabı, kitabı, cenneti cehennemi, kısaca ilahî adaleti unutabiliyorlar. Oysa Allah Kuranıkerim'in daha birinci sayfasında müminlerin özelliklerinden bahsederken “onlar Ahirete kesin kes inanırlar” buyurur.



İşte Allah tasavvurumuzdaki değişme ve ahiret inancımızdaki belirsizleşme de bizim İslam'ın geriye kalan ahkâmını anlamamızı zorlaştıran sebeplerden oluyor.


#Zürih
#Ulül-emr
7 yıl önce
Anlamakta neden zorlanıyoruz?
Yağmura dönmek gerek!
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?