|
Âlim olmak isteyen gençlere

Önceki üç yazımızda söylediklerimize ek olarak bilmelisiniz ki,



Zaman en büyük sermayedir, onu iyi kullanamayanlar hiçbir işi başaramazlar. Âlim olmak isteyenler yaz aylarında bile boşa vakit geçirmemelidirler.



Planlı çalışmak önemlidir, işi bilen insanlarla oturup yıllık, beş yıllık, on yıllık planlar yapmalı, bunları sabırla ve tavizsiz uygulamalı.



Dini ilimleri iyi kavramak için çok iyi derecede Arapça, akademik çalışma yapacaksanız çok iyi bir İngilizce bilmeden birinci ligde olamazsınız. Bizim hocalarımızdan Rahmetli Tayyib Okiç de Hamidullah Hoca da 14 dil biliyorlardı. Malezya'dan tanıdığımız Teoman Durali 12 dil biliyor. Kendi asli dilinden okumadan hiçbir orijinal çalışma yapılamaz.



Unutmamalı ki, Arapça müminlere gönderdiği mektubu için Allah'ın kendi tercihi olan dildir. Kuranıkerim'i iyi anlamak isteyenler onu çok iyi bilmelidirler. Günümüzde Arapça bilmeden meal yapanların olduğunu söylersek fecaatin boyutlarını anlayabilirsiniz.



Dini ilimlerdeki temel metinlerin her birinden mümkünse bir metin anlayarak ezberlemeli. Mesela Nahivden Avamil, mantıktan İsağuci, belagatten Telhis gibi.



Usulü fıkıh bütün ilimlerin aslıdır, o çok iyi anlaşılmadan hiçbir sahada âlim olamazsınız. Bunun ne anlama geldiğini daha önce yazmıştık. Usulü fıkıh bilmeyen bir tasavvufçunun Batıniliğe, bir fıkıhçının Zahiriliğe kaymaması mümkün değildir.



Medreselerimiz kendilerini güncelleyemedi, ama modern eğitim de onların yaptığını yapamadı. Şimdi ikisini birleştirmek, modernin yanında eski usulü de okumak gerekir. Aksi halde temel metinlere inemezsiniz.



İlmin asıl vasıtasının okuma olduğunu bilmek gerekir. Seçme ders metinleri yanında serbest okumalar yapmak gerekir. Fakültede iseniz bitirinceye dek düşünce ağırlıklı 300 kitap okumayı hedeflemelisiniz, ama önce bu kitapların okunmaya değer olduğunu da bilenlere sorup öğrenmelisiniz. Bu kadar okumazsanız ilminizin tefekkür tabanı olmaz. Felsefe ve yabancı fikirleri ise ancak İslam'ın temel meselelerini öğrendikten sonra okumalısınız.



Kendi dilinizi de çok iyi bilmeli ve çok iyi kullanabilmelisiniz. Bütün “diller Allah'ın ayetleridir” ve “Allah (cc) her peygamberi, yani her davetçiyi kendi kavminin diliyle göndermiştir ki, davasını çok iyi anlatabilsin”. Bunun için seçme edebi metinleri de okuma listesine almalı.



Okumalar hep Kuranıkerim ve onun açılımı olana Sünnet/Siyer merkezli olmalı. Unutulmamalı ki, bir mümin için 'bütün kitaplar bir kitabı anlamak içindir'. Bu merkez hiçbir zaman değişmemelidir.



Kuranıkerim'den seçme ayetleri, belli sureleri ve seçme hadisleri standart kartlara yazıp, yolda izde hiç boş durmadan ezberlemeli. Arapçayı öğrenirken de kelimeleri ve dil kurallarını böyle yapmalısınız.



Varlığı ve insanı tanımadan İslam'ı da anlayamayız. Bunu size sağlayacak olan işte o düşünce ağırlıklı seçme kitapların okunmasıdır. Bunların içinde İslam tarihi, dinler tarihi, dünya tarihi hatta cumhuriyetin kuruluş tarihi mutlaka ve yeteri kadar olmalıdır.



Gazete, dergi ve internet gibi yollarla ilim olmayacağını, bunlardan sadece yararlanılabileceğini bilmelisiniz. Güncelden bütün bütün ırak olmamak, ama ona takılıp kalmamak gerekir.



Kısa yoldan medyatik ve şöhret olma arzusu sizi yarı yolda bırakır.



Müslümanların ilmi birikimini/geçmişi yeterince bilmeyen, ümmetle kavgalı modern hocaların cazip fikirleri sizi aldatmasın. Söz konusu ettiğimiz şey Allah'ın dinidir. Test edilip istikrar bulmayan fikirler yoldan çıkmamıza, en azından zaman israfına sebep olur. Böyle kitapları da ya hiç okumayın, ya da sonraya bırakın. Dikkat edilirse bugün aykırı fikirler söyleyen hocalar yalnız başlarına ilim yaparlar, düşündüklerini tartışıp test etmek istemezler, egoları buna müsaade etmez. Onun için okuduklarınızı müzakere edecek arkadaşlarınız ve böyle bir ortamınız olsun.



Tek hocayla yetinmeyin, ama hep ilmiyle amil insanlardan okuyun. Kuranıkerim'in sorun dediği 'ehli zikre' sürekli sorun. Ehli zikir ilmiyle amil insanlardır. Böyle insanları fırsatını bulup ziyaret edin, tavsiyelerini ve dualarını alın, siz de onlara dua edin. 'İlim süturdan değil sudurdan alınır'.



İlimde her mesafe aldığınızda, gurura kapılmamak için elinizi Allah'a açıp 'sübhaneke la-ilme lena…' diye dua ve niyazda bulunun.



Başta büyük sahabiler olmak üzere zaman zaman tarihimizdeki büyük âlimlerin hayatlarını okuyun.



Bu temel okumalardan sonra elbette bir alanda derinleşmek, ihtisas yapmak gerekir, ama bunun için temelin çok sağlam ve geniş olması lazımdır.



Anneye babaya sürekli ihsanda bulunup dualarını almayı, yakınlarınızın ve arkadaşlarınızın dertleriyle dertlenmeyi ahlak edinin.



Sadece dini ilimlerde değil, sanatta ve zanaatta bile icazet önemlidir, ancak usulü kavradıktan sonra meseleyi olduğundan büyük de görmemek lazım. İcazet bir tevsik aracıdır. Bugün icazet bu tevsiki yapabiliyor mu sormak lazım ve bunu yeniden oluşturmak lazım.



Büyük bir kısmı benim tecrübelerime dayalı olarak düşündüklerim bunlardır. Katkısı olanlara şimdiden teşekkür ederim.



Yolunuz açık olsun

#Âlim
#Genç
#Arapça
#Malezya
7 yıl önce
Âlim olmak isteyen gençlere
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle