|
Bir temsil olarak kardan adamdan kardan geline

Bizim çocukluğumuzda bilim adamı kavramı vardı. Hikayesini bildiğimiz sadece Marie Curie olduğu için, niye bilim adamı oluyor da, bilim kadını olmuyor diye sormak pek aklımıza gelmezdi.



1990'lardan sonra akademik dünyada kadınların sayısı arttı. (Esasında akademi ekonomik popülerliğini yitirince hırslı erkekler için geçerliliğini de yitirir gibi oldu, böylece gayretli kadınlar için kendiliğinden alan açıldı.)



Marie Curie'nin izinden yürüyerek, başta biyolojik kızı olmak üzere sıhhatini kaybetmek pahasına bilime katkı sunan genç kızların, kadınların sayısı arttı. Hal böyle olunca dildeki “eril” temsil, yerini insanlık paydasında bütünlenen eşitlikçi isme bıraktı ve bilim insanı tabiri kullanılmaya başlandı.



Pazartesi günü yazdığım “Kardan Adamın İntikamı” videosundan sonra kar ile bir kimlik üzerinden temsilin, biraz şaka biraz ciddi sosyal medya üzerinden dolaşıma girdiğini fark ettim. Karlar ülkesinde “kardan adamı” tahtından edecek yeni fotoğraflar çıkmıştı ortaya.



Klasik kardan adam formu; kimlik temsili ile kişilik temsilini neredeyse eş olarak gören alıngan metropol insanı için “sorunlu” bulunmuş olduğu için mi çoğulcu kardan insan temsilleri ortaya çıktı?



2017 yılının ilk karlarıyla birlikte bana kardan insanını göster, sana kim olduğunu söyleyeyim sözünü haklı çıkaracak “kardan yakınlıklar”ın fotoğrafları üzerinden, “yeni kimlik algıları”na dair veri toplamanın mümkün olduğunu düşündüm.



Türkiye, gündeminden “heykel” tartışmalarının düşmediği ama kamusal mekanlarda en kötü heykellerin sergilendiği belki de tek dünya ülkesi. Heykelli haberlerin şuur altımızda oluşturmuş olduğu enerji birikiminin, karlı heykel inşası için katkısını görmek için sosyal medya ve yerel gazetelerdeki “kar heykelleri”nin izini sürdüm.



Düşünen adam, emekli maaşını çekmeye giden teyze, asker, musalla taşında ölü, cenaze namazı kılan imam ve cemaat, önünde seccade kaza namazlarına niyet eden takkeli bir kardan adam...



Velhasıl kardan “heykel” çalışmaları, dervişin fikri neyse kardan adamı odur misali çeşit çeşit.



Ama ben en çok “kardan gelin” temsiline odaklandım. Çeşit çeşit gelinler. Kiminin yanında kardan bir damat; kiminin yanında kanlı canlı bir damat. Kiminin gelinliği kardan, kiminin gelinliği kardan gelin üzerine giydirilmiş otantik kırmızı gelinlik.



Kadınların “kardan gelin” ile pozları genellikle “kimler yuva kurdu adlı çalışmamız”, “gelinin kankasından bir çeyrek altın”, ya da “işte benim tarzım adlı çalışmamız” olarak etiketlenirken; erkeklerin pozları pek vahim, “ağır mesaj” yüklü.



Evlenme yaşının geldiğini pilava kaşık saplayarak gösteren geçmişin isyankar delikanlıları, 21. yüzyılda kendilerini ancak “kardan gelin” ile yan yana fotoğraflayarak mı ifade ediyor/edebiliyor?



Farkındayım bu yazı bol sorulu bir yazı oldu. Ama bütün bu soruları doğuran ana sorum esasında şu: Çok değil on yıl önce şu kardan gelinin yüzüne kırmızı örtü örtüp, beline kırmızı kurdele bağlayıp, bağrına kağıt paralar takıp, sonra da kardan gelinin yanında en “damat” pozunu veren bu Urfalı, Kocaelili, Sivaslı gençler, evlenememe hikayesini “kardan gelin” görseli üzerinden bir mesaj olarak sunmak ister miydi?



İstemezdi.



Peki bu gün ne değişti de arkadaşları tarafında alay edilmeyi, dile düşmeyi göze alarak bu pozu vermektedirler?



“Bir şey değişir, her şey değişir” önermesinin hayata geçmiş resmini görüyoruz sosyal medyadaki yeni kardan formlar üzerinden.



Sosyal medyanın beğeni butonu ile bütün rezil olma ihtimalleri ortadan kalkmıştır artık. Dile düşmekten değil esas dile düşmemekten, yani yaptığının görülmemesinden korkmaktadır sosyal medya insanı.



Yağan karlar ahalide “kar heykeli” performansını açığa çıkartmıştır. Çünkü yaptıkları “kar heykeli”nin fotoğrafını çekip,“feysbık”larına koyacak, arkadaşlarına karşı fark yaratacak, dikkat çekeceklerdir. Dikkat çekmek için emekten esirgenmeyerek en farklı “kar çalışması” yapılması şarttır.



İki gün boyunca merdivenin tepesine çıka çıka 5 metre büyüklüğünde dünyanın en büyük kardan adamı olmaya aday “kar gulyabani”sini yapıp başına da kocaman pekmez kazanını şapka niyetine giydiren iki kafadar, yaptıkları “çalışma”yı video çekimi ile kamuoyuna duyururken, ilgiyi kendilerine değil bir “rekor” çalışmasına odaklandırırken; kardan gelinin yanında poz veren damat adayları dikkati kendi üzerlerine çekmeye çalışıyor.



NOT

: Sosyal medya ahalisi yaza yaza bunu mu yazdın diyecektir. Üstelik ortalıkta dövüşlü onca TBMM görüntüsü varken.



Bendenizin yaklaşımını bir zahmet kabul edin artık. Bütün enerjimi sizin için “sıradan”, benim için ise gündelik hayatın değişen yüzü anlamına gelen “harcıalem” durumlara harcamaktayım. Büyük büyük cümlelerim yok. Küçük, göz hizasından, buradan ve bugünden cümleler benimkisi. Bu köşenin yaklaşımını ve temalarını beğenmeyenler, okumama hürriyetine sahip. Hürriyetinize sahip çıkın lütfen.


#Sosyal medya
#Marie Curie
7 yıl önce
Bir temsil olarak kardan adamdan kardan geline
Ekonominin bir de sosyolojisi var
Sözün mesuliyeti
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu