|
Kimlik mi suçu, suç mu kimliği tanımlar?

Neden saçlarını gördüğümüz kadınlar, sadece kendilerini temsil ediyor da, saçlarını görmediğimiz kadınlar “türbanlılar” olarak genelleştirilip; birinin şahsında, bütün öteki türbanlıların “dövülebileceği” bir temsil mekanizması olarak işlevselleştiriliyor? Neden saçları görünmeyen kadınlar, bazen “eşek” olarak, bazen de “semer” olarak ama daima “dövülen” konumuna mahkum ediliyor?

Üstelik sadece saçları görülmeyen bir kadının konumu üzerinden değil, saçları görünmeyen kadının kocası vesilesiyle de derin bir çukura itilerek üzerine toprak atılıyor, bir yekun olarak resmedilen başörtülüler! Her vesile ile. Bakan eşi tek başına mı yemek yedi? Bir hafta bütün tesettürlü kadınların ne kadar horlandıkları üzerinden gündem patlaması yaşanıyor. Ya da “fırıncının karısı” hikayesinde yaşananlar. Kimlik vurgusunun ille de türban üzerinden yapılmaya çalışılması antitürbanist tavrın en önemli göstergesi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ''ın eşi ile ilgili olarak atılan manşet! Bir kadının saçları görünmüyorsa, yani kendini mahrem olarak konumlandırıyorsa laik yazarların aklına bu “mağduriyeti” talan etmekten başka bir şey gelmiyor mu? Söz konusu kadın bir bakan eşi. Her ne vesile ile olursa olsun medyada kendinden bahsetmeye çalışan bir “magazin girl” değil. Geçirdiği operasyonu haber değeri yüksek bir mesele haline getiren talan edilebilir mahremiyete denk düşmesi değil mi? Ve en mahremi parçalayan o başlık, “artık yeter” dedi. Haber yapmak yetmiyor biraz daha dikkat çekici olması için üzerine köşe yazısı yazılıyor. Neden? Çünkü Şeyma Akdağ şimdiye kadar medyaya hiç “düşmemiş” bir kadın. Kıyafetini rükuş bulma hakkını bile vermedi moda tanrılarına.

* * *

Şunu anlamanızı istiyorum: Gayri ahlaki olanı yapmış olan herkese benim mesafem aynı. Farkımız nerede? Ben gayri ahlaki olanı tanımlarken dini ilkeleri merkeze alıyorum. Ahlakı dinden bağımsızlaştırdığımız zaman kimin neyi nereden tanımladığı konusunda sınıfsal bir karmaşa çıkıyor ortaya.

Laik zihniyet, kendi sınıfı söz konusu olduğunda hiçbir şeyi gayri ahlaki olarak tanımlamak istemiyor. Tanımladığı zaman “ahlakçı” olmaktan korkuyor. Ama islami kesimde yer alan, ya da daha önce yer aldığı bilinen kişi/ler söz konusu olduğunda ahlakçı olmaktan korkmuyor.

Yanlış anlaşılmamak için Belbim başkanının adeta suçunu ifşa etmek olarak yorumlanacak fotoğraflarının ve o fotoğrafları “anlamlandırmak “ üzere düzenlediği basın toplantısının tutulabilir hiçbir tarafının olmadığını belirtmek isterim.

Fakat kişileri merkeze alarak “tencere dibin kara seninki benden kara” yaklaşımlarıyla sağlıklı tartışmalar ve eleştiri ortamları oluşturmak mümkün değil. Eli kalem tutanların, akledip fikir serdedebilecek olanların eylemlerin yanlışlığı üzerinde durmayı ilke edinmesi gerekiyor. Eylem nedir: Zina. Zina kötü müdür değil midir? Söz konusu kişiyi eleştirenler bunu söyleyebiliyor mu? Yoksa kendi sınıfı için bir hak ve modernlik olarak gördüğü “metres kurumunu” sadece muhafazakarlar (neyi muhafaza ediyorlarsa artık!??) için ayıplanacak bir şey olarak görmekte ısrarlı mı davranıyor. Ayıplamadan önce suçun tanımında birleşmemiz gerekmiyor mu?

Ertuğrul Özkök “Güzin abla” köşesindeki zihniyet değişimini fark ediyordur elbet. Güzin abla hastalanıncaya kadar (ki artık vefat ettiği için o köşeyi kızı yazıyor galiba) sağduyulu yaklaşımları ile okuyucusunun dert ortağı idi. Evli erkeklerle ilişkisi olan kadınlara bu yol çıkmaz sokak diyerek akıllı uslu tavsiyelerde bulunurdu. Ama artık Postmodern Güzin abla birinci eşlerden değil, sevgililerden yana.

Daha bir yıl önce merkez medyanın ceza kanunu kapsamında zinayı suç kabul etmemek üzerinden verdiği mücadeleyi unutacak mıyız?

Merkezin yaptığı her türlü yozlaşmaya “çevre” nin çürük aktörleri de talip. Çünkü din bir muhitin içinde yaşanır. Muhit “irtica tehdidi” bahanesiyle talan edilirken, “muhafazakar” olduğunu söyleyenlerin neyi muhafaza edeceklerini bekliyoruz ki? Para paydasında eşitlenenler aynı markaları, aynı mekanları, aynı zaman anlayışını ve aynı “ilişkiler” i paylaşıyor.

Fark nerede? Laikler bir fark olmasını sahiden istiyorlar mı? Sınıf atlayan “eskitilmiş dindarlar”ın istemediğini poz poz görüyoruz da…

18 лет назад
Kimlik mi suçu, suç mu kimliği tanımlar?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle