Dünya terör burcuna girdi.

Bazıları 3.Dünya Savaşı olarak isimlendiriyor içinde yaşadığımız günleri. Bazıları Ortadoğu haritasının yeniden şekillenmesi olarak.

Şekil!

Evet bazıları fazlasıyla şekil yapıyor. Dünyanın terör burcuna girmesinde hiç sorumlulukları yokmuş gibi.

Saddam niye devrilmişti?

Saddam'ın atom bombalarını unuttuk. Saddam'ı unuttuk.

Irak diye bir yer yok. Bağdat'ın Kuzeyi diye bir şey var artık. Bağdat'ın Güney'i Bağdat'ın Güneydoğusu. Haber ajansları için Irak'ta ölenlerin haber değeri bile yok. Ne yaman çelişki değil mi, neredeyse metrekareye bir kaç batılı “haberci”nin düştüğü Irak'ta yaşayan insanların hayatlarının, yokluklarının, ölümlerinin, bombalar katliamlar arasında doğup büyüyüp sakat kalan çocukların haber değerinin olmaması!

Daha acı olan, bütün bunlara üzülecek takatımızın bile kalmaması .

Allah bu acıyı unutturmasın diye dua ederiz ya. Suriye'nin acısı Irak'ı unutturdu.

Ne zaman dünyanın gündemine geliyor Irak? Teröristlerin kimliğine göre. Irak kampında eğitim gören intihar bombacıları üzerinden.

Paris'te patlama olunca dünyanın hayatı duruyor. Brüksel'de patlama olunca hassasiyet tavan yapıyor.

İstanbul İstiklal Caddesindeki patlamayı bir kaç santim ile gören ABD medyası, Brüksel'deki patlama için naklen yayın başlatıyor.

Rusya Suriye'de Kürtleri eğitiyor. HDP Moskova'da temsilcilik açıyor. Bebek katilini fon yapıp konuşanlar hükümete sesleniyor: “Bir haftada barış olur.”

Hangi barış?

Allah bize Suriye'nin acısını unutturmasın. Allah her birimize izan, feraset, sağduyu ve gidişatın ayak seslerini duyacak idrak nasip etsin.

Yaşadığımız, 3.Dünya savaşı mı değil mi bilemem. Ama bir devrimin içinde yaşadığımız kesin. Bu günleri bile arayacağımız günlerin içinde kalmaktan korkuyorum.

Evet korkuyorum.

İnsanlar günde on defa korkmuyoruz diye başlayan cümleler kuruyor. Kelimenin kullanılma oranına göre kimin ne kadar korktuğunu görmek mümkün.

Dünyayı bundan sonra korku yönetecek.

E ticaret imkanları olmadan önce korkunun bu kadar kolay pazarlanıp yönetilmesi pek mümkün olmazdı. Ekonominin çökme riski her ülkeyi her devleti, her devletin derin devletini endişelendirirdi muhakkak.

Ama e- ticaret imkanı ile birlikte küresel dünyanın muktedirleri tebaayı “korku” üzerinden pek pervasız bir şekilde yönetebilir.

Dikkatinizi çekti muhakkak, Cumartesi günü İstiklal Caddesindeki canlı bomba eyleminden sonra yapılan haberlerin %60'ı insanların evinden dışarı çıkmadığı ama alışverişlerini online olarak yaptıklarına dairdi. Haberlerin dili bir taraftan vah vah evimize çekildik derken, satır arası ama evimizde de alış veriş yaptık sen de bir dahaki saldırıda öyle yap. Bak insanlar market alışverişini, yemek siparişini, kişisel bakım ürünlerini online olarak aldı DİYORDU.

Zaten ne vakittir evimizden hiç dışarı çıkmadan herşeyi alabileceğimize dair, reklamlar üzerinden bilgilendiriliyorduk. E ticaretin, intihar saldırılarının arkasından yeni atılımlar yapacağını öngörmek için ekonomist olmaya gerek var mı?

AVM tenhalığına karşı yapılan açıklamaları hatırlayın: “En güvenli yerler AVM'ler.”

Güven, emniyet...

Benim gördüğüm, pek güvenlikli sitelerde, toplu taşıma araçlarında, AVM' lerde gün boyu dikilen “güvenlik görevlileri” nin pek dalgın, pek sorumsuz, pek yorgun olduğu...