|
Mutluluğun ispatı

Her konuda insanları ikiye ayırma merakı vardır. Bunların en başında, insanları mutlular ve mutsuzlar olarak ayırma eyilimi gelir. Kategorinin her ferdi kısa aralıklarla bir o tarafa bir bu tarafa savrulacak olsa da.

Bu kategorinin farklı ve daha doğru versiyonu "Mutlu olmasını bilenler ve bilmeyenler" diye yapılanı. Mutlu olmasını bilenlerden bahsedilecekse eğer mutlu olmasını öğrenenlerden de bahsedilmesi gerekecektir.

Bizim kuşağımız (yani otuzunu devirip kırka merdiven dayayanlar) mutlu olmanın öğretildiği son kuşak belki. Çünkü hayatında hiç olmassa bir defa olsa mutlu olmanın yöntemine dair bir ders aldı bizim kuşağımız. Hem de aynı kişiden. Evet evet yıllar öncesinde bir erdem iken, tüketim toplumu mantığı ile birlikte erdem''in ahmaklığa evrilmesi olarak hissettirilen Polyannadır hepimizin ortak mutluluk hocası. Şimdi otuz yaşını aşmış olanlar bu ilk dersi hala daha ucundan kıyısından hayatlarına geçirme gayreti içinde bulunabilirler. Koltuk değneğine sahip olduklarında iyi ki bacakların var ve ben bu koltuk değneyini kullanmak zorunda değilim diye kendileri için yıkılmayan bir mutluluk sığınağı oluşturabilirler. Ama aynı felsefenin çocukları tarafından benimsenmesini beyhude beklerler. Çünkü devir alınmaması gerekenlerin varlığını düşünerek mutlu olunacak bir devir değildir artık. Alınmayan her şey için hırs yumağına yeni bir ipin dolandığı devirdir.

Polyanacılık oynamak diye küçümsense de mutluluk oyunu; kitaplar insanlara mutlu olmayı öğretmekten vazgeçmezler.

Herhangi bir kitapçıda bir çırpıda üç dört adet mutluluğu öğrettiğini iddia eden kitaba rastlıyıverirsiniz. "Nasıl zengin olunur" kitaplarının yanında biraz pırıltısını kaybetmiş gibi gözükse de varlığını korur; "Nasıl mutlu olunur?", "Mutlu olmanın on altın kuralı", "Mutluluk Yolu" diye dizi dizi gülümseyen kitaplar.. Beyaz dizi romanlardan, felsefe kitaplarına kadar her seviyeden kitap, size yazılanları okuduğunuz an mutluluğu yakalayacağınızı ima eder. İma edilen mutluluğun yakalanabilir olup olmadığını sınamak üzere satırlarda gezdirirsiniz gözünüzü. İyi de bir avcı gibi mutluluğun peşine düşen gözlerinize, acaba bizzat satırların sahibinin mutlu olup olmadığını soran gönlünüz eşlik etmez mi? Bana daima eşlik eder. Harcı alem kitapların değil ama, mutluluk üzerine yazı yazanların hüznün çemberinde en fazla hapsolmuşlar arasından çıktığını düşünürüm. Mutluluk üzerine yazılmış kitapların yanlış bir isim altında toplandığına inanırım sonra. Mutluluk felsefeleri mutluluğu anlatmazlar çoğu defa. Mutsuz olmamanın kıyılarında dolaştırır. Kıyıyı geçip ummana dalmak sizin tercihiniz. Kıyıda bile dursanız nasibinize ansızın huzur düşebilir. Çünkü mutluluk ile mutsuzluk arasındaki med -cezir halini ortadan kaldıran yalnızca huzurdur. Huzur bir halin adıdır. Ama mutluluk bir hal değildir. Kişi kendini huzur ile örten bir mekan oluşturabilir hem içinde hem dışında. Huzur ispat edilemeyendir. Varlığı ispatına borçlu olmayandır. Mutluluk ispatına en fazla gerek duyulandır. Mutlu olmadan önce mutlu olduğunuzu ispat etmenizi beklerler sizden. Çünkü içine girip kendinizi ambalajlatmak üzere bekleyen hazır mutluluk paketleri vardır. Kendinizi göstermek ve "mutluluğunuzu" ispat etmek için bu paketlerin ışıltısından yararlanmanız şarttır. Çünkü "Mut" ülkesinin bir ferdi olmak paketlenmekten geçer.

Hazır paketlerin içine girip küçük bir mutluluk fotoğrafı çektirmek kolay gelir başlangıçta. Bu beklenti ile ne kadar da mutlu olduğunuzu cümle aleme göstermek için çaba sarfedersiniz, çaba sarfettikçe payınıza yorgunluk düşer. Ne çok paket vardır. Ve her paket daha içine girer girmez ışıltısını kaybetmektedir.

"Gösterme" zorunluluğu içinizdeki bütün huzur kırıntılarını un ufak ezip geçer. Çünkü paketlendiğiniz her an sizi başkaları görecek diye beklerken, başkalarının daha ışıltılı paketlerini gören siz olursunuz. Düğüm: Kendinizi görüp halinize şükredecekken başkalarının maldan mülkten ışıltısı içinizi kör eder. Huzurun dengesi bozulur tam bu noktada. Kafa gözü iyne deliğinden dünyayı geçirip giderken gönül gözü karanlıkta debelenir durur.


٪d سنوات قبل
Mutluluğun ispatı
15 Temmuz’un bir benzeri 53 yıl öncesinde yaşanmıştı
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı