|
Barak havası: Seni seven sevmesini bilmemiş

I-Küresel köyüz ya! Muhtarımızı seçtik netekim. Başkan dendiğine bakmayın siz. Küresel köyün muhtarı Barak Obama. Ama pardon biz ona Hüseyin demeyi tercih ediyoruz. Adam bas bariton bağırsın ben Protestan Hrıstiyanım diye. Vallah inanmayız sen bizim Hüseyin"imizsin diye sevmelere doyamıyoruz.

Küresel köyün muhtarı Hüseyin oldu diye bir sevinç bir sevinç. Sanki başımızdaki çoraplar Hüseyin"in birinci muhtarlığında örülmemiş gibi. Hüseyin gelecek dertler bitecek. Yahu zaten Hüseyin hep oradaydı. Ah affedersiniz, buradaydı demek istedim. Lakin muhtarın zaten burada olduğunu bir anlığına unutmuş olan siyasilerimiz sevinçten öle yazdı.

Biz iyi ki seçildin Hüseyin, ya Romney geleydi ne olurdu halimiz diye nazar duaları okumaya başlamışken, o Romney"e canı gönülden teşekkür ediyordu.

O rakibine teşekkür ederken, biz sen nasıl olur da rakip partiden bir kadını översin diye baskı üstüne baskı ile istifaya zorluyorduk, Yüksel Çavuşoğlu"nu.

Bir şey anlamadınız. Anlatayım.

CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yüksel Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler "Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi" kapsamında İstanbul"da düzenlenen "Kadın Hakları için 30 Yıllık Çaba" konulu konferansa katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin"e takdirlerini ve tebriklerini iletti. Göz hizasından samimi bir takdir: "Sizi seviyor ve beğeniyorum. Kadınlara bakış açınız çok iyi."

Vay sen misin bunu diyen! Sen nasıl olur da rakip partiden bir kadını -kadının Bakan olması yaptığı hizmetler filan hiç önemli değil- sever ve takdir edersin. Açtılar ağızlarını yumdular gözlerini. Tam 2-5 saat kaynattılar, iki satırlık takdir cümlesini. Sonunda Yüksel Çavuşoğlu istifa etmeye mecbur kaldı.

Tesadüf bu ya Başbakanımız, küresel köyün muhtarının zaferini, onun çocukluğunu geçirdiği Endenozya"da karşıladı. Endenozya"da bir sevinç bir sevinç. Başbakanımız son Salı toplantısından kalan yorgunluk ile "Darısı başımıza" dedi.

Centilmence davranış ve zarafet. İstediğimiz darı bu. Başımıza konmasını beklediğimiz darı.

Bu darı başımıza düşmeyecek. Düşse de bitmeyecek oradan yere düşecek. Darılar yeşersin diye gönlümüzü, zihnimizi, dilimizi temizlememiz gerekiyor önce.

Kullandığımız dil; reklamdan hitabete, aile içi sohbete, kamusal üsluba kadar her aşamada çok kötü. Ama hakikaten çok kötü. Ne ki artık kötünün kötü olduğunu idrak edecek kalpler giderek azalıyor.

II-Reklamlarımızın sevimlilik sosu ile birlikte nasıl bir şiddet aşıladığını ve bunun için küçücük bebekleri kullandığını fark ettiniz mi?

Mesela mafya babasından ödünç alınan cümlelerle konuşan bebeğin reklamını hatırlayalım, burun damlası reklamını:

—Bi konuda anlaşalım. Bizim olayımız ilgi çekmek! İlgi çek bakiyim.

- ıııggh!!!

—Tamam, bakın bi damla gözyaşı yok…-Bizde böyle 50 tane taktik var. Bi de burnumuz tıkalıysa bizden güzeli yok-Ama (O burun damlası)çıktığından beri bütün gece uyuyoruz. O anne gecede 5 kere yanıma gelicek!

—Kesinlikle!

—Pışpış yapcaaak, sallıycaak, öpçek. Annem rahat etsin diye öyle bütün gece uyuyamam! O burun tıkanacak arkadaş!

Üzgünüz tıkanmayacak diyen bir büyük adam sesi.

Ne kalıyor akılda?

Ne kazınmış oluyor kafalara?

İnternete girip bakın yukarıdaki reklamın altında kırmızı kalpler, gülücükler, aman ne sevimli demeler…

Şiddet konusunda kafamız karışık. Kimliğe dayalı bir şiddet algımız var. Küçük çocuk üzerinden mafya saldırganlığı ve mafya dili oluşturduğumuzu fark etmiyoruz.

Amerika lider çıkarmakta zorlanıyor. Biz adabı muaşeret konusunda zorlanıyoruz.

Bu durumda çekin bir uzun hava. Barak uzun havası.

Meraklısı için not: Barak havası, Barak Türkmenlerinin söylediği bir uzun havadır. Melankoli hırkası ile ısınmak istiyorsanız gün bitmeden dinleyin derim: "Seni seven sevmesini bilmemiş."

12 yıl önce
Barak havası: Seni seven sevmesini bilmemiş
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz